İstanbul Mahkemesi 97 Numaralı Sicil (H.1217-1225 / M. 1802-1810) cilt: 83, sayfa: 557 Hüküm no: 420 Orijinal metin no: [149a-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Bozmacılar Hanı’nda Kırıkoğlu Kostantin ve Karaoğlan demekle meşhur Mihal’in içki sattıkları odaların kapatılması
Şerbethâne men‘i bâbında verilen emir.
Akzâ kuzâtü’l-Müslimîn, evlâ vülâti’l-muvahhidîn, ma‘denü’l-fazli ve’l-yakīn, râfi‘u a‘lâmi’ş-şerî‘ati ve’d-dîn, vârisü ulûmü’l-enbiyâi ve’l-mürselîn, el-muhtassu bi-mezîd-i inâyeti’l-Meliki’l-mu‘în mevlânâ İstanbul Kādısı -zîdet fezâilühû- ve iftihârü’l-emâcid ve’l-ekârim, câmi‘ü’l-mahâmid [metinde “mahâdim”] ve’l-mekârim, el-muhtassu bi-mezîd-i inâyeti’l-Meliki’d-dâim hâlâ Rikâb-ı hümâyûnumda Sekbânbaşı el-Hâc Mehmed -dâme mecduhû- tevkī‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olucak ma‘lûm ola ki
İstanbul’da merhûm ve mağfûrun-leh Sultân Mustafa Han -aleyhi’r-rahmetü ve’l-gufrân-ın Câmi‘-i şerîfi kurbünde Balabanağa mahallesi ahâlîsinin Rikâb-ı hümâyûnuma takdîm eyledikleri arzuhâllerinde mahalle-i mezbûrede kâin Kādıasker Hammâmı ittisâlinde Bozmacılar Hanı’nda olan müste’cirlerinden firâr ve ihtifâ eden Kırıkoğlu Kostantın ve Karaoğlan demekle meşhûr Mihal nâm zimmîler mütemekkin oldukları iki aded odalarında hamr fıçıları peydâ ve bey‘-ı hamrı âşikâr ve me’lûf olan erâzil ü eşhâs makūleleri lehv [ü] tarabla [metinde “darbla”] oturup sekrân oldukları hâlde taşra çıkıp mahâll[e]lerine gider iken musâdefe eyledikleri ehl-i ırzın ve ahâlî-i mahallenin ıyâl ü evlâdlarına ta‘arruz ve müdâhale eylediklerinden mâ‘adâ keyfiyet-i mezkûr nice nice fesâda sebeb olur hâlâtdan olduğunu mahalle-i merkūme ahâlîsi meclis-i şer‘-i enverde ifâde ve beyân ve men‘ u def‘i husûsunu niyâz ve istirhâm eylediklerinde bu makūle ehl-i İslâm beldesinde izhâr-ı bey‘-ı hamr eden zimmîlerin men‘i şer‘an lâzım gelmekle mezbûrların husûs-ı mezbûra dâir olan edevâtı mütemekkin oldukları odalarından ihrâc ve ehl-i ırz kimesnelere îcâr ettirilmek emr-i savâb idiğini mübeyyin İstanbul Kādısı esbak tarafından bin yüz doksan beş senesi Muharrem’i târihiyle mahalle-i mezbûre ahâlîsi yedlerine verilip bu def‘a sicillâtdan kaydı ihrâc olunan i‘lâm-ı şer‘î bundan akdemce muhterik olduğundan Hân-ı mezkûrda kemâ-fi’s-sâbık hamr ve arak bey‘iyle nice fesâdı müeddî ve râhatları meslûb olduğundan bahisle ber-mûceb-i i‘lâm men‘i husûsu istirhâm olunmuş olmağla sen ki Sekbânbaşı-i mûmâ-ileyhsin, husûs-ı mezbûr sana havâle olundukda, Hân-ı mezkûrda vâki‘ oda-i mezkûr derûnunda olan hamr ve arak ve edevâtı ihrâc ve kemâ-fi’s-sâbık sedd ü bend olunup fîmâ-ba‘d küşâd olunmayacağını i‘lâm etmenle siz ki Mevlânâ ve Sekbânbaşı-i mûmâ-ileyhimâsız, vech-i meşrûh üzere amel olunmak fermânım olmağın imdi vech-i meşrûh üzere [amel] ve hareket ve hilâf-ı fermân ve mugāyir-i i‘lâm küşâdına ruhsat gösterilmemek bâbında fermân-ı âlî-şânım sâdır olmuşdur. Buyurdum ki: Hükm-i şerîfimle vusûl buldukda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan fermân-ı vâcibü’l-ittibâ‘ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı itâ‘at-makrûnuyla amel ve hareket ve hilâfından be-gāyet hazer ve mübâ‘adet eyleyesiz. Şöyle bilesiz alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasız.
Tahrîren fî-evâili Recebi’l-mürecceb sene 1225
Kostantıniyyeti’l-mahrûse
|