İstanbul Mahkemesi 148 Numaralı Sicil (H. 1241-1242 / M. 1826-1827) cilt: 90, sayfa: 243 Hüküm no: 183 Orijinal metin no: [38a-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Muhsinzâde Mehmed Bey’in yanan dükkânını, kiracıları Kadayıfçı Mehmed ile Ali’nin inşa edip 9 guruş kira ödeyecekleri
Hocapaşa’da kadayıfçı dükkânına kirâ zammı
Ma‘rûz
Dergâh-ı âlî kapıcıbaşılarından derûn-ı arzuhâlde mezkûru’l-ism Muhsinzâde es-Seyyid Mehmed Bey b. es-Seyyid Mehmed Said Bey tarafından husûs-ı âti’l-beyânda vekîl olduğu Ârif Ağa b. Hüseyin ve Mehmed Said Ağa b. Abdullah nâm kimesneler şehâdetleriyle ber-nehc-i şer‘î sâbit olan Abdullah Paşa Vakfı câbîsi es-Seyyid el-Hâc Mustafa Ağa b. es-Seyyid Veliyüddin nâm kimesne bi’l-ma‘iyye rü’yete me’mûr Haremeyn-i şerîfeyn müfettişi Emin Beyefendi-zâde fazîletlü Abdülkadir Beyefendi tarafından meb‘ûs Kâtib es-Seyyid İbrahim Efendi ma‘iyyetiyle akd olunan meclis-i şer‘-i enverde Âsitâne-i aliyyede vâki‘ kadayıfçı esnâfından sahib-i arzuhâl Antakyalı el-Hâc Mehmed b. el-Hâc Ali nâm-ı diğer Haydar ve şerîki Ali Efendi b. Mehmed nâm kimesneler muvâcehelerinde çörekçi esnâfının kethudâsı Şehrî el-Hâc Halil Ağa b. el-Hâc Ahmed ve yiğitbaşısı Mustafa b. İbrahim ve esnâfından ma‘lûmü’l-esâmî kesân hazır oldukları hâlde Haremeyn-i şerîfeyn vakfı müsakkafâtından İstanbul’da Hocapaşa kurbünde Muhsinzâde Hânı demekle meşhûr bir bâb kârgir hânın kapısı ittisâlinde vâki‘ hân-ı merkūm kemeri tahtında kâin bir bâb muhterik kadayıfçı dükkânı arsası evlâdiyet ve meşrûtiyyet üzre vakf-ı merkūmun mütevellîsi olan müvekkilim mûmâ-ileyh Mehmed Bey’in bundan akdem kāimmakām-ı mütevellî izniyle bi’l-icâreteyn müstakillen taht-ı tasarrufunda ve dükkân-ı mahdûd-ı mezkûr derûnunda bilâ-gedik şehriye beş guruş icâre tesmiyesiyle şerîkân-ı merkūmân el-Hâc Mehmed ve Ali Efendi’den her biri müvekkilim mîr-i mûmâ-ileyhin müste’ciri olup derûnunda kadayıfçılık ederler iken dükkân-ı mezkûr bundan akdemce mahâll-i merkūmda bi-kazâillâhi te‘âlâ vukū‘ bulan harîkde muhterik olup icâre dahi münfesiha oldukdan sonra şerîkân-ı merkūmân arsa-i mahdûd-ı mezkûrda mu‘teber gediğimiz vardır diyerek bu def‘a dükkân-ı mezkûrun binâsına şurû‘ ile derûnunda yine kadayıfçılık ederiz deyü dükkân-ı mezkûr arsasına fuzûlî bi-gayr-ı hakkın müdâhale ve vaz‘-ı yed eder suâl olunup müdâhalesi men‘ ve def‘ olunmak murâdımdır deyü bi’l-vekâle da‘vâ ettikde onlar dahi cevâblarında hâmiş-i arzuhâlde mastûr Başmuhâsebe derkenârı mantûkunca Hocapaşa’da vâki‘ iki bâb kadayıfçı dükkânlarının biri sâlifü’z-zikr Muhsinzâde Hânı ittisâlinde Hacı Ali ismine mukayyed muhterik dükkân-ı mahdûd-ı mezkûr olup ve dükkân-ı mezkûrun derûnunda mevcûde beyne’l-esnâf şurût-ı nizâma dâhil mu‘teber kadayıfçı gediği ta‘bîr olunur âlât-ı lâzıme-i ma‘lûme derkenârda muharrer müste’cir-i merkūm Hacı Ali’nin sulbî oğlu ve hasran vârisi Mehmed Ârif nâm kimesneden müşterâ yedimizde münâsafeten emvâlimiz olmağla bi-hakkın müdâhale ve vaz‘-ı yed ederiz deyip evvelen derkenâr-ı mezkûrda iki bâb kadayıfçı dükkânlarının mahalleri sarâhaten kaydında mastûr olmamağla istikşâf-ı hâl için cânib-i şerî‘at-i garrâdan me’zûnen irsâl olunan Kâtib es-Seyyid Ahmed Rıza Efendi ve müfettiş-i mûmâ-ileyh tarafından meb‘ûs kâtib-i merkūm es-Seyyid İbrahim Efendi hâssa mi‘mârı hulefâsından Ali Necib ve Abdullah Haydar Halîfeler ile muhterik dükkân-ı mezkûra varıp huzûr-ı Müslimînde akd-i meclis-i şer‘-i âlî ettiklerinde vekîl-i merkūm es-Seyyid el-Hâc Mustafa meclis-i ma‘kūd-ı mezkûrda mezbûr el-Hâc Mehmed kendi nefsinden asâleten ve şerîki merkūm Ali Efendi tarafından kadayıfçı esnâfından Kantâ[r]cılarlı Mehmed Ağa b. İbrahim ve Buğdaycılar kapısında el-Hâc Abdi b. Mahmud nâm kimesneler şehâdetleriyle husûs-ı âti’l-beyânda ber-nehc-i şer‘î sâbitü’l-vekâle vekîli olmağla vekâleten muvâcehesinde kethudâ ve yiğitbaşı ve esnâf-ı merkūmûn hazır oldukları hâlde sâlifü’l-beyân Muhsinzâde Hânı ittisâlinde olup mi‘mârân-ı mezbûrânın misâhalarıyla terbî‘an yirmi üç zirâ‘ on dört parmak muhterik dükkân-ı mahdûd-ı mezkûr derkenâr-ı mezkûrda muharrer Hocapaşa’da vâki‘ iki bâb kadayıfçı dükkânlarından biri olup ol vechile derûnunda kırk elli seneden beri mu‘teber ve mukayyed şurût-ı nizâmda dâhil kadayıfçı gediği olduğunu mahâll-i mezkûrun kurb ve civârında olup kizb üzerine tevâtu’ları mutasavver olmayan bî-garaz Müslimînden Hocapaşa kurbünde ve Hobyar mahallesi imâmı Hâfız Mustafa Efendi b. Hasan ve Yeni Câmi‘-i şerîf kayyimlerinden kandilci ve çerâğcıbaşı Hâfız Hasan Efendi b. el-Hâc Ali ve Hocapaşa’da Berber es-Seyyid el-Hâc Mustafa Ağa b. Osman ve Berber Ömer Ağa b. Mustafa nâm kimesnelerden her biri ta‘yîn-i hudûd ederek alâ-tarîkı’ş-şehâde bi’l-muvâcehe haber verdiklerini kâtibân-ı mezbûrân mahâllinde ketb ve tahrîr ve ma‘an meb‘ûs ümenâ-i şer‘le meclis-i şer‘a gelip müdde‘î-i vekîl-i merkūm es-Seyyid el-Hâc Mustafa Ağa bi’l-vekâle ve müdde‘â-aleyhimâ el-Hâc Mehmed ve şerîki müvekkil-i mezbûr Ali Efendi’den her biri bi’l-asâle kethudâ ve yiğitbaşı ve esnâf-ı merkūmûn hazır oldukları hâlde tasdîklerine mukārin alâ-vukū‘ihî ba‘de’l-inhâ ve’t-takrîr muslihûn tavassutuyla beynleri te’lîf ve tanzîm olunup vekîl-i merkūm es-Seyyid Mustafa Ağa muhterik dükkân-ı mahdûd-ı mezkûrun kirâsı olan beş guruş üzerine dört guruş dahi zamla bi’t-terâzî cem‘an beher şehr dokuz guruşa iblâğ eylediğinde şerîkân-ı mezbûrân el-Hâc Mehmed Ağa ve Ali Efendi dahi ber-minvâl-i muharrer kabûl ve dükkân-ı mahdûd-ı mezkûru kendi mâllarından meblağ sarfla teberru‘an li’l-vakf ba‘de’l-binâ şehriye dokuzar guruş kirâsını mâh-be-mâh cevr ü ezâ etmeksizin müvekkil-i mûmâ-ileyh es-Seyyid Mehmed Bey’e edâya ba‘de’t-ta‘ahhüd vekîl-i merkūm es-Seyyid el-Hâc Mustafa Ağa dahi ba‘de’l-yevm ziyâde kirâ artırmak ve bahâne-i sâire ile dükkân-ı mahdûd-ı mezkûrdan ihrâclarına tesâddî ile gediklerini mahv ü ibtâl etmek dâ‘iyesinde olmamağa müvekkiline izâfetle bi’l-vekâle ta‘ahhüd eylediğinde tarafeynden her biri âharın bi’l-asâle ve bi’l-vekâle ta‘ahhüdlerini kabûl ve bu vechile kat‘-ı münâza‘a eyledikleri İstanbul Mahkemesi’nden huzûr.
Fî 27 R sene 1242
|