.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 147 Numaralı Sicil (H. 1241-1242 / M. 1826)
cilt: 89, sayfa: 85
Hüküm no: 47
Orijinal metin no: [18a-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Agop ve Haçador’un, ölmüş olan babaları Avadik’in Arnavud karyesindeki horasancı dükkânı gediğine ortak olduğunu söyleyerek gedikte hak iddia etmeleri

Arnavud Karyesi’nde horasancı gediği nizâ‘ı men‘i

Ma‘rûz

Mübârek rikâb-ı kamer-tâb-ı hazret-i hilâfet-penâhîye takdîm-i arzuhâl eden Âsitâne-i aliyyede vâkı‘ horasancı esnâfından Agop ve Haçador v. el-hâlik Avadik v. Sarıcan nâm zimmîler Çarşamba günü arz odasında huzûr-ı lâmi‘u’n-nûr-ı müşîrânelerinde ma‘kūd ? meclis-i şer‘-i münîrde zikri âtî vakıf mahzeni ve gedik âlâtına bâ-temessük ve bâ-hüccet mutasarrıf ve mâlik olmak üzere vaz‘-ı yedi mütehakkik olan Mihal v. Hristo zimmî muvâcehesinde nezâret-i dâ‘îlerinde olan evkāfdan mahrûse-i Galata’ya muzâfe Beşiktaş nâhiyesine tâbi‘ Arnavud karyesi avârız vakfının mütevellîsi Yorgaki zimmî hâzır olduğu hâlde biz işbu arzuhâlde zikr olunan Arnavud karyesinde kenisa vakfından bir kıt‘a mahzen babamız mersûm Avadik zimmînin tasarrufunda olup helâkinden sonra bize kalmış-idi deyu tahrîr ve iddi‘â etmişdik lâkin mahzen-i mezkûr hâmiş-i arzuhâlde mastûr defter-i vakıfdan muhrec derkenâr nâtık olduğu üzere kenisa yahud avârız vakıflarından olmayıp meclis-i şer‘de ibrâz ve kırâat olunan bir kıt‘a atîk mütevellî temessükü mantûkunca nezâret-i hazret-i şeyhülislâm-ı sellemehü’s-selâmîde âsûde evkāfdan Edirne kādısı esbak merhûm Çeşm-i Siyâh Mustafa Efendi nâm sâhibü’l-hayrın vakfı müsakkafâtından olarak beher şehr doksan akçe icâre-i müeccele ile bâ-temessük-i mütevellî bi’l-icâreteyn müstakillen mersûm Mihal zimmînin taht-ı tasarrufunda olmağla gerek babamız hâlik-i mesfûrun ve gerek bizim kat‘an alâka ve medhalimiz olmadığı zâhir ve mütevellî-i hâzır-ı mersûmûnun takrîriyle dahi mütehakkik ve bâhir olup ancak karye-i mezbûrede kâin bir bâb horasancı dükkânı derûnunda mevcûde gedik ta‘bîr olunur âlât-ı lâzıme-i ma‘lûme babamız mersûm Avadik zimmînin malı olup ba‘de’l-helâk bize mevrûs olmuş iken mersûm Mihal zimmî âlât-ı gedik-i mezkûru fuzûlî zabt ve tasarruf etmekle suâl olunup âlât-ı gedik-i mezkûrdan keff-i yed-birle bize teslîme mersûm Mihal zimmîye tenbîh olunmak matlûbumuzdur deyu da‘vâ ettiklerinden sonra ol-dahi cevâbında fi’l-vâkı‘ âlât-ı gedik-i mezkûr mesfûr Avadik zimmînin malı iken mersûm Avadik zimmî bin iki yüz yirmi üç senesi Şa‘bânı’nda hâlik oldukda âlât-ı gedik-i mezkûr zevcesi Meyrem bt. Haçador nasrâniye ile ol-târihde sagīr bulunan sulbî oğulları mersûmân Agop ve Haçador zimmîlere mevrûs oldukdan sonra mersûmânın tesviye-i emirlerine kıbel-i şer‘-i şerîfden vasî nasb olunan anaları zevce-i mesfûre Meyrem nasrâniye târih-i mezbûrda askerî kassâmı bulunan mevâlî-i devriyeden Kadızâde Lutfullah Efendi merhûmun [18b] huzûruna varıp âlât-ı gedik-i mezkûrdan kendi hissesini bi’l-verâse ve sâğîrân-ı mersûmânın hisselerini dahi bi’l-vesâyâ beyne’t-tâlibîn nidâ ve müzâyede olunarak karâr-dâdesi olup âlât-ı gedik-i mezkûrun semen-i misli idüğü bi’l-ihbâr lede’ş-şer‘u’l-enver zâhir ve mütehakkik olan sekiz yüz guruşa bâ-müsevvağ-ı şer‘î bana bey‘ ve temlîk ve teslîm ben dahi iştirâ ve temellük ve tesellüm ve semen-i mezkûr sekiz yüz guruşu meclis-i şer‘de tamâmen ve kâmilen mersûme Meyrem nasrâniyeye def‘ ve teslîm ol-dahi ahz ve kabz ve hâlik-i mersûmun defter-i kassâmına idhâl etmeğin min-ba‘d semen-i merkūmdan benim yed ve zimmetimde bir akçe ve bir habbe bâkī kalmadığını ve âlât-ı gedik-i mezkûrda dahi kendinin ve sagīrân-ı mesfûrânın kat‘an alâka ve medhalleri kalmayıp benim mülk-i müşterâda ve hakk-ı sarfım olduğunu takdîr ben dahi tasdîk etmemizle tarafeynin takdîr ve tasdîkimiz kıbel-i şer‘-i şerîfden hüccet olunup yedime i‘tâ kılınmışdı deyu bi’l-cümle mazmûnu takrîr-i meşrûhuna mutâbık ve târih-i mezkûr ile müverraha ve kassâm-ı mûmâ-ileyhin imzâ ve hâtemini hâviye bir kıt‘a hüccet-i şer‘iyye ibrâz eylediğinde mersûmân Agop ve Haçador zimmîler dahi kaziyye minvâl-i muharrer üzere olduğunu ve mazmûn-ı hüccet-i mezkûreyi ol-târihden bu âna gelince yirmi sene müddetle mersûm Mihal zimmî ile bir beldede mütemekkinler olup bey‘-i mezkûru kavlen ve fi‘ilen mücîz olduklarını bi-tamâmihî tâyi‘an ve kat‘iyyen ikrâr ve i‘tirâf etmeleriyle mûcebince müdde‘iyân-ı mersûmân Agop ve Haçador zimmîler da‘vâ-yı mezkûreleriyle mesfûr Mihal zimmîye bî-vech-i şer‘î mu‘ârazadan men‘ olunmağla âlât-ı gedik-i mezkûru ber-mûceb-i hüccet-i şer‘iyye kemâ-kân şirâen mâliki mersûm Mihal zimmînin zabt ve tasarrufu iktizâ eylediği İstanbul Mahkemesi’nden huzûr.

Fî 8 Za sene [1]241