.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 148 Numaralı Sicil (H. 1241-1242 / M. 1826-1827)
cilt: 90, sayfa: 269
Hüküm no: 211
Orijinal metin no: [42b-3]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Hasan Ağa b. Osman’ın, Molla Hasan b. Mehmed’den boş kalan vakıf kasab gediğini kiralayıp başka bir yere naklettiği

Mahlûlden kasab îcârı ve mahâll-i âhara nakli

Ma‘rûz

Yedikule kassâbânı kethudâsı el-Hâc Hasan Ağa b. el-Hâc Osman nâm kimesne meclis-i şer‘-i münîrde hudâ[ven]digâr-ı esbak cennet-mekân firdevs-âşiyân merhûm ve mağfiret-nişân Sultân Abdülhamid Han -tâbe serâhu- hazretlerinin evkāf-ı şerîfeleri kāimmakām-ı mütevellîsi e‘âzım-ı ricâl-i Devlet-i Aliyye’den hâlâ evkāf-ı hümâyûn nâzırı sa‘âdetlü el-Hâc Yusuf Efendi tarafından mürsel İsmail Ağa b. Mustafa nâm kimesne muvâcehesinde takrîr-i kelâm edip vakf-ı müşârün-ileyh mülhakātından Yedikule hâricinde kâin gayrı-ez selhhâne-i mîrî on aded ganem selhhânelerinden beşinci selhhâneye merbût kasab dükkânlarından İstanbul’da Tavuk Pazarı’nda tütüncü dükkânı ittisâlinde kâin bir bâb kasab dükkânı derûnunda mevcûde gedik ta‘bîr olunur vakıf âlât-ı lâzıme-i ma‘lûmeye bâ-temessük-i mütevellî müstakillen mutasarrıf olan Molla Hasan b. Mehmed bundan akdem bilâ-veled fevt olup âlât-ı lâzıme-i mezkûre mahlûl ve cânib-i vakf-ı müşârün-ileyhe âid ve râci‘ oldukda âlât-ı gedik-i mezkûr sûk-ı sultânîde lede’l-müzâyede ve’l-inkıtâ‘ı’r-rağbe yüz guruşda benim üzerimde karâr ve ziyâde ile tâlib-i âharı zuhûr etmeyip ve meblağ-ı mezkûr gedik-i mezkûrun el-yevm mu‘accele-i misli idüğü bi’l-ihbâr zâhir olmağın kāimmakām-ı mûmâ-ileyh gedik-i mezkûru meblağ-ı merkūm yüz guruş mu‘accele ve müeccele-i kadîmesiyle bana îcâr ve teslîm ben dahi istîcâr ve kabûl ve meblağ-ı mezkûru kendüye teslîm ve umûr-ı vakf-ı şerîfe sarfla istihlâk emretmemle ol dahi yedimden kabz ve emrimle umûr-ı vakfa sarfla ba‘de’l-istihlâk fîmâ-ba‘d mu‘accele-i mezkûrenin adem-i istifâsına müte‘allika âmme-i da‘vâdan kāimmakām-ı mûmâ-ileyhin zimmetlerini ibrâ-i âm ile kabûllerini hâvî ibrâ ve ıskāt eyledim deyü ba‘de’l-ikrâr ve’t-tasdîk zikrolunan kasab dükkânı mahâll-i âhara naklolunmaksızın mahâlline âhar dükkân binâ ve inşâ olunmuş olup ol vechile gedik-i mezkûr mu‘attal kalmağla ve gedik-i mezkûrun ta‘tîli dahi cânib-i vakf-ı müşârün-ileyhe muzır olduğuna binâen mahâll-i âhara nakli lâzım gelmeğin ben sâlifü’z-zikr âlât-ı lâzımeyi dükkân-ı mezkûrun karşısında kâin benim âhar mutasarrıf olduğum kasab dükkânı ittisâlinde vâki‘ bâ-temessük-i mütevellî bi’l-icâreteyn müstakillen mutasarrıf olduğum âhar gedikden ârî dükkâna nakletmemle dükkân-ı mezkûrun kayd-ı evveli defter-i vakf-ı müşârün-ileyhden ref‘ ve terkīn ve mahâll-i sânî-i mezkûra nakl ile nakl ve tahvîli müş‘ir taraf-ı vakf-ı müşârün-ileyhden müceddeden yedime temessük i‘tâ olunması matlûbumdur deyü kethudâ-yı merkūm el-Hâc Hasan Ağa istid‘â ve bu makūle kasab gediği nakli esnâf-ı merkūmenin şurût-ı nizâmlarından olup mesbûku’l-emsâl idüğünü hazır bi’l-meclis bi’l-cümle kasab ustaları ihbâr ve inhâ etmeleriyle şurûtu mûcibince kethudâ-yı mezbûr el-Hâc Hasan Ağa’nın istid‘âsı üzre gedik-i merkūm mahâll-i sânî-i mezkûra nakl ile taraf-ı vakıfdan müceddeden yedine bir kıt‘a temessük i‘tâ olunmak iktizâ eylediği İstanbul Mahkemesi’nden huzûr.

Fî 29 Ra sene 1242