İstanbul Mahkemesi 148 Numaralı Sicil (H. 1241-1242 / M. 1826-1827) cilt: 90, sayfa: 301 Hüküm no: 245 Orijinal metin no: [48b-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Merhum Mehmed b. Mehmed’in, mahzen hissesi ve kahve dükkânı mirasından Mehmed Salih Ağa b. Ali’nin el çektirildiği
Bağçekapısı hâricinde mahzen ve Ayasofya’da kahve dükkânı nizâ‘ı
Ma‘rûz
Ayasofya-i Kebîr Vakfı mütevellîsi Ahmed Reşid Efendi ibnü’l-merhûm Mehmed Zühdü Efendi savb-ı şer‘-i enverden me’zûnen mürsel Mevlânâ es-Seyyid Salih Afîf Efendi dâ‘îlerinin evvelen Pazar günü Saray-ı hümâyûnda dîvân odasında huzûr-ı hazret-i Dârü’s-sa‘âdeti’ş-şerîfede Haremeyn-i şerîfeyn müfettişi Emin Beyefendi-zâde fazîletlü Abdülkadir Beyefendi ile ve ba‘dehû bi’t-terâzî Yazıcı Efendi odasında müfettiş-i mûmâ-ileyh tarafından mürsel Kâtib Hüseyin Efendi ma‘iyyetiyle akd eylediği meclis-i şer‘-i münîrde bundan akdem fevt olan Mehmed b. Mehmed’in li-ebeveyn ammi oğlu Mehmed Salih Ağa b. Ali tarafından husûs-ı âtîde vekîl olduğu Ömer Ağa b. İbrahim ve Yusuf Ağa b. Ali nâm kimesneler şehâdetleriyle sâbit olan Teberdâr el-Hâc Ömer Halîfe b. el-Hâc Musa muvâcehesinde vakf-ı mezkûr müstagallâtından İstanbul’da Bağçekapısı hâricinde kâin ma‘lûmü’l-hudûd bir bâb kârgir mahzenin nısfı gāibe ani’l-meclis Behiyye Hanım bt. Abdullah’ın ve nısf-ı âharı ile Ayasofya-i [Kebîr] Çarşısı’nda kâin ma‘lûmü’l-hudûd bir bâb kahvehâne müteveffâ-yı mezbûr Mehmed’in bi’l-icâreteyn tasarrufunda iken bu def‘a katîlen bilâ-veled fevt olup nısf mahzen-i mezkûr ile kahvehâne-i mezkûre mahlûl ve cânib-i vakf-ı şerîfe âid ve râci‘ olmağla mahlûlünden âhara îcâr murâd olundukda derûnlarında gedikleri ve bir vechile alâkası yoğiken müteveffâ-yı mezbûrun hasran vârisi olduğu ihbâr olunan mezbûr Salih Ağa’nın vekîli merkūm bî-vech müdâhale etmekle müdâhalesi men‘ olunmak bi’t-tevliye murâdımdır dedikde vekîl-i merkūm dahi cevâbında fi’l-vâki‘ bu âna kadar mahzen ve dükkân-ı mezkûrun gedikleri var zannıyla müdâhale sadedinde olmuşdum lâkin bu def‘a erbâbından gereği gibi suâl ve tashîh [tahkīk] eylediğimde derûnlarında hiçbir nev‘ gedik olmadığı muhakkak ma‘lûmum ve yedimde dahi bir gûne senedim olmadığından mahlûlünden âhara îcârına şer‘an ve kānûnen mümâna‘at edemeyeceğim meczûmum olup ol vechile kendim mülzem olmamla fîmâ-ba‘d nısf mahzen-i mezkûr ile dükkân-ı merkūmu şurûtu üzre mütevellî-i mûmâ-ileyhin âhara îcârına ta‘arruz ve müdâhaleden keff-i yed eyledim deyü takrîrini mevlânâ-yı mûmâ-ileyh dâ‘îleri meclis-i şer‘-i şerîfe inhâ eylediği İstanbul Mahkemesi’nden huzûr.
Fî 9 min-Recebi’l-ferd sene 1242
|