.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 137 Numaralı Sicil (H.1236-1238 / M 1821-1822)
cilt: 86, sayfa: 135
Hüküm no: 102
Orijinal metin no: [22b-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


İstanbul’daki hakkâk esnâfı ile zernişancı esnafının nizamlarına dair ferman talepleri

Hakkâkân esnâfının ve zernişancı esnâfının men-i nizâ‘ı

Ma‘rûz-ı dâ‘î-i devlet-i aliyyeleridir ki

Ashâb-ı arzuhâl İstanbul’da vâki‘ hakkâk esnâfının kethüdâsı Mehmed Şâkir Ağa ve Yiğitbaşısı Mehmed Emin Ağa ve Salih Efendi ve el-Hâc Abdullah Ağa ve el-Hâc Ahmed Ağa ve Mustafa Ağa ve sâirleri esnâf-ı mezkûreye mülhak yirmi nefer zernişancı esnâfından Kaspar ve Acı Kirkor ve Artin ve Avanes ve Acı Antran ve Arzuman ve Küçük Kirkor ve Mikail ve Parsih ve İbik ve Lazari ve İstefan ve diğer Antran ve Acı Ağya ve sâir mazbûtü’l-esâmî hâzır oldukları hâlde meclis-i şer‘-i münîrde yine esnâf-ı mezkûreye mülhak çubuktaş delip endâm veren esnâfdan arzuhâlde isimleri mastûr ustabaşı Salamon ve Sabetay ve Yako ve Nasim ve Aslan ve Yaşova ve Yaron ve Menteş ve İlya ve Avram ve diğer Avram ve Lazar ve âhar Avram ve diğer Sabetay ve Yasef ve Mişon ve İsak ve Yuda ve Kemel ve Çilbon ve Tavit ve Yako Yahûdiler muvâcehelerinde bin iki yüz otuz dört senesi Muharreminin on beşinci [günü] ile müverrah ve İstanbul mahkemesi sicilinde mukayyed bir kıt‘a i‘lâm-ı şer‘îde tafsîl ve beyân olunduğu vech üzere hâzirûn-ı mersûmûndan yirmi nefer zernişancı ve mersûmûndan Yahûdi tâifesiyle âhar ma‘lûmü’l-esâmî zimmîler delikçi ve endâmcı olup her biri âharın san‘atına müdâhale etmemek ve Bursa’dan gele[n] çakmak taşından dört Müslim ve dört Yahûdi taşlık olarak envâ‘-ı eteklik ve top i‘mâl ve endâmcı tâifesine verüp deldikden sonra fiyat-ı maktû‘asıyla zernişancı esnâfına bey‘ ve teslîm onlar dahi üzerlerine zernişan edüp çubukçu esnâfına ve sâirîne bey‘le ticâret etmek bâlâsı tuğra-yı garrâ ile mu‘anven emr-i âlîşân mûcebince şürût [ve] nizâmlarından iken bazıları hilâf-ı nizâm hareketde olmalarıyla ber-mûceb-i i‘lâm-ı mezkûr beynleri bi’t-terâzî ıslâh olunup ba‘de’l-yevm delikçi ve endâmcı olanlar vech-i muharrer üzere delinmiş ve endâmlanmış topun beherini doksan üç paraya ve büğülmüş topun beherini yüz yirmi altı paraya ve varilin beherini otuz altı paraya delinmiş ve endâmlanmış etekliği dahi çetele tâ‘bir eylediğimiz ölçü ile yedi nev‘ i‘tibâr edüp evvelki nev‘ini seksen paraya ve sâniyi doksan paraya ve sâlisi doksan beş paraya ve râbi‘i yüz on bir paraya ve hâmisi yüz on yedi paraya ve sâdisi yüz yirmi sekiz paraya ve sâbi‘i yüz otuz üç paraya vermek üzere kat‘-ı fiyat ile bey‘ u şirâya tarafeyn kavl ü ittifâk ve delikçi ve endâmcı tâifesi zernişancılık eyledikleri takdîrce bi’z-zarûre hakkâk esnâfına mahsûs keman isti‘mâl edüp ve tâife-i Yahûd keman isti‘mâl eyledikleri sûretde mühür hükmüne kudretyâb olduklarından âharın mührüne taklîde cesâretleri meczûm olmağla def‘an li’l-fesâd zernişancılıkdan bâ-fermân-ı âlî külliyen memnû‘ olmalarıyla bir zamânda zernişancılığa ta‘arruz etmemek ve delinmiş ve endâmlanmış top ve eteklikler kethüdâ ve ustabaşı ma‘rifetleriyle yirmi pay i‘tibâriyle yirmi nefer zernişancı esnâfına mu‘temedleri olan Salamon Yahûdi beher hafta altı yüz guruşluk çubuktaşını kethüdâ-yı hakkâkân ile zernişancı esnâfı mu‘temedleri ve ustabaşıları Kaspar ve Melkon zimmîlere teslîmiyle ale’s-seviyye tevzî‘ olunup iki pay mukābelesinde hakkâklar kethüdâsı bulunan kimesneye rızâlarıyla haftada on guruş ve yiğitbaşıya beş guruş ve hakkâkbaşıya beş guruş verilmek ve yirmi nefer zernişancıdan biri zernişancılığı bırakıp âhar san‘atla meşgūl oldukda ustalığı mukābelesinde kendüye on beş guruş verilmek ve âhar san‘atla me’lûflar zernişancılık etmemek ve yâhud delikçi ve endâmcı olanlar hilâf-ı fermân-ı âlî zernişancılık ederler ise vaz‘-ı kürek olunmak üzere sâniyen nizâma rabt olunmuşken yine bu esnâda delikçi ve endâmcı esnâfından bir Yahûdinin kendi menzilinde hilâf-ı emr-i âlî zernişancılık eylediği esnâf-ı mezkûrenin mesmû‘lar olup lâkin kim olduğu ma‘lûm ol[ma]mağla nizâm-ı mezkûra halel târi olması beynlerinde münâza‘a vukū‘una bâ‘is ve bâdî olduğundan Yahûdi-i mersûmu zahîre ihrâc-birle bi’l-ittifâk tedîbi dâ‘iyesinde olmuşidik el-hâletü hâzihî mersûmûn Yahûdiler fîmâ ba‘d içlerinden her kim zernişancılık eder ise ketm etmeyüp isim ve resmiyle lonca odasında cümle muvâcehesinde haber verüp ve kendileri dahi bir vakitde zernişancılık san‘atına ta‘arruz etmeyüp mâ‘adâ şürût-ı mer‘iyyelerine ri‘âyet etmek üzere ta‘ahhüdlerine binâen ve bi’l-cümle zernişancı esnâfını ve bizi ırzâ ve iskāt etmeleriyle onlar dahi teşekkîlerini tehîr etmişlerdir dediklerini zernişancı esnâfı hâzirûn-ı merkūmûn ile delikçi ve endâmcı esnâfı mesfûrûndan her biri tasdîk etmeleriyle fîmâ ba‘d esnâf-ı merkūmeden her biri hilâf-ı nizâm-ı mezkûrede haraketde olmayup ve ederi olur ise tedîb olunmak bâbında bu def‘a dahi her biri bâlâ-yı i‘lâma musahhah fermân-ı âlî sudûru [23a] niyâzında oldukları İstanbul Mahkemesi’nden huzûr-ı âlîlerine i‘lâm olundu.

Fi’l-yevmi’s-sâlis mine’l-Muharremi’l-harâm li-sene seb‘a ve selâsin ve mi’eteyn ve elf