.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 148 Numaralı Sicil (H. 1241-1242 / M. 1826-1827)
cilt: 90, sayfa: 255
Hüküm no: 195
Orijinal metin no: [40a-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Mustafa Şerif Ağa’nın Kilid Hanı’ndaki odalardaki hisselerini, diğer hissedarlarına kiraya verdiği

Kilid Hânı derûnunda dekâkîn ve oda îcârı

Ma‘rûz

Dergâh-ı âlî kapıcıbaşılarından sahib-i arzuhâl Mehmed Paşa kethudâsı es-Seyyid el-Hâc Mustafa Şerif Ağa b. İsmail’in oğlu ve tarafından vekâleti Mehmed b. İbrahim ve Ahmed b. Ali şehâdetleriyle sâbit olan Osman Bey <> Haremeyn-i şerîfeyn müfettişi Emin Beyefendi-zâde fazîletlü Abdülkadir Beyefendi tarafından mürsel Kâtib Mehmed Hamdi Efendi dâ‘îleriyle akd olunan meclis-i şer‘-i münîrde derûn-ı arzuhâlde isimleri mastûr Mustafa Sâlim Ağa ve Mehmed Memiş Ağa b. el-Hâc Mehmed muvâcehelerinde Dârü’s-sa‘âdeti’ş-şerîfe ağası hazretleri nezâretlerinde âsûde evkāfdan sadr-ı esbak-ı merhûm Pîr[î] Paşa Vakfı mütevelliyesi Şerife Fâtıma Hanım’ın zevci ve tarafından vekîl-i mürseli ser-bevvâbîn-i dergâh-ı âlî Silivrili Mehmed Ağa hazır olduğu hâlde vakf-ı mezkûr müstagallâtından İstanbul’da Uzun Çarşı’da Kilid Hânı derûnunda kâin tahtânî bir bâb kolancı ve bir bâb sarrâf ve bir bâb berber dükkânları ile fevkānî bir bâb ahşab terzi ve bir bâb kârgir kürkçü ve tahtânî bir bâb terzi odalarının mecmû‘u ve tahtânî bir bâb kârgir dülbendci odasının nısf-ı şâyi‘inin sülüsü babam müvekkilim mûmâ-ileyh es-Seyyid el-Hâc Mustafa Şerif Ağa’nın ve sülüsü merkūm Mustafa Sâlim Ağa’nın ve sülüsü dahi karındaşı mezbûr Mehmed Memiş Ağa’nın bâ-temessük-i mütevellî bi’l-icâreteyn iştirâken ve şâyi‘an taht-ı tasarruflarında olmağla akārât-ı mezkûreyi her birimiz eslâsen zabt ve tasarruf murâd eylediğimizde merkūmân Mustafa Sâlim Ağa ve Mehmed Memiş Ağa zikrolunan kolancı dükkânı ile tahtânî terzi odasının gedikleri bâ-hüccet ve bâ-temessük mülkümüzdür deyü bi-kadri’l-hısas tasarrufundan bizi men‘ etmeleriyle suâl olunup mümâna‘atları men‘ olunmak bi’l-vekâle matlûbumdur deyü da‘vâ ve ol vechile beynimizde ba‘de vukū‘ı’l-münâza‘a muslihûn tavassutuyla beynimiz ıslâh ve te’lîf olunup babam müvekkilim merkūm es-Seyyid el-Hâc Mustafa Şerif Ağa’nın zikrolunan kolancı dükkânı ve tahtânî terzi odasında olan sülüs hisse-i şâyi‘alarını dokuz guruş onar paradan on sekiz buçuk guruş ve mâ‘adâlarında olan kezâlik sülüs hisse-i şâyi‘asını cem‘an yirmi iki buçuk guruş ki min-haysü’l-mecmû‘ şehriye otuz beş guruş kirâ kavliyle şerîkleri merkūmân Mustafa Sâlim Ağa ve Mehmed Memiş Ağa’ya işbu bin iki yüz kırk iki senesi Cumâdelâhire gurresinden i‘tibâr ile aded-i şuhûr beyân olunmaksızın bi’l-vekâle îcâr ve vech-i lâyıkı üzre teslîm eylediğimde onlar dahi istîcâr ve kabûl eylediklerinden sonra fîmâ-ba‘d kirâ-yı mezkûru mâh-be-mâh cevr ü ezâ etmeksizin vakt ü zamanıyla müvekkilim mûmâ-ileyh es-Seyyid el-Hâc Mustafa Şerif Ağa’ya edâ ve teslîme merkūmân Mustafa Sâlim Ağa ve Mehmed Memiş Ağa ta‘ahhüd eylediklerinde ben dahi merkūmânın gediklerini mahv ve ibtâl dâ‘iyesiyle ihrâclarına tesâddî etmemeğe bi’l-vekâle ta‘ahhüd ve tarafeynden her birimiz âharın asâleten ve vekâleten ta‘ahhüdünü kabûl eyledik deyü mukırr-ı vekîl-i mezbûrun Osman Bey’in bi’l-cümle takrîr-i meşrûhunu mezbûrân Mustafa Sâlim Ağa ve Mehmed Memiş Ağa’dan her biri tasdîk ve bu vechile külliyen kat‘-ı nizâ‘ eyledikleri İstanbul Mahkemesi’nden huzûr-ı âlîlerine i‘lâm olundu.

Fî 4 C sene 1242

Nüshateyn

[Beyaz Beyaz]