.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 148 Numaralı Sicil (H. 1241-1242 / M. 1826-1827)
cilt: 90, sayfa: 299
Hüküm no: 244
Orijinal metin no: [48a-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


İstanbul’a palamudun az miktarda geldiği ve debbağ esnafının palamut nizamları

Debbağ esnâfının palamud nizâmlarına dâir

Ma‘rûz

Âsitâne ve Devlet-i Âşiyâne’de kâin debbağ esnâfının i‘mâl eyledikleri kâvisle [kösele] ve meşinin cüz’-i a‘zamı olup Bahr-i Sefîd Boğazı civârında vâki‘ Köse Deresi ve Tuzla ve Kaz Dağı ve sâir mahallerde husûle gelen palamudu bir müddetden beri ba‘zı erbâb-ı ihtikâr mahallerinden dûn bahâ ile iştirâ ve gālî bahâ ile Anadolu ve Rumeli taraflarına ve müste’men tâifesine bey‘ ve füruhta ictirâ etmekde olmalarıyla bu keyfiyet Âsitâne-i aliyyeye palamudun kıllet üzre vürûduyla bahâsının galâsını mûcib ve ol vechile Cebehâne-i âmire ve Tersâne-i ma‘mûre mühimmâtına sekte îrâsını müstelzim ve müstevcib olduğu debbağ esnâfı tarafından bi’d-defa‘ât arzuhâller takdîmiyle inhâ olunmakdan nâşî şu husûsun men‘ ve def‘iyle mahallerinde mevcûd olan palamudun tüccârı yediyle Dersa‘âdet’e götürülmesi zımnında mukaddem ve muahhar defe‘âtla evâmir-i aliyye tasdîr kılınmışiken yine lâyıkıyla palamud vürûd etmediğinden şu uygunsuzluğun önü kestirilmek için ba‘de’l-yevm husûle gelen palamudun cümlesi tüccârı yediyle Dersa‘âdet’e gelip içinden beş ocak ta‘bîr olunur debbağ esnâfı işlerine yarayacak palamudu iştirâ eyledikden sonra fazlası kalır ve esnâfın işlerine gelmeyerek almakdan istinkâf eyledikleri ma‘rifet-i şer‘ ve esnâf ma‘rifetiyle mütebeyyin olur ise ol vakitde bu tarafdan diyâr-ı âhara füruht olunmasına ruhsat verilmek üzre geçen sene nizâma rabt olunmuş ise de el-hâletü hâzihî zikrolunan mahallerde husûle gelen palamud külliyet üzre olup mahallerinden diyâr-ı âhara nakl ve müste’men tâifesine füruht olunamayarak Dersa‘âdet’de dahi tekessür ve adem-i revâcı cihetiyle cümlesinin bu tarafa nakli ve ba‘dehû buradan hârice satılması sûretinde beyhûde bir takım mesârif-i nakliye sebebiyle tüccâra zarar ve ziyânı müeddî olacağına mebnî zarûrî el çektiklerinden mevcûd olan palamud mahallerinde çürüyüp fenâ-pezîr olarak gerek palamud tüccârı ve gerek palamud mahsûlüyle ta‘ayyüş etmekde olan fukarâ gürûhu mübtelâ-yı gadr ve hasâr olmağla oldukları tahkīk olunup umûr-ı mühimme-i Devlet-i Aliyye’nin ta‘tîlden ve debbağ esnâfının dahi palamud husûsunda müzâyakadan vikāyeleri ehem ve elzem [48b] olduğu misillü fukarâ ve zu‘afânın dahi gadr ü zarardan himâyeleri matlûb-ı âlî olduğuna mebnî şu husûsda tarafeyn müteneffi‘ ve mütemetti‘ olmak zımnında kimesneye gadr ü hasâr olmamak garazıyla bu maddeye taraf-ı Devlet-i Aliyye’den hâcegân-ı Dîvân-ı hümâyûndan Ömer Lütfî Efendi çâkerleri mahsûs me’mûr ve ta‘yîn ve me’mûr-ı mûmâ-ileyh her bir mahalle semt olan İzmir’de ikāmet ve sâir kazâ ve iskelelere tarafından iktizâsına göre mücerreb ve mu‘temed adamlar ik‘âdıyla evvel-emirde Dersa‘âdet’e lüzûmu olan palamudu gāyet a‘lâsından olarak vakt ü zamanıyla tamamen sevk ile cümle debbağ esnâfına lâzım olan palamud mâ-beleğan mâ-belağ vürûd ettikden sonra mahallerinde fazla kalan palamud sâir mahallere ve Rumeli yakasına ve müste’men tâifesine me’mûr-ı mûmâ-ileyh ma‘rifetiyle bey‘ ettirilmek ve Dersa‘âdet’e palamudun mikdâr-ı lüzûmu keyfiyeti me’mûr-ı mûmâ-ileyhin ma‘lûmu olacağına mebnî ânın izin tezkiresi olmadıkça bir dirhem palamud imrârına ruhsat verilmemek üzre bâ-irâde-i seniyye tanzîm ve ol bâbda emr-i celîlü’ş-şân sudûr etmekle zikrolunan beş ocak debbağlarının kethudâ ve ihtiyârları huzûr-ı şer‘a celb ile mûmâ-ileyh hazır olduğu hâlde bi’l-istintâk kendülere beher sene ne mikdâr ve ne cins palamud lâzım ise tahkīk ve ba‘de-zin palamud husûsunda bir gûne sızıldı vukū‘a gelmeyecek sûretde nizâm-i kavîye rabtla sûret-i karârı i‘lâma mübâderet olunmak bâbında bu dâ‘îlerine hitâben beyâz üzerine sâdır olan fermân-ı cihân-mutâ‘larına imtisâlen Yedikule debbağları kethudâsı Mustafa Efendi ve yiğitbaşısı es-Seyyid Mehmed ve Eyüb kethudâsı Veliyüddin Ağa ve yiğitbaşısı diğer es-Seyyid Mehmed ve ahî babası es-Seyyid Mehmed Ağa ve Kasımpaşa kethudâsı el-Hâc Salih Ağa ve yiğitbaşısı Ali Efendi ve ahî babası Râşid Efendi ve Tophâne kethudâsı Mehmed Ağa ve yiğitbaşısı es-Seyyid Ahmed Efendi ve ahî babası Hasan Ağa ve Üsküdar kethudâsı Hüseyin Ağa ve yiğitbaşısı Mustafa Ağa ve ahî babası diğer Mustafa Ağa ve sâir ihtiyârlarıyla palamud tüccârından es-Seyyid Mahmud Ağa ve es-Seyyid el-Hâc Edhem Ağa ve Süleyman Ağa ve diğer es-Seyyid Edhem Ağa ve Mustafa Ağa ve Abdullah Ağa ve sâirleri bi’d-defa‘ât gerek huzûr-ı dâ‘iyânem ve tarafımızdan mürsel vekāyi‘ kâtibimiz Es‘ad Efendi dâ‘îlerinin kethudâ-yı vekâlet-penâhîleri sa‘âdetlü ağa odasında akd eylediği meclis-i şer‘a celb ve istintâk olundukda beher sene Yedikule’ye on iki bin ve Eyüb’e altı bin ve Üsküdar’a dört bin ve Kasımpaşa’ya on iki bin ve Tophâne’ye iki bin beş yüz kantar ki min-haysü’l-mecmû‘ otuz altı bin beş yüz kantar palamud kâfî ve vâfî olduğunu ve bu sene-i mübâreke için dahi hitâm-ı seneye kadar cem‘an dört bin dokuz yüz kantar palamuda muhtâc olduklarını ve koruk ve yolma ta‘bîr olunur a‘lâsı işlerine yarayıp ednâsı işlerine gelmeyeceğini ve ibtidâ-yı sene i‘tibârları evvel-i rûz-ı Kasım olup târih-i şirâdan i‘tibâren aldıkları palamudun bahâsını üç ayda birer rubu‘unu vererek senesi hitâmına değin dört taksîtle kâmilen edâ edeceklerini ve beher sene taraflarından mahâllinde işlerine gelecek cinsi me’mûrîne ta‘rîf ve ifâde için birer adam göndereceklerini me’mûr-ı mûmâ-ileyh çâkerleri hazır olduğu hâlde her biri takrîr eyledikleri imtisâlen li’l-emri’l-âlî İstanbul Mahkemesi’nden huzûr-ı âlîlerine i‘lâm olundu.

Fî 7 min-Recebi’l-ferd sene 1242

Mukābele-şüd