İstanbul Mahkemesi 148 Numaralı Sicil (H. 1241-1242 / M. 1826-1827) cilt: 90, sayfa: 310 Hüküm no: 256 Orijinal metin no: [50b-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Hatice Hatun bt. Mehmed’in, dükkânında kiracı olan Hayim v. Bahor ile sulh olduğu
Balat’da çörekçi fırını îcârı
Ma‘rûz
Derûn-ı arzuhâlde mezkûreti’l-ism mu‘arrefetü’z-zât Hadîce Hatun bt. el-Hâc Mehmed meclis-i şer‘-i münîrde Yahûd çörekçi tâifesinden Hayim v. Bahor Yahûdî muvâcehesinde çörekçiler kethudâsı el-Hâc Halil Ağa ve yiğitbaşısı İsmail ve esnâfından Sarıgörezli es-Seyyid Mehmed ve Sultân Mehmedli Ahmed ve Karamanlı es-Seyyid Veliyüddin ve sâirleri hazır oldukları hâlde İstanbul’da Balatkapısı hâricinde balıkçılar içinde kâin bâ-temessük-i mütevellî bi’l-icâreteyn müstakilleten mutasarrıfe olduğum ma‘lûmü’l-hudûd bir bâb Yahûd çörekçi fırınında mersûm Hayim Yahûdî gedik mâliki olmak üzre beher şehr kırkar guruş kirâ tesmiyesiyle müste’cir olmağla bin iki yüz otuz dokuz senesi Muharremi gurresinden işbu kırk iki senesi Cumâdelâhire gāyetine gelince kırk iki ay müddetde Yahûdî-i mersûmun zimmetinde müctemi‘ olan bin altı yüz seksen guruş kirânın ancak beş aylık olarak iki yüz guruşunu bana edâ etmekle mâ‘adâsı olan bin dört yüz seksen guruşu dahi bana edâya ve bundan böyle dahi şurût-ı nizâmları üzre mülk kirâsını cevr ü ezâ etmeksizin mâh-be-mâh mersûm Hayim Yahûdî’ye tenbîh olunmak matlûbumdur deyü da‘vâ eylediğimde ol dahi cevâbında ol mikdâr kirâ ile müste’cir olduğunu ikrâr edip lâkin iddi‘â eylediğin kirâ-yı mezkûru emr ve tevkîline binâen zevcin müteveffâ el-Hâc Ali Ağa’ya mâh-be-mâh edâ ve teslîm etmemle zimmetimde bir akçe bâkī kalmadığından mâ‘adâ fırın-ı mezkûr bundan akdemce harîkde muhterik oldukda ben mâlımdan dört tarafını dîvâr ve tahta perde ile hıfz ve setr ve tavanını inşâ ve kepenklerini asıp derûnunda mütemekkin olmamla bu takdîrce müdde‘iyye-i mezbûre Hadîce Hatun’un her ne kadar emri yoğ ise de mücerred mülk sahibi olduğuna binâen dört yüz guruşa yakın harc eylediğim akçeyi verip üzerine dahi Yahûdhâne şeklinde evlâd ve ıyâlimle ma‘an temekkün olunabilecek mertebe iki üç oda ve bir kenîf ve bir yemek ocağı yapdırmağa cebr olunsun deyü îrâd eylediği kelâmında evvelen kirâ-yı mecmû‘-ı mezkûru inkârıma binâen emr ve tevkîlimle zevcim mezbûra teslîmini isbât iktizâ eylediği ve sâniyen takrîr-i meşrûhu üzre vakf-ı fırın-ı mezkûru emrim yoğiken binâsı şer‘an teberru‘ olmağla bana rucû‘a kādir olmadığı ve üzerine murâdı üzre binâ yaptırmağa cebr edemeyeceği kıbel-i şer‘den mersûm Hayim Yahûdî’ye tefhîm olunduğundan mâ‘adâ bu makūle fırınların mülk sahibleri dört dîvâr ve tavan ve sakf ve kepenklerini yaptırıp mâ‘adâ gediğe merbût olan destgâh ve tekne misillü nesneleri gedik sahibleri yaptırmak şurût-ı nizâmlarından olup örf-i belde ve usûl-i kadîm dahi bu vechile cereyân edegeldiğini ve mülk kirâsına ezâ olunmak hilâf-ı şurût-ı nizâm olduğunu kethudâ ve yiğitbaşı ve esnâf-ı hâzırûn-ı merkūmûn ba‘de’l-ihbâr beynimiz te’lîf olunup ben müctemi‘ olan kirâ-yı mezkûr mutâlebesinden ol dahi masrûf iddi‘âsından fâriğler olup bi’l-cümle husûs-ı mezkûrlara müte‘allika da‘vâdan tarafeynden her birimiz âharın zimmetini kabûlü hâvî ibrâ ve ıskāt eylediğimizden sonra ben fesh-i akd-i sâbık ile fırın-ı mezkûru şehr-i âtî Şa‘bâni’l-mu‘azzam gurresinden i‘tibâren aded-i şuhûr beyân olunmaksızın akd-i cedîd ile mersûm Hayim Yahûdiye beher şehr otuz üçer guruşa îcâr ve teslîm eylediğimde ol dahi istîcâr ve kabûl ve fîmâ-ba‘d cüz’î ve küllî ta‘mîr ve tecdîd her ne iktizâ eder ise kendi mâlından teberru‘an harc ve sarf edip benden bir akçe ve bir habbe taleb etmemeğe ve kirâ-yı mezkûru mikdâr-ı zerre cevr ü ezâ etmeksizin mâh-be-mâh hitâm-ı şehr günü tamamen bana edâ ve teslîme ta‘ahhüd ben dahi ta‘ahhüdünü kabûl edip bu vechile hareket edeceğine dahi kethudâ-yı merkūm ta‘ahhüd ve külliyen kat‘-ı nizâ‘a eyledik deyü mukırre-i mezbûre Hadîce Hatun’un takrîr-i meşrûhunu mersûm Hayim Yahûdî tasdîk eylediği İstanbul Mahkemesi’nden huzûr.
Fî 14 B sene 1242
|