İstanbul Mahkemesi 148 Numaralı Sicil (H. 1241-1242 / M. 1826-1827) cilt: 90, sayfa: 366 Hüküm no: 309 Orijinal metin no: [60a-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
İbrahim Ağa b. Osman ile Gül bt. Ohan’ın evleri arasındaki lağım sebebiyle anlaşmazlığa düştükleri
Lağım keşfi
Ma‘rûz
Sâdır olan fermân-ı âlîlerine imtisâlen zikri âtî husûsun mahâllinde lede’l-mu‘âyene keşf ve tahkīkı’çün savb-ı şer‘-i enverden irsâl olunan Kâtib es-Seyyid Ahmed Efendi dâ‘îleri dergâh-ı mu‘allâ kapıcıbaşılarından hâlâ İhtisâb Ağası Mustafa Ağa bendeleri tarafından mürsel Kuloğlu diğer Mustafa ve hâssa mi‘mârı hulefâsından Derviş Ali ve Mustafa Tahir Halîfeler ile nezâret-i dâ‘îlerinde olan evkāfdan merhûme Esma Hanım Mekteb-i şerîfi vakfı müsakkafâtından İstanbul’da Ahırkapı dâhilinde Akbıyık mahallesinde vâki‘ zikri câ’î münâza‘un-fîh olan menzile varıp cerîdede mazbûtü’l-esâmî Müslimîn huzûrlarında akd-i meclis-i şer‘-i âlî ettikde sahib-i arzuhâl el-Hâc Ömer Ağa b. Mustafa nâm kimesne meclis-i ma‘kūd-ı mezkûrda derûn-ı arzuhâlde isimleri mezkûr es-Seyyid İbrahim Ağa b. es-Seyyid Osman ile şahsı mu‘arrefe Gül bt. Ohan Nasrâniye muvâcehelerinde vakf-ı mezbûr mütevellîsi hâlâ sadr-ı Anadolu fazîletlü inâyetlü el-Hâc Mehmed Sadullah Efendi hazretleri taraflarından mürsel vekîl-i şer‘îleri Mehmed Ağa b. İbrahim ile mersûme Gül Nasrâniyenin menziline bâ-re’y-i mütevellî müşârün-ileyh istiğlâlen mutasarrıf olan Sahtiyâncı Ohannes v. Karabet hazır oldukları hâlde işbu derûnunda akd-i meclis-i şer‘-i âlî olunup bi’l-icâreteyn taht-ı tasarrufumda olan bir bâb vakıf menzilimin kârizi kadîmden beri mersûme Gül Nasrâniyenin mutasarrıfe olduğu menzilinin açıklık mahalli ve mezbûr es-Seyyid İbrahim Ağa’nın dahi menzili tahtından tarîk-ı âmda vâki‘ kebîr lağıma cereyân ile gelmişiken bu esnâda mersûme Gül Nasrâniye kendi menzili derûnunda tahte’l-arz cereyân eden lağım-ı mezkûru bi-gayr-ı vech seddetmekle tefrîğ ve tathîri husûsunda olacak mesârifi ben mâlımdan teberru‘an harc etmek üzre lağım-ı mezkûrun kadîmi vechile küşâd ve icrâ ettirilmesi matlûbumdur dedikde evvel-emirde istikşâf-ı hâl için bu makūle husûsa vukūf ve ıttılâ‘ları olan usta ve lağımcı tâifesinden Mustafa b. Musa ve Bâyezid b. Halil nâm kimesneler ma‘rifetleri ve mi‘mârân-ı mezbûrân rü’yet ve nezâretleriyle baca küşâd ettirildikde fi’l-vâki‘ mahâll-i mezkûrda mine’l-kadîm lağım-ı mezkûr cereyân edegeldiği lede’l-keşf ve’l-mu‘âyene zâhir ve merkūmûnun ihbârlarıyla mütehakkık ve bâhir olduğundan mâ‘adâ vech-i meşrûh üzre lağım-ı mezkûr kadîm olup bu esnâda bi-gayr-ı vech sed edildiğini mersûme Gül Nasrâniye ikrâr ve i‘tirâf ve hâzır-ı mersûm Ohannes zimmî tasdîk eylediğini kâtib-i merkūm mahâllinde ketb ve tahrîr ve ma‘an meb‘ûs ümenâ-i şer‘ ve mi‘mârân-ı mezbûrân ile meclis-i şer‘a gelip tarafeyn hazır oldukları hâlde alâ-vukū‘ihî inhâ ve takrîr etmekle bu sûretde olan lağım-ı mezkûru bi-gayr-ı vech sedde kādire olmadığı Nasrâniye-i mesfûreye tefhîm olunmağın mûcibince lağım-ı mezkûrun kadîmi üzre icrâsı iktizâ eylediği İstanbul Mahkemesi’nden huzûr.
Fî 15 Ş sene [1]242
[Beyaz]
|