.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Bab Mahkemesi 46 Numaralı Sicil (H. 1096 - 1097 / M. 1685 - 1686)
cilt: 19, sayfa: 352
Hüküm no: 393
Orijinal metin no: [62b-1]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Ayşe Sultan Vakfı’na ait dükkânın tasarruf hakkında Emetullah ile Süleyman ve Hüseyin’in sulh oldukları

Mahmiye-i İstanbul’da Soğan Ağa mahallesinde sâkine Emetullah bt. Mustafa nâm hâtun zâtını ma‘rifet-i şer‘iyye ile ârifân olan dâmâdı es-Seyyid Nuh Çelebi b. Hasan ve Hüseyin Çavuş b. Abdullah ta‘rîfleriyle mu‘arrefe oldukdan sonra meclis-i şer‘-i şerîf-i enverde işbu bâ‘isü’l-kitâb Süleyman Çelebi b. ( ) ve Hüseyin Halîfe b. Halil nâm kimesneler muvâcehelerinde bi tav‘ihâ ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm edip Dârü’s-sa‘âdeti’s-seniyye ağası hazretlerinin sâye-i nezâretlerinde olan evkāfdan merhûme Ayşe Sultan vakfından Okçularbaşı’nda Sebîlhâne kurbunda vâki‘ lede’l-ahâlî ve’l-cîrân ma‘lûmü’l-hudûd bir bâb dükkân icâreteyn-i ma‘lûmeteyn ile babam Mustafa ve li ebeveyn er karındaşı Ahmed’in tasarrufunda olup babam mezbûr fevt oldukda dükkân-ı mezkûrda hissesi olan şâyi‘i benim ile li ebeveyn er karındaşım İbrahim’e intikāl etmekle dükkân-ı mezbûrun rub‘u benim hakkım iken mezbûrân Süleyman ve Hüseyin benim hisseme bi gayri hakkın vaz‘-ı yed ederler deyû da‘vâ anlar dahi fi’l-hakīka mârrü’z-zikr dükkânın nısfı benim ile karındaşım mezbûr İbrahim’in tasarrufumuzda olup lâkin her birimiz hissemizi dükkân-ı mezbûrun nısf-ı âharına mutasarrıf olan mezbûr Ahmed[‘e] ma‘rifet-i mütevellî ile ba‘de’l-ferâğ, dükkân-ı mezkûrûn mecmû‘u merkūm Ahmed’in hakk-ı müfevvezi olduğundan sonra mezbûr Ahmed dükkân-ı mezbûrun mecmû‘unu bâ izn-i mütevellî kendilere ferâğ anlar dahi alâ iştirâki’s-seviy tefevvüz ve kabûl ve ol vechile dükkân-ı mezbûrun kendilerin hakk-ı tefevvüzü olmak üzre def‘a mütesaddî olmuşlar idi el-hâletü hâzihî mezbûrân Süleyman Çelebi ve Hüseyin Halîfe ile beynimizde muslihûn tavassut edip kırk iki guruş üzerine beynimizde akd-i müsâlaha olundukda ben dahi sulh-i mezbûru kabûl ve bedel-i sulh olan meblağ-ı mezbûr kırk iki guruşu yedlerinden alıp kabz edip dükkân-ı mezbûrdan hisseme müte‘allika âmme-i de‘âvî ve muhâsamât ve eymân ve mütâlebâtdan mezbûrân Süleyman Çelebi ve Hüseyin Halîfe’yi ibrâ-i âmm-ı kātı‘ü’n-nizâ‘la ibrâ ve iskāt eyledim ba‘de’l-yevm mezbûrân ile vechen mine’l-vücûh ve sebeben mine’l-esbâb da‘vâ ve nizâ‘ım kalmadı dedi[kde] gıbbe’t-tasdîki’ş-şer‘î mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’l-hâmis ve’l-ışrîn min Recebi’l-ferd li sene seb‘a ve tis‘în ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: Ahmed Efendi b. Veli, Ömer Beşe b. Halil, el-Hâc Hüseyin b. Hasan, Mehmed b. İsmail, İbrahim Çelebi b. Yusuf.