.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 148 Numaralı Sicil (H. 1241-1242 / M. 1826-1827)
cilt: 90, sayfa: 422
Hüküm no: 367
Orijinal metin no: [70a-3]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Çarşı-yı Kebir’de Aynacılar Çarşısı’nda kuyumcu bodurumunda gedik niza’ı

Çarşı’da Aynacılar derûnunda kuyumcu bodurumu keşfi

Ma‘rûz

Sâdır olan fermân-ı âlîlerine imtisâlen zikri âtî husûsu mahâllinde lede’l-mu‘âyene keşf ve tahkīk için savb-ı şer‘-i enverden me’zûnen irâl olunan Kâtib Muhammed Hidâyetullah Efendi dâ‘îleri bi’l-ma‘iyye rü’yete me’mûr Haremeyn-i şerîfeyn müfettişi olup İstanbul pâyesiyle tekrîm buyrulan Emin Beyzâde fazîletlü mîr Abdülkadir Efendi tarafından meb‘ûs Kâtib es-Seyyid Mehmed Eşref Efendi ve hâssa mi‘mârı hulefâsından Abdurrahman ve Mehmed Necib Halîfeler ile İstanbul’da Çarşı-yı Kebîr’de Aynacılar sûkunda kuyumcular içinde Yahûdiler zukāğı başında kîseci ve hakkâk dükkânları beynlerinde kâin münâza‘un-fîh olan nerdübân tahtında bodrum mahâlline varıp cerîdede mazbûtü’l-esâmî Müslimîn huzûrlarında akd-i meclis-i şer‘-i nebevî ettiklerinde derûn-ı arzuhâlde mastûrü’l-ism Hakkâk Yako Nasil v. Tavit Yahûdî meclis-i ma‘kūd-ı mezkûrda ashâb-ı arzuhâl Berberoğulları demekle meşhûr Serope ve Kerope ve Kigork ve Mardiros evlâd-ı Serkiz zimmîler muvâcehelerinde Dârü’s-sa‘âdeti’ş-şerîfe ağası hazretleri nezâretlerinde olan evkāfdan Ayasofya-i Kebîr Vakfı’nın mütevellîsi kâtib-i ağa-yı müşârün-ileyh Ahmed Râşid Efendi tarafından vekîl-i mürseli câbî-i vakf es-Seyyid Mehmed Ârif Ağa b. İsmail hazır olduğu hâlde vakf-ı şerîf-i [70b] mezbûr müsakkafâtından zikrolunan kîseci ve hakkâk dükkânları ile nerdübân tahtında bodrumu müştemil bir bâb fevkānî kuyumcu odası es-Seyyid Hüsnü Efendi ile Şalcı es-Seyyid Mehmed Râşid Ağa ve Şerife Zekiye ve Şerife Hadîce Hanımlar evlâd-ı Şalcı es-Seyyid el-Hâc İsmail Ağa’nın bâ-temessük-i mütevellî bi’l-icâreteyn ber-vech-i iştirâk taht-ı tasarruflarında olup lâkin mi‘mârân-ı mezbûrân misâhalarıyla tûlen ve arzan bi-hesâb-ı terbî‘î iki buçuk zirâ‘ arsa üzerinde mebnî zikrolunan hakkâk dükkânı ile bodrum derûnunda benim hakkâk gediğim vardır deyü iddi‘â eylediğimde zimmiyûn-ı mersûmûn hâmiş-i arzuhâlde mastûr bin iki yüz otuz beş senesi Saferü’l-hayrın yedinci günü târihiyle müverraha sicilden muhrec bir kıt‘a hüccet-i şer‘iye mantûkunca zikrolunan oda ve bodrum derûnlarında bizim kuyumcu gediğimiz vardır deyü beni iskândan men‘ etmişler idi el-hâletü hâzihî keyfiyet-i hâl esnâfımızın ihtiyârları ve sâir erbâb-ı vukūfdan suâl ve tahkīk olundukda fi’l-vâki‘ mahâll-i mezkûrda kuyumcu gediği olup hakkâk gediği olmadığı zâhir olmağla ol vechile zikrolunan oda ve bodrum <> mahallerinde benim kat‘a alâka ve medhalim ve hakkâk gediğine dâir da‘vâ ve nizâ‘ım olmayıp ancak zimmiyûn-ı mersûmûn mârrü’z-zikr bodrum ile zîr-i zimmetinde kömürlük mahâllini aded-i şuhûr beyân olunmaksızın beher şehr üçer buçuk guruş kirâ ile bana îcâr ve teslîm ben dahi istîcâr ve kabûl eylediğimden sonra ben icâre-i mezkûreyi mâh-be-mâh cevr ü ezâ etmeksizin kendülere edâya onlar dahi mahâll-i mezkûrdan kirâ artırmak ve bahâne-i sâire ile beni ihrâc etmemeğe ta‘ahhüd ve her birimiz âharın ta‘ahhüdünü kabûl eyledik deyü takrîrini zimmiyûn-ı mersûmûn tasdîk ve bu vechile kat‘-ı münâza‘a eylediklerini kâtibân-ı mezbûrân mahâllinde ketb ve tahrîr ve ma‘an meb‘ûs ümenâ-i şer‘le meclis-i şer‘a gelip alâ-vukū‘ihî inhâ ve takrîr eylediği İstanbul Mahkemesi’nden huzûr.

Fî 26 min-L sene 1242