İstanbul Mahkemesi 148 Numaralı Sicil (H. 1241-1242 / M. 1826-1827) cilt: 90, sayfa: 368 Hüküm no: 311 Orijinal metin no: [60b-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Azep Kapısı’nda habbâz ve uncu gediği niza’ında tarafların 300 guruşa sulh olduğu
Galata’da Azep Kapısı’nda uncu gediği nizâ‘ından 300 guruş ahz ile ibrâ
Ma‘rûz
Âsitâne-i aliyyede vâki‘ uncu esnâfından olup kendi nefsinden asîl ve şerîki İstefan v. Bedros zimmî tarafından husûs-ı âtîde vekâlet-i âmme ile vekîl olduğu Ohan v. Kirkor ve Kapril v. Atam zimmîler şehâdetleriyle sâbit olan Haçador v. Zakar meclis-i şer‘-i münîrde zikri âtî gedik âlâtının el-yevm şirâen mâlikleri olup vaz‘-ı yedleri mütehakkık olan esnâf-ı merkūmeden Serkiz v. Mankik zimmî ile kezâlik kendi nefsinden asîl ve hissedârları Artin veledi’l-mersûm Mankik ve Melkon ve Kirkor veledey Artin ve Sandek v. Ogaseb ve Karabet v. Agik ve Avanes v. Babacan zimmîler taraflarından husûs-ı âtîde tasdîka vekîl-i şer‘îleri Bedros veledi’l-mersûm Babacan zimmî muvâcehelerinde yine esnâf-ı merkūmeden Lorsik v. Sahak ve Avakim v. Nikogos zimmîler ile habbâzân kethudâsı oğlu Ali Ağa ve uncular kethudâsı es-Seyyid Abdülbaki Ağa ve reisler kethudâsı es-Seyyid el-Hâc Veliyüddin Ağa ve nizâm ustaları ve uncu esnâfı hazır oldukları hâlde mahrûse-i Galata’da Azep Kapısı dâhilinde vâki‘ habbâz fırınına merbût bir bâb değirmenin altı horoslu gediğini ne mikdârı habbâz ve ne mikdârı uncu olduğunu müş‘ir kaleminde olan kaydı ma‘lûmum olmayarak asîl ve müvekkilûn-ı mesfûrûnun babaları ve mûrisleri mesfûrûna mukaddemâ on beş bin semen-i makbûza bi’r-rızâ bâtten ve kat‘iyen bey‘ ve teslîm eylediğimden sonra bu def‘a mersûmûnun yedlerine kıbel-i şer‘den verilen mufassal ve meşrûh bir kıt‘a i‘lâmda zikrolunduğu üzre değirmen-i mezkûrun bir horosu uncu ve beş horosu ekmekçi olduğu arzuhâl hâmişine kaleminden muhrec derkenârdan müstebân ve zâhir olmağın bu takdîrce uncu horosu şerefeli olup benim hîn-i bey‘imde mecmû‘u habbâz horosu olmak zu‘muyla bey‘ eylediğimden değirmenden noksana vermiş olmamla öyle olıcak ziyâde bahâ taleb ederim deyü tesâddî eylediğim da‘vâm bu mertebe ile iltifâta şâyân değil ise de asîl-i mersûmân bana mâllarından teberru‘an üç yüz guruş def‘ ü teslîm ve umûrumuza sarfla istihlâke emreylediklerinde ben dahi bi’l-asâle ve bi’l-vekâle ahz ü kabz ve kendi mesârifimle müvekkil-i mersûmun mesârifine sarfla istihlâk etmemle bi’l-cümle husûs-ı mezkûra ve sâir cemî‘ hukūk-ı şer‘iyeye müte‘allika âmme-i da‘vâdan asîl ve müvekkilûn-ı mesfûrûn ile hâzırân-ı mersûmân Lorsik ve Avakim zimmîlerin zimmetlerini bi’l-asâle ve bi’l-vekâle kabûlü hâvî ibrâ ve ıskāt eyledim deyü ikrâr ve tesâdukları İstanbul Mahkemesi’nden huzûr.
Fî 23 min-Recebi’l-ferd sene 1242
|