.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 148 Numaralı Sicil (H. 1241-1242 / M. 1826-1827)
cilt: 90, sayfa: 272
Hüküm no: 215
Orijinal metin no: [43a-3]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Yahudi taifesinin, kaşer tabir ettikleri et ve peynirin imal ve satışı hususundaki emr-i âlînin yenilenmesi talepleri

Yahûd tâifesinin kaşer ta‘bîr eyledikleri lahm ve peynir zımnında olan emr-i âlî tecdîdi

Ma‘rûz

Sâdır olan fermân-ı âlîlerine imtisâlen işbu arzuhâl ve derkenâra nazar olundukda Âsitâne-i aliyye ve bilâd-ı selâsede mütemekkin Yahûd tâifesi âyin-i âtılaları üzre lahm-ı ganem ve bakarın esfel tarafını turfa diyerek ekl etmeyip dûn bahâ ile re‘âyâya bey‘ eylediklerinden vukū‘ bulan zararı lahm-ı kaşer ve peynirin üzerine zamla o makūle kaşer lahm ve peyniri millet-i Yahûdun bi’l-ittifâk rızâlarıyla narh-ı cârîden ziyâde fiyâtla beynlerinde bey‘ ve şirâlarına müsâ‘ade-i seniyyeyi hâvî mukaddemâ i‘tâ buyrulan emr-i âlî-şânın tecdî[d]ini millet-i mesfûre istirhâm eyledikleri mefhûm-ı arzuhâlden müstebân ve millet-i mesfûre için Hasköy’den Karaağac’a varınca on beş bâb ve Galata’dan Kavak’a varınca on bir bâb ve Balat ve tevâbi‘inde otuz bâb sığır kasabı dükkânı tahsîs kılınmış olmağla Yedikule hâricinde vâki‘ Tokad ta‘bîr olunan mahalle gelip İstanbul ve Eyüb ve Galata ve Üsküdar kasablarına tevzî‘ olunan sığırdan her yüz sığırda on beş sığır Yahûd tâifesine verilmek üzre defter-i nizâmda mastûr ve mukayyed ve kadîmden beynlerinde cârî ve mu‘tâd olduğundan husûs-ı mezkûre millet-i mesfûre tarafından bi’l-ittifâk bir emîn nasb olunup tâife-i mersûme için zebh olunacak sığırânın ma‘rifetiyle iştirâ ve zebh olunmak ve cümlesinin rızâlarıyla beynlerinde narh-ı cârîden ziyâde bahâ ile bey‘ ve şirâ olunup her ne mikdâr fâide hâsıla olur ise vakt-i hâcete değin hıfz ve lede’l-iktizâ tâife-i mesfûre üzerlerine vâki‘ olan tekâlîf ve sâir mühimmelerine sarf olunan ve nasb olunan emîn re’yinde müstakil olup murâd eylediği kasabı istihdâm eylemek ve tâife-i mersûmenin nizâm-ı kadîmlerine mugāyir hareket olunmamak bâbında bin yüz doksan bir târihinde Dîvân-ı hümâyûn tarafından emr-i âlî verildiği ve iki yüz otuz dokuz târihinde sığır kasablarından iki nefer Yahûdî narh-ı cârîden ziyâdeye bey‘ töhmetiyle ahz ve küreğe vaz‘ olunmuşiken millet-i mersûme işbu arzuhâle merbût diğer arzuhâli takdîmiyle keyfiyet-i nizâm-ı kadîmlerini huzûr-ı âlîye ifâde ve tenfîz ve ibkāsını iltimâs ve istirhâm eylediklerinde kaydı lede’d-derkenâr nizâmı mûcibince kendi milletlerine satıp zinhâr hârice ziyâdeye bey‘ etmemek şartıyla sebîlleri tahliye olunmak bâbında musahhah fermân-ı âli-şân sâdır ve mersûmân dahi kürekden ıtlâk olunup ol vechile emr-i mezkûr tenfîz ve icrâ buyrulduğu müstefâd ve nümâyân oldukdan sonra husûs-ı mezkûru etrâfıyla tahkīk için millet-i mersûme cemâ‘at başılarının baş kâhyası Yuda ve Hasköy cemâ‘at başısı diğer Yuda ve Kuzguncuk ve Ortaköy cemâ‘at başısı Avram ve Yahûd kasablarından Balaslı [Balatlı] Mosi ve Hasköylü İsak ve Ortaköylü Mosi ve Kuzguncuklu Salamon Yahûdiler nezd-i dâ‘iyâneme celb ile keyfiyeti suâl olundukda Yahûd tâifesi ba‘zı me’kûlâtla âyin-i âtılaları üzre kaşer ta‘bîr eyledikleri nev‘ ekl edip turfa çıkan hayvanları külliyen ve turfa çıkmayanlarının dahi içinde kırpıntı ta‘bîr olunur kan damarları ve yağlarını ekl etmeyip terk ve dûn bahâ ile re‘âyâya bey‘ eylediklerinden hahambaşı tarafından cümle ittifâkıyla bir emîn nasb ve emîn-i mersûm ma‘rifetiyle zebh ve turfa ve kaşerini fark için mahsûs on altı nefer boğazlayıcı haham ve peynirin dahi hîn-i i‘mâlinde mandırada bulunup nezâret ve kaşer i‘mâl ettirmek için beher mandıraya ikişer peynir hahamı ta‘yîn olunarak beher vakıyyede dörder para ücret verile [43b] gelmeğin binâen-aleyh beher vakıyye kaşer lahmın narh-ı cârîsi üzerine otuzar para ve beher vakıyye kaşer peynirin dahi narh-ı cârîsi üzerine yirmişer para zam olunarak cümle Yahûd tâifesinin bi’l-ittifâk rızâlarıyla ancak kendi beynlerinde bey‘ ve şirâ ve fazlası yed-i emîne hıfz ile mesfûr hahamlarının ücretleri îfâ ve metrûklardan vukū‘ bulan zarar tekmîl ve bâkī kalır ise umûr-ı mühimmelerine sarf olunmak üzre ber-mûcib-i emr-i âlî beynlerinde amel ve hareket olunduğunu ve tevzî‘den aldıkları hisseden kaşer çıkan ancak kendilerine yetişip hârice satacak kalmayacağından sâire sirâyet eder ve sâire dokunur nesne olmayıp yalnız kendi milletlerine dâir ve zarar ve nef‘i dahi kendilerine âid mevâddan ve cümlesinin milletce bi’l-ittifâk mültezem ve matlûbları olduğunu takrîr ve inhâ ve emr-i mezkûr mûcibince i‘lâm-ı hâl siyâkında tecdîden bir kıt‘a emr-i celîlü’ş-şân inâyet ve ihsân buyurulmasını istirhâm ve istid‘â eyledikleri İstanbul Mahkemesi’nden huzûr.

Fî 19 C sene 1242