İstanbul Mahkemesi 148 Numaralı Sicil (H. 1241-1242 / M. 1826-1827) cilt: 90, sayfa: 151 Hüküm no: 98 Orijinal metin no: [21a-3] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
İrade gereğince sahipleri Arnavut olan Koska ve Musalla Fırınlarına devlet tarafından el konulup mezada verildiği
Cânib-i mîrîden Koska ve Musallâ Fırını mübâya‘ası
Ma‘rûz
Zahîre nâzırı izzetlü Mehmed Ârif Efendi bendeleri Âsitâne-i sa‘âdet ve bilâd-ı selâsede vâki‘ Arnabud fırınlarının Müslim hamîrkâr ve hademe-i sâiresinin mukaddemce bâ-irâde-i seniyye yerlerine re‘âyâ ve kendileri mahallerine i‘zâm ve bu def‘a dahi lâzımü’l-huzûr-ı nâzır-ı mûmâ-ileyh nezdine celb ve navul kalemi kuyûduna mürâca‘at ve tatbîk ve kā‘ide-i mer‘iyye-i mîrîyye ve ticârete tevfîk olunarak zikrolunan fırınların derûnlarında mevcûd zehâir ve bargir ve hatab bahâları ve tablakâr ve sâir zimmetlerinde olan matlûbâtlarının ve anbâr-ı âmire mevcûdundan aldıkları zahîre bahâsından zahîre hazînesine ve tüccârdan aldıkları zahîre bahâsından tüccâra ve hatab ve saman ve sâir zimemâtlarının yegān yegān hesâbları rü’yet ve yerlerine şimdilik ikāmet sûretiyle re‘âyâdan habbâz ustası ik‘âd ve ikāmet ettirilmiş ve sâye-i veliyyü’n-ni‘amîde nân-ı azîz husûsunda ibâdullâha zarûret çektirilmemek husûsunun vesâili istihsâl olunmuş ise de müddet-i medîde emâneten idâresinde telefâtı mûcib ve bi’l-âhare zahîre hazînesine ve tüccâra zarar ve hasârı müstevcib olmağla zikrolunan fırınlar kadîmi vechile şehrî Müslim ve re‘âyâdan tâliblerine füruht olunarak semen-i misilleri düyû[n]-ı mîrîyyelerine mahsûben zahîre hazînesine teslîmi ve ba‘dehû iktizâsı vechile tüccâr ve sâir kimesnelerin matlûbâtı istifâ kılınmak şartıyla zikrolunan fırınlar başka başka mezâda verilerek her biri ne mikdâra bâliğ olur ise taraf-ı mûmâ-ileyhden diğer tekārîr ve defâtir ile hâk-i pây-i devletlerine ifâde kılınarak ve kādı-i Dârü’l-hilâfe tarafından dahi taharrî olunarak her kim ziyâde verir ise ona i‘tâ olunmak ve şimdilik mezâda verilmek istid‘âsı meâlinde nâzır-ı mûmâ-ileyhin takdîm eylediği memhûr takrîri bâlâsına bu dâ‘îlerine hitâben zahîre nâzırı efendinin işbu takrîri mûcibince zikrolunan fırınlar efendi-i mûmâ-ileyh ma‘rifetiyle başka başka mezâda verilerek tâlibleri miyânında arttırılıp ne mikdâra karâr eder ise ve her kim ziyâde verir ise ona verilmek üzre iktizâ eden bahâsı ma‘rifet-i şer‘ ve efendi-i mûmâ-ileyh ma‘rifetiyle tahsîl olunmak üzre zahîre hazînesine teslîmi sûretinin istihsâline mübâderet eyleyesin deyü unvânı sahh-ı âlî ile müveşşah sâdır olan fermân-ı âlîlerine imtisâlen nâzır-ı mûmâ-ileyh tarafından vekîl-i müsecceli habbâzân kethudâsı Mehmed Ağa b. Ali meclis-i şer‘-i enverde Şehrî Nuri b. İbrahim muvâcehesinde takrîr-i kelâm edip İstanbul’da Koska’da altı horoslu bir kıt‘a habbâz ve ona merbût Musallâ Fırını derûnlarında mevcûde beyne’l-esnâf gedik ta‘bîr olunur yirmi dört re’s bargir ve sâir âlât-ı lâzıme-i ma‘lûme Arnabud tâifesinden ma‘lûmü’l-esâmî kimesnelerin yedlerinde mâlları olup ve mezbûrûn bundan akdem ber-vech-i muharrer bâ-irâde-i seniyye vilâyetlerine i‘zâm ve der-dest olan defter mantûkunca merkūmûnun cânib-i mîrîye zahîre bahâsından [21b] on altı bin yedi yüz elli dört guruş ve tüccâra on sekiz bin yüz elli iki guruş deynleri olmağla sâdır olan fermân-ı âlî mûcibince bey‘i lâzım gelmeğin sâlifü’z-zikr âlât-ı ma‘lûmeler lede’l-müzâyede merkūm Nuri üzerinde otuz dört bin dokuz yüz altı guruşda karâr ve ziyâde ile tâlib-i âharı olmayıp ve meblağ-ı merkūm gedik-i mezkûrların el-yevm semen-i misli idüğü ihbâr olunmağla hâlâ ben zikrolunan gedik âlâtlarını meblağ-ı merkūm otuz dört bin dokuz yüz elli altı guruşa mezbûr Nuri’ye bi’l-vekâle bey‘ ve teslîm ve semen-i mezkûrun üç bin beş yüz guruşunu ber-vech-i peşîn ve mâ‘adâsı olan otuz bir bin dört yüz altı guruşunu dahi senevî biner guruş vererek mukāssatan emsâli misillü zahîre hazînesine edâ etmek üzre bi’l-vekâle ihâle eylediğimde ol dahi ber-minvâl-i muharrer iştirâ ve tesellüm ve ber-vech-i meşrûh semen-i mezkûru hâlâ ve mukāssatan kabzına me’mûra teslîme ta‘ahhüd etmekle fîmâ-ba‘d mârrü’l-beyân gedik âlâtları mezbûrun mâlı olmuşdur deyü ba‘de’t-takrîr ve’t-tasdîk sâlifü’z-zikr gedik âlât-ı lâzımelerin kayd-ı atîki kaleminden ref‘ ve terkīn ve merkūm Nuri isminde tashîhan kayd ile yedine sûret i‘tâsını mezbûr Nuri istid‘â ve istid‘âsı şurût-ı nizâma muvâfık olduğunu hazır bi’l-meclis bi’l-cümle nizâm ustaları ihbâr ve inbâ eyledikleri İstanbul Mahkemesi’nden huzûr-ı âlîlerine i‘lâm olundu.
Fî 23 Ra sene 1242
|