İstanbul Mahkemesi 148 Numaralı Sicil (H. 1241-1242 / M. 1826-1827) cilt: 90, sayfa: 111 Hüküm no: 64 Orijinal metin no: [13a-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
İrade gereğince sahipleri Arnavut olan Kasımpaşa Cum’a Pazarı’ndaki fırına devlet tarafından el konulup mezada verildiği
Cânib-i mîrîden Kasımpaşa’da Cum‘a Pazarı’nda habbâz fırını mübâya‘ası
Ma‘rûz
Zahîre nâzırı izzetlü Mehmed Ârif Efendi bendeleri Âsitâne-i sa‘âdet ve bilâd-ı selâsede vâki‘ Arnabud fırınlarının Müslim hamîrkâr ve hademe-i sâiresinin mukaddemce bâ-irâde-i seniyye yerlerine re‘âyâ ve kendileri mahallerine i‘zâm ve bu def‘a dahi lâzımü’l-huzûr nâzır-ı mûmâ-ileyh nezdine celb ve navul kalemi kuyûduna mürâca‘at ve tatbîk ve kā‘ide-i mer‘iyye-i mîrîyye ve ticârete tevfîk olunarak zikrolunan fırınların derûnlarında mevcûde zehâir ve bargir ve hatab bahâları ve tablakâr ve sâiri zimmetlerinde olan matlûbâtlarının ve anbâr-ı âmire mevcûdundan aldıkları zahîre bahâsından zahîre hazînesine ve tüccârdan aldıkları zahîre bahâsından tüccâra ve hatab ve saman ve sâir zimemâtlarının yegān yegān hesâbları rü’yet ve yerlerine şimdilik ikāmet sûretiyle re‘âyâdan habbâz ustası ik‘âd ve ikāmet ettirilmiş ve sâye-i veliyyü’n-ni‘amîde nân-ı azîz husûsunda ibâdullâha zarûret çektirilmemek husûsunun vesâili istihsâl olunmuş ise de müddet-i medîde emâneten idâresinde telefâtı mûcib ve bi’l-âhare zahîre hazînesine ve tüccâra zarar ve hasârı müstevcib olmağla zikrolunan fırınlar kadîmi vechile şehrî Müslim ve re‘âyâdan tâliblerine füruht olunarak semen-i misilleri düyûn-ı mîrîyyelerine mahsûben zahîre hazînesine teslîm ve ba‘dehû iktizâsı vechile tüccâr ve sâir kimesnelerin matlûbâtı istifâ kılınmak şartıyla zikrolunan fırınlar başka başka mezâda verilerek her biri ne mikdâra resîde olur ise taraf-ı mûmâ-ileyhden diğer tekārîr ve defâtir ile hâk-i pây-i devletlerine ifâde kılınarak ve kādı-i Dârü’l-hilâfe tarafından dahi taharrî olunarak her kim ziyâde verir ise ona i‘tâ olunmak ve şimdilik mezâda verilmek istid‘âsı meâlinde nâzır-ı mûmâ-ileyhin takdîm eylediği memhûr takrîri bâlâsına bu dâ‘îlerine hitâben zahîre nâzırı efendinin işbu takrîri mûcibince zikrolunan fırınlar efendi-i mûmâ-ileyh ma‘rifetiyle başka başka mezâda verilerek tâlibleri miyânında arttırılıp ne mikdâra karâr eder ise ve her kim ziyâde verir ise ona verilmek üzre iktizâ eden bahâsı ma‘rifet-i şer‘ ve efendi-i mûmâ-ileyh ma‘rifetiyle tahsîl olunmak üzre zahîre hazînesine teslîmi sûretinin istihsâline mübâderet eyleyesin deyü unvânı sahh-ı âlî ile müveşşah sâdır olan fermân-ı âlîlerine imtisâlen nâzır-ı mûmâ-ileyh meclis-i şer‘-i münîrde Şehrî Ali muvâcehesinde takrîr-i kelâm edip kasaba-i Kasımpaşa’da Cum‘a Pazarı nâm mahâlde vâki‘ altı horoslu bir kıt‘a habbâz fırını derûnunda mevcûd ve beyne’l-esnâf gedik ta‘bîr olunur yirmi dört re’s bargir ve sâir âlât-ı lâzıme-i ma‘lûme Arnabud tâifesinden Tahir ve Ömer ve Hüseyin nâm kesânın ber-vech-i iştirâk mâlları olup merkūmûn bundan akdem ber-vech-i muharrer bâ-irâde-i seniyye vilâyetlerine i‘zâm ve der-dest olan defter mantûkunca merkūmûn cânib-i mîrîye zahîre bahâsından on bir bin iki yüz kırk bir buçuk guruş ve tüccâra on bin yüz elli dokuz guruş deynleri olmağla sâdır olan fermân-ı âlî mûcibince bey‘i lâzım gelmeğin sâlifü’z-zikr âlât-ı lâzıme-i ma‘lûme lede’l-müzâyede merkūm Ali’nin üzerinde yirmi dört bin guruşda karâr ve ziyâdeyle tâlib-i âharı olmayıp ve meblağ-ı merkūm gedik-i mezkûrun el-yevm semen-i bey‘i idüğü ihbâr olunmağla hâlâ ben zikrolunan gedik âlâtını meblağ-ı merkūm yirmi dört bin guruşa merkūma bey‘ ve teslîm ve semen-i mezkûrun altı bin guruşunu ber-vech-i peşîn ve mâ‘adâsı olan on sekiz bin guruşu dahi senevî biner guruş vererek mukāssatan emsâli misillü zahîre hazînesine edâ etmek üzre ihâle eylediğimde ol dahi ber-minvâl-i muharrer iştirâ ve tesellüm ve ber-vech-i meşrûh semen-i mezkûru hâlâ ve mukāssatan kabzına me’mûra teslîme ta‘ahhüd etmekle fîmâ-ba‘d mârrü’l-beyân gedik âlâtı merkūm Ali’nin<> olmuşdur deyü ba‘de’t-takrîr ve’t-tasdîk sâlifü’z-zikr gediğin kayd-ı atîki kaleminden ref‘ ve terkīn ve merkūm Ali’nin ismine tashîhi kayd ile yedine sûret i‘tâsını merkūm Ali istid‘â [13b] ve istid‘âsı şurût-ı nizâma muvâfık olduğunu hazır bi’l-meclis kethudâ ve nizâm ustaları ihbâr ve inbâ eyledikleri İstanbul Mahkemesi’nden huzûr-ı âlîlerine i‘lâm olundu.
Fî 14 min-S sene 1242
|