.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 148 Numaralı Sicil (H. 1241-1242 / M. 1826-1827)
cilt: 90, sayfa: 231
Hüküm no: 170
Orijinal metin no: [36a-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Hanife Hanım bt. Numan Efendi’nin, Camcı Ali mahallesindeki yedi aded dükkânını kiraya verdiği

Yedi bâb dekâkîn îcârı

Ma‘rûz

Sahibe-i arzuhâl mu‘arrefetü’z-zât Hanife Hanım bt. Nu‘man Efendi bi’l-ma‘iyye rü’yete me’mûr nezâret-i hazret-i sadr-ı âlîde âsûde evkāf müfettişi müderrisîn-i kirâm-ı zevi’l-ihtirâmdan fazîletlü Mahmud Nidâî Efendi tarafından mürsel Kâtib el-Hâc İbrahim Efendi hazır olduğu hâlde akd olunan meclis-i şer‘-i münîrde zikri âtî bir bâb halâlcı dükkânı müste’ciri Mustafa Efendi b. Lütfullah ve bir lüleci dükkânı müste’ciri es-Seyyid Hüseyin Ağa b. İsmail ve bir bâb duhânî dükkânı müste’ciri el-Hâc Mehmed Ağa b. Ali nâm kimesneler ile dört bâb eskici dükkânları müste’cirleri Artin ve Aslan veledey Toros ve diğer Artin v. Serkiz ve Haçador v. Artin zimmîler muvâcehelerinde nezâret-i hazret-i müşârün-ileyhde âsûde evkāfdan sadr-ı esbak-ı merhûm Mustafa Paşa Vakfı müsakkafâtından İstanbul’da Acemoğlu Meydânı civârında Camcı Ali mahallesinde kâin bâ-temessük-i mütevellî bi’l-icâreteyn mutasarrıfe olduğum zikrolunan yedi bâb dükkânda merkūmûn ve mesfûrûndan her biri beher şehr üçer guruş kirâ ile müste’cirim olup el-hâletü hâzihî fesh-i akd-i icâre ile ihrâc murâd eylediğimde dekâkîn-i mezkûre gedikleri mukayyed ve mu‘teber değil iken hurûcdan imtinâ‘ etmeleriyle suâl olunup her birinin dekâkîn-i mezkûreden ihrâc olunmaları murâdımdır deyü da‘vâ eylediğinde onlar dahi cevâblarında zikrolunan yedi bâb dükkân fi’l-asl mahâll-i mezkûrda kâin hâmiş-i arzuhâle derkenâr olunan emr-i âlîye dâhil yirmi bâb eskici dükkânlarından olup el-hâletü hâzihî üç adedinde halâlcı ve lüleci ve tütüncü sâkinlerdir deyip ol vechile beynimizde ba‘de’l-münâza‘a beynimiz ıslâh olunup ben dekâkîn-i mezkûreyi işbu bin iki yüz kırk iki senesi şehr-i Rebî‘ülâhir gurresinden aded-i şuhûr beyân olunmaksızın her birini beher şehr altışar guruş kirâ kavliye merkūmûn ve mesfûrûna kemâ-fi’s-sâbık îcâr ve teslîm eylediğimde onlar dahi istîcâr ve kabûl ve iktizâ eden ta‘mîr ve termîmini dahi kendi mâllarından teberru‘an li’l-vakf harc ve sarfa ve kirâ-yı mezkûrları mâh-be-mâh cevr ü ezâ etmeksizin bana edâya ben dahi merkūmûn ve mesfûrûnu dekâkîn-i mezkûreden adem-i ihrâca tarafeynden her birimiz ta‘ahhüd eyledik deyü takrîrini merkūmûn ve mesfûrûndan her biri tasdîk eyledikleri İstanbul Mahkemesi’nden huzûr.

Fî 4 R sene 1242