.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Bab Mahkemesi 46 Numaralı Sicil (H. 1096 - 1097 / M. 1685 - 1686)
cilt: 19, sayfa: 376
Hüküm no: 430
Orijinal metin no: [68b-2]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Hacı Ali b. Bayezid’in çocuklarının miras ev hisselerinin diğer vârisler tarafından Mehmed b. Ali’ye satılması

Mahmiye-i İstanbul’da Mi‘mâr Ayas mahallesinde vâki‘ olup bir tarafdan Dergâh-ı âlî yeniçerilerinden sekizinci odanın odabaşı olan İbrahim Ağa mülkü ve bir tarafdan kemer ve bir tarafdan tarîk-i âm ile mahdûd fevkānî iki oda ve bir sofa ve tahtında bir matbah ve bir mahzen ve bi’r-i mâ ve zât-ı eşcâr-ı müsmire ve gayr-ı müsmireyi müştemil mülk menzil-i mahdûd-ı mezbûrede sâkin iken bundan akdem fevt olan el-Hâc Ali b. Bayezid nâm kimesne ile’l-vefât mülkü olup fevt oldukda verâseti zevce-i metrûkesi Hatice bt. Abdullah nâm hâtun ile sulbî kebîr oğulları İbrahim ve Mustafa’ya ve sagīr oğlu Mehmed ve sulbiye kebîre kızları Emine ve Fâtıma ve Ayşe’ye münhasıra ve tashîh-i mes’elesi yetmiş iki sehimden olup sihâm-ı mezbûreden dokuz sehimi merkūme Hatice’ye ve on dörder sehimi mezbûrûn İbrahim ve Mustafa ve Mehmed’den her birine ve yedişer sehimi mezbûrât Emine ve Fâtıma ve Ayşe’den [her birine] isâbet eylediği şer‘an zâhir ve mütehakkik olup mezbûr İbrahim yine sihâm-ı mezkûreden on dört sehim hisse-i şâyi‘asını bundan esbak Ahmed Ağa b. el-Hâc Zülfikār nâm kimesneye semen-i ma‘lûme-i makbûza bey‘ ve teslîm etmekle menzil-i mahdûd-ı mezkûrûn on dört sehimi mezbûr Ahmed Ağa’nın mülk-i müşterâsı oldukdan sonra mezbûr Ahmed Ağa kendi tarafından asâleten ve merkūm Emine Hâtun ile mezbûr Mustafa tarafından husûs-ı âti’l-beyâna vekîl olduğu mezbûre Emine’nin zâtını ma‘rifet-i şer‘iyye ile ârifân Osman b. Ömer [ve] Mustafa Çelebi b. el-Hâc Zülfikār şehâdetleriyle şer‘an sâbit olmağla vekâleten meclis-i şer‘-i şerîf-i enverde bâ‘isü hâze’l-kitâb sagīr-i mezbûr Mehmed’in tesviye-i umûruna kıbel-i şer‘den mansûb vasi[yye] olan merkūme Hatice mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm edip menzil-i mahdûd-ı mezkûrdan mülküm olan on dört sehim hisse-i şâyi‘amı ve müvekkil-i mezbûr Mustafa’nın dahi kezâlik irsen on dört sehim hisse-i şâyi‘ası sagīr-i mezbûr için vasiy[ye]-i mezbûre tarafından îcâb ve kabûlü hâvî bey‘-i kat‘î ile üç yüz esedî guruşa bey‘ ve teslîm ol dahi sagīr-i mezbûr Mehmed’in malından vasi[yye]-i merkūme Hatice bize edâ ve teslîm biz dahi yedinden tamâmen ahz u kabz eyledik ba‘de’l-yevm menzil-i mezkûrda benim ve müvekkillerim mezbûrân Emine ve Mustafa’nın alâka ve medhalimiz kalmadı cümlesi sagīr-i mezbûrun irsen ve şirâen mülkü ve hakkı olmuşdur dedikde mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’r-râbi‘ min Şa‘bâni’l-mu‘azzam li sene seb‘a ve tis‘în ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: Hasan Halîfe b. Abdi, Osman Çavuş b. Ömer, Yusuf b. Abdullah, el-Hâc Hasan b. Mahmud.