|
Bab Mahkemesi 46 Numaralı Sicil (H. 1096 - 1097 / M. 1685 - 1686) cilt: 19, sayfa: 340 Hüküm no: 375 Orijinal metin no: [59b-1] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
İstanbul’daki nalçacıların vakfiyesi ve mütevelli tayini
Min mümzâtihî Elhamdü lillâhi’l-vâkıfi alâ külli hâl el-muttali‘i alâ mâ hâl fi’l-bâl âlimi’l-gaybi ve’ş-şehâdeti’l-kebîri’l-müte‘âl ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ seyyidinâ Muhammedini’l-meb‘ûs bi kemâli’l-hısâl ve alâ âlihî ve ashâbihî hayri’l-ashâb ve’l-âl ammâ ba‘d işbu kitâb-ı sıhhat-nisâbın tahrîr ve inşâsına bâ‘is ve bâdî oldur ki Dârü’l-hilâfeti’l-aliyye Kostantıniyye el-mahmiyye’de vâki‘ na‘lçacı tâifesinden hisseye mutasarrıf olan üstâdlardan Mehmed Çelebi b. el-Hâc Ahmed ve Mustafa Ağa b. Yusuf ve el-Hâc Mustafa b. Hasan ve Çalık Mehmed Çelebi b. Osman ve Müezzin Mehmed Çelebi b. Hüseyin ve Horhorlu Mehmed Beşe b. Bâli ve Kıbrıslı Ahmed Çelebi b. Ahmed ve Darbhâneli Mustafa b. Ramazan ve üstâd Yusuf b. Abdullah ve Zeyrekli üstâd Ali b. Abdülkādir ve Ali Bey ve Kara Mehmed b. Yusuf ve Aşçı Hüseyin Çelebi b. İsmail ve Kırkçeşmeli Mustafa b. Şaban ve üstâd İbrahim b. Abdullah ve üstâd Fazlullah b. Ahmed ve mu‘allim Mehmed Efendi b. Abdi ve Seyyid Mehmed Bey ve üstâd Süleyman b. Derviş ve Hasan Beşe b. Abdullah nâm kimesneler meclis-i şer‘-i şerîf-i şâmihü’l-imâd ve mahfil-i dîn-i münîf ve râsihu’l-evtâdda ve vakf-ı âti’z-zikre mütevellî nasb ve ta‘yîn olunan Mustafa Ağa b. Yusuf mahzarında her biri ikrâr-ı sahîh-i şer‘î ve i‘tirâf-ı sarîh-i mer‘î kılıp etyab-ı mâl ve ahsen-i menâlimizden her birimiz beşer guruş olmak üzre cem‘an yüz beş guruş ifrâz edip hasbeten lillâhi’s-Samed vakf-ı sahîh-i müebbed ve haps-i sarîh-i muhalled ile vakf ve haps edip şöyle ta‘yîn-i şurût ve tebyîn-i mesârif ve kuyûd eyledik ki meblağ-ı mezbûr şurût-ı âtiyemiz üzre vakf ve şart olunan Mehmed Çelebi vakfı olan yüz guruş ve Hasan Halîfe vakfı olan elli beş guruş ve es-Seyyid Mustafa vakfı olan yirmi guruş ve Kıbrıslı el-Hâc Ahmed vakfı olan on guruş ile ma‘an yed-i mütevellî ve senede her onu on bir buçuk hesâbı üzre rehn-i kavî ve kefîl-i melî veyâhud ikisinden biri ile istirbâh ve [istiğlâl] olunup bi fazlillâhi’l-meliki’l-müte‘âl hâsıla olan rey‘ ve galleden senede altı hatm-i şerîf tilâvet olunup tâlîsine yevmî nîm akçeden senede seksen akçe verile ve eczâ-i şerîfden birinin sevâbı mezbûr es-Seyyid Mehmed ve birinin sevâbı mezbûr Hasan Halîfe ve birinin sevâbı es-Seyyid Mustafa ve birinin sevâbı mezkûr Kıbrıslı el-Hâc Ahmed’in rûhlarına ve ikisinin sevâbı anlardan mâ‘adâmızın rûhumuza ihdâ oluna ve mârrü’z-zikr eczâ-i şerîfeden üçünün tilâveti Hasan Çelebi b. Osman ve üçünün tilâveti Mehmed Çelebi b. Hüseyin’e meşrûta ola ve mârrü’z-zikr eczâ-i şerîfeden iki hatm-i şerîf îd-i fıtr ta‘âmında ve iki hatm-i şerîf îd-i edhâ ta‘âmında ve iki hatm-i şerîf vakf ta‘âmı cem‘iyyetinde itmâm ve hayır du‘â oluna ve senede iki yüz kırk akçe Avratpazarı’nda vaz‘ olunan musluk âbkeşine vazîfe ve senede kırk akçe musluk meremmâtına ve senede yüz akçe vakf olan evânî-i nühâsiyye kalayına ve yüz elli akçe harc-ı muhâsebe ve senevî ikişer bin akçe teferrüclerde tabh-ı ta‘âm mesârifine harc oluna ve kezâlik senede dokuz yüz akçe vazîfe-i tevliyyet olup tevliyyet-i mezkûr hayâtda oldukça mezbûr Mustafa Ağa’ya ba‘dehû Mehmed Çelebi b. el-Hâc Ahmed’e ba‘dehû du‘âcı ve ehl-i hayr ve sâir ihtiyâr üstâdların re’yleri üzre tevliyyet-i mezkûre hizmetini kemâ yenbağī edâ[ya] kādir bir mütedeyyin ve bir perhizkâr kimesne ta‘yîn oluna ve üstâdlarımızdan el-Hâc Ebûbekir ve Hasan b. Yusuf ve üstâd Hüseyin b. Hasan ve üstâd Abdünnebi b. Süleyman ve Mustafa Çelebi b. Ali ve Mehmed b. Ahmed ve üstâd Mustafa b. Süleyman ve üstâd Mustafa b. Mahmud ve Şâhin Abdullah ve Mustafa b. Mahmud ve Mustafa b. Musa ve İbrahim b. Mehmed ve Ali b. Hüseyin ve üstâd Ömer b. Abdullah ve üstâd Abdi b. Ali vakf-ı mezkûra hasbî nâzır ola ve mesârif-i mezkûreden fazlası asl-ı mâla zam ve istirbâh olunup ta‘âm tabhına vefâ etmemek olursa ol zamânda mesârif-i mezkûreye sar[f] oluna ve şühûr ve kürûr-ı a‘vâm ve dühûruyla şerâit-i mezkûreye ri‘âyet müte‘azzire olursa mutlaka vakf-ı fukarâ-i ehl-i îmân ola deyû meblağ-ı mezbûru mütevellî-i mezbûr Mustafa Ağa’ya teslîm ol dahi tesellüm ve kabz ve sâir mütevellîlerin evkāfında olan tasarrufları gibi tasarruf eyledi dediklerinde gıbbe’t-tasdîki’ş-şer‘î ve’t-tahkīki’l-mer‘î mezbûrûn semt-i vifâkdan cânib-i şikāka âzim ve her biri husûmet ve nizâ‘a câzim olup vakf-ı nukūd inde’l-eimmeti’s-selâse en-nehârîr mefkūd olduğundan mâ‘adâ vâkıf menâfi‘-i vakfını nefsine şart eylese âlim-i rabbânî İmâm Muhammed b. Hasan eş-Şeybânî kātında mubtıl-ı vakf olmağın vakf-ı mezbûrdan rücû‘ eylediği mârrü’z-zikr meblağları mülkümüze istirdâd ettiririz dediklerinde mütevellî-i mezbûr cevâb-ı bâ savâba mütesaddî olup eğerçi hâl bâlâda şerh ve beyân olunan üzredir, lâkin hazret-i İmâm Züfer -aleyhi’r-rahmetü’l-meliki’l-ekber-’den İmâm Ensârî rivâyeti üzre sahîh olmağın ana binâen meblağ-ı mezbûru teslîm etmem deyû imtinâ‘ ve husûmet ve nizâ‘ edip sadr-ı kitâb-ı sıhhat-nisâba ünvân-tırâz-ı tevkī‘ ve tescîl olan hâkim-i hasm-ı ma‘delet-perver-i huzûr-ı âlîlerinde terâfu‘ân olduklarında hâkim-i müşârün-ileyh -esbağallâhu te‘âlâ ni‘metehû aleyh- hazretleri tarafeynin kelâmında fikr-i dakīkden sonra sıhhat-i vakf-ı nukūda hükm-i şer‘î ettiğinden sonra mezkûrûn semt-i âhardan rücû‘ edip eğerçi hükm-i mezbûr ile vakfa sıhhat hâsıla oldu lâkin inde İmâmi’l-A‘zam sıhhat-i vakf müstelzim-i lüzûm olmamağın vakf-ı mezbûrdan rücû‘ eyledik deyicek mütevellî-i mezbûr tekrâr cevâb verip eğerçi imâm-ı mûmâ-ileyh kātında hâl vech-i muharrer üzredir [60a] lâkin İmâm Ebû Yusuf hazretleri kātında şart-ı mezkûr mesârifda olursa sıhhat-i vakf müstelzim-i lüzûmdur ana binâen red ve teslîmden imtinâ‘ edip tekrâr mürâfa‘a olduklarında ol güher (…?) gencîne-i ahkâm ve faysalda isbât-ı? kazâyâ-yı enâm dahi emâil-i? fikr-i dakīkden sonra vakfın i‘tibârı mi‘yâr-ı tahrîrlerinde evvelen bi’l-ihtiyâr olmağla ilm-i kâmilleri muhît-i mesâil-i hilâf ve şâmil-i mevâzi‘-i ihtilâf olmağın lüzûm-ı vakfa dahi hüküm buyurup fîmâ ba‘d vakf-ı mezbûr sahîh ve lâzım oldu, cerâ zâlike ve hurrire fî evâili Recebi’l-ferd li sene seb‘a ve tis‘în ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Mustafa Çelebi b. el-Hâc Ahmed, el-Hâc Mustafa b. Tevekkül, İbrahim Çelebi b. Ahmed, Mehmed Efendi b. Mustafa, Ebûbekir Efendi b. Abdi, el-Hâc Abdullah b. Mahmud ve gayruhüm.
|