İstanbul Mahkemesi 137 Numaralı Sicil (H.1236-1238 / M 1821-1822) cilt: 86, sayfa: 320 Hüküm no: 297 Orijinal metin no: [60b-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Seyyid Ali b. Feyzullah’ın, berber dükkânı gediğini Ömer Halîfe b. Seyyid Hasan’a sattığı
Berber gediği nakli
Ma‘rûz[-ı dâ‘î-i devlet-i aliyyeleridir ki]
Sâhib-i arzuhâl Berber es-Seyyid el-Hâc Ali b. es-Seyyid el-Hâc Feyzullah nâm kimesne meclis-i şer‘-i münîrde berberler kethüdâsı vekîli İbrahim Ağa ve şeyhleri Halil Efendi ve Duâcı el-Hâc Abdullah Efendi ve yiğitbaşı es-Seyyid Mehmed Nuri ve Çavuş Mustafa Ağa ve köşe ustası Mehmed Şâkir Ağa ve Ali Usta ve Halid Usta ve sâirleri hâzır oldukları hâlde dergâh-ı âlî -dâme mahfûfen bi’l-me‘âli- yeniçerilerinin yirmi beş cema‘at ortası ikinci karakullukçusu es-Seyyid Ömer Halîfe b. es-Seyyid Hasan muvâcehesinde mahmiye-i İstanbul’da Ebu’l-Feth Sultan Mehmed Hân -aleyhi’r-rahmetü ve’l-gufrân- Câmi‘-i şerîfi kurbünde Karaman-ı kebîr sükûnda vâki‘ Soğancı Hanı ittisâlinde kâin kaleminde Hüseyin Usta ismine mukayyed ma‘lûmü’l-hudûd bir bâb berber dükkânı derûnunda mevcûde mezbûr Hüseyin Usta’dan bâ-senedât-ı mu‘tebere bey‘ u şirâ olunarak akd-i âti’z-zikrin sudûruna değin yedimde mâlım ve mülküm olan beyne’l-hiref gedik tâ‘bir olunur âlât-ı lâzıme-i ma‘lûmeyi tarafeynden bi’l-îcâb ve’l-kabûl şürût-ı müfsideden ârî bâtten ve sahîhan bi-safkatin vâhidetin yüz elli guruş semen-i makbûza merkūm es-Seyyid Ömer Halîfe’ye bey‘ ve temlîk ve teslîm ol dahi yedimden iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabz ve kabûl edüp mebî-i mezkûrun tağrîr ve gabnine müte‘allika âmme-i da‘vâdan her birimiz âharın zimmetini ibrâ-i âmm-ı sahîh-i şer‘î ile kabûlü hâvî ibrâ ve iskāt etmemizle fîmâ ba‘d zikr olunan berber gediği âlât-ı lâzıme-i ma‘lûmesi merkūm es-Seyyid Ömer Halîfe’nin mâl-ı müşterâsı olup benim kat‘an alâka ve medhalim kalmamaışdır deyü ba‘de’l-ikrâr ve’t-tasdîk merkūm es-Seyyid Ömer Halîfe esnâf-ı merkūme gediklerinin derkenârda mezkûr şürût-ı nizâmı üzere dükkân-ı mezkûr derûnunda mevcûde berber gediği yine zikr olunan Karaman-ı kebîr sükûnda vâki‘ yedimde olan iki kıt‘a mütevellî temessükleri mantûklarınca bi’l-icâreteyn benim mutasarrıf olduğum Na‘lçacı Hanı demekle ma‘rûf ma‘lûmü’l-hudûd bir bâb muhterik vakıf hanı arsasına müceddeden binâ edeceğim bir bâb berber dükkânına nakl-birle mukaddemâ kaleminde Hüseyin Usta ismine olan kayd-ı atîki ref‘ ve terkīn ve müceddeden ismine kayd ile mahâll-i merkūma naklini müşir yedime sûret i‘tâ buyrulmak bâbında istid‘â-yı inâyet eylediğim i‘lâm olunmak matlûbumdur dedikde merkūm es-Seyyid Ömer Halîfe’nin takrîr-i meşrûhu üzere gedik-i mezkûru kendi tasarrufunda olup binâ edeceği berber dükkânına nakl istid‘âsı şürût-ı nizâmlarına mutâbık idüğünü esnâf-ı hâzirûn-ı merkūmûn dahi haber vermeleriyle esnâf-ı merkūmenin nizâmlarına muvâfık olmağın merkūm es-Seyyid Ömer Halîfe’nin [61a] istid‘âsına müsâ‘ade-i seniyyeleri re’y-i sâmîlerine menût idüğü İstanbul Mahkemesi’nden huzûr [-ı âlîlerine i‘lâm olundu.]
Fî 29 Receb sene 1237
|