|
Bab Mahkemesi 46 Numaralı Sicil (H. 1096 - 1097 / M. 1685 - 1686) cilt: 19, sayfa: 356 Hüküm no: 398 Orijinal metin no: [63a-4] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
İsmail Ağa b. Ömer’in vârislerinin miras taksimi konusunda aralarında sulh olması
Husûs-ı âti’l-beyânın mahallinde keşf ve tahrîri için fermân-ı şerîf vârid olmağın imtisâlen-leh savb-ı şer‘-i şerîfden irsâl olunan Mevlânâ es-Seyyid Abdülmu‘tî Efendi hâssa mi‘mârlarından es-Seyyid Mustafa Halîfe b. Eyyûb ve Ahmed Halîfe b. Abdullah ile mahmiye-i İstanbul’da Ayasofya-i Kebîr mahallesinde vâki‘ zikri câ’î menzile varıp zeyl-i kitâbda muharrerü’l-esâmî olan müslimîn huzûrunda akd-i meclis-i şer‘-i mübîn eyledikde mahalle-i mezbûrede sâkin iken bundan akdem vefât eden İsmail Ağa b. Ömer’in verâseti zevce-i metrûkesi Ayşe bt. Abdullah ile sulbî kebîr oğlu Mehmed ve kebîre kızları Sâime ve Rukiye ve sagīre kızı Hatice’ye münhasıra olup ba‘dehû mezbûr Mehmed dahi fevt olup verâseti li ebeveyn karındaşı mezbûre Sâime ile li eb kız karındaşları mezbûretân Rukiye ve Hatice’ye münhasıra olduğu mütehakkik oldukdan sonra mezbûre Rukiye Hâtun’un kayınanası ve tarafından husûsü’l-beyâna vekîl-i müsecceli olan es-Seyyid Habib Çelebi b. es-Seyyid Mahmud meclis-i ma‘kūd-ı merkūmda Sâime Hâtun’un zevci ve tarafından ikrâr ve takrîrleri [63b] tasdîke vekîl-i sâbitü’l-vekâlesi olan Mehmed Ağa b. Hasan mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm edip müteveffâ-yı mezbûr İsmail Ağa’nın terekesinden olup mahalle-i mezbûrede vâki‘ bir tarafdan Sakabaşı Ali Ağa vakfı ve bir tarafdan Saray-ı sultânî’nin odun anbarı duvarı ve bir tarafdan ba‘zan kule ve ba‘zan Medîne-i Münevvere vakfı ve bir tarafdan tarîk-i âmla mahdûd büyût-ı adîdeyi müştemil olan işbu mülk menzil târih-i kitâbdan on bir ay mukaddem verese-i merkūmûn talebleriyle beynlerinde taksîm ve her birinin hissesi tebeyyün ve temyîz ve hüccet olunup ve hîn-i taksîmde mezbûre Rukiye’nin hissesinden mezbûre Sâime hissesine dört bin akçeye mukārin ziyâde arsa geçip ve hâlâ mi‘mârân-ı mezbûrân mesâha ve tahmînleri üzre işbu tûlen iki zirâ‘ on sekiz parmak ve arzen iki buçuk zirâ‘ bi hesâb-ı terbî‘î altı buçuk zirâ‘ mikdârı fevkānî nerdübân sahanı mezbûre Sâime Hâtun’un hissesine düşüp kat‘ı lâzım gelmiş iken hâlâ mezbûre Sâime Hâtun mârrü’z-zikr nerdübân sahanından kasr-ı yed ve mezbûre Rukiye’ye temlîk ve teslîm ve ba‘de’l-yevm sahan-ı mezbûr merkūme Rukiye’nin mülkü olup ve arsası merkūme Sâime Hâtun’un mülkü olmak üzre her birimiz râzı oldukdan sonra ben müvekkilem mezbûre Rukiye’nin hissesine âid olan arsa ve ebniyeden merkūme Sâime’ye ziyâde gitmişdir deyû mezbûr Mehmed Ağa’dan taleb ve da‘vâ eylediğimde beynimizde münâza‘ât-ı kesîre ve muhâsamât-ı şedîde vukū‘undan sonra muslihûn tavassut edip merkūm Mehmed Ağa benimle sekiz bin akçe üzerine sulh oldukda ben dahi sulh-i mezbûru kabûl ve bedel-i sulh olan meblağ-ı mezbûr sekiz bin akçeyi yedinden tamâmen ahz u kabz eylediğimden sonra husûs-ı merkūma ve bi’l-cümle menzil-i mezbûr ve taksîm-i mezkûra müte‘allika âmme-i da‘vâdan mezbûre Sâime Hâtun’un ve merkūm Mehmed Ağa’nın zimmetini ibrâ-i âmla ibrâ ve iskāt eyleyip ol dahi bedel-i sulha ve mârrü’z-zikr nerdübân başının sahan-ı mezbûruna ve bi’l-cümle husûs-ı menzil-i mezbûra müte‘allika mezbûre Rukiye Hâtun’un zimmetini ibrâ-i âmla ibrâ ve iskāt eyledi dedikde gıbbe’t-tasdîki’ş-şer‘î mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’t-tâsi‘ ve’l-ışrîn min Recebi’l-mürecceb li sene seb‘a ve tis‘în ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Ali Çavuş b. Mehmed el-Mübâşir, el-Hâc Mehmed Bey, helvacı Abdullah, el-Hâc Mustafa b. Tevekkül, Receb b. Şaban, Mahmud b. Hızır.
|