|
İstanbul Mahkemesi 148 Numaralı Sicil (H. 1241-1242 / M. 1826-1827) cilt: 90, sayfa: 437 Hüküm no: 384 Orijinal metin no: [73a-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Osman b. Veliyüddin ile zevcesine, bakkal dükkânı gediklerini satma hususunda müdahale edilmemesi
Üsküdar’da vâki‘ bakkāl dükkânı gediğini mâliki âhara bey‘ine dahl olunmamak
Ma‘rûz
Medîne-i Üsküdar bakkālânından arzuhâl eden es-Seyyid Osman b. Veliyüddin nâm kimesne Çarşamba günü Arz Odası’nda huzûr-ı bâhirü’n-nûr-ı âsafânelerinde ma‘kūd meclis-i şer‘-i münîrde zevcesi zâtı mu‘arrefe Halime Hatun bt. İbrahim hâzıra olduğu hâlde medîne-i mezbûre bakkālânı pazarbaşısı İlyas Ağa ile nizâm ustalarından Yuvan ve Petro ve Kiryako ve Eftat zimmîler ve sâirleri muvâcehelerinde İstanbul bakkālânı pazarbaşısı Süleyman Ağa ve bölükbaşısı Abdi Çelebi ve nizâm ustaları kezâlik hazır oldukları hâlde medîne-i mezbûrede Kazasker mahallesinde vâki‘ aşçıbaşı dükkânı demekle meşhûr bir bâb bakkāl dükkânı derûnunda mevcûde gedik ta‘bîr olunur zevcem hâzıra-i mezbûre ile nısfiyet üzre mâlikler olduğumuz âlât-ı lâzıme-i ma‘lûmeden benim ber-vech-i muharrer mâlik olduğum nısf hisse-i şâyi‘am hâzıra bi’l-meclis Âişe nâm hatuna cihet-i karzdan bin guruş deynim mukābelesinde rehn olmağla deyn-i mezkûru edâ için zevcem mezbûre ile ma‘an bey‘ murâd eylediğimizde değer-i bahâsını bulamadığımızdan hâmiş-i arzuhâlde mastûr i‘lâm kaydı mantûkunca işbu sene-i mübâreke Saferinin yirmi beşinci günü İstanbul Mahkemesi’nde merkūmûndan şikâyet eylediğimizde onlar dahi gedik-i mezkûru hîn-i bey‘de değer-i bahâsına verilmesi husûsuna i‘âne ve ihtimâm ederiz deyü ta‘ahhüd etmişler iken el-yevm bey‘ edeme[me]mizle suâl olunup gedik-i mezkûru değer-i bahâsına alacak bir adam bulmağa cebr olunsun deyü tesâddî eylediği da‘vâsında esnâf ve pazarbaşı merkūmûnun i‘âneye ta‘ahhüdleri cebr olunur makūleden olmayıp şer‘an üzerlerine lâzım dahi olmamağla kelâmları iltifâta şâyân olmadığı ve mâllarını diledikleri kimesneye bey‘ eyledikleri hînde pazarbaşı ve esnâf-ı merkūmûn ta‘arruz ederler ise ol vakit men‘-i iktizâ <> edeceği tarafeyne tefhîm ve tebyîn fîmâ-ba‘d gedik-i mezkûru her kime murâd ederler ise bey‘ edip bu makūle ta‘cîze cesâret ederler ise tedîb olunmak üzre sünûh eden irâde-i seniyye-i âsafâneleri dahi gûş-ı hûşlarına telkīn olunduğu İstanbul Mahkemesi’nden huzûr.
Fî 13 min-Za sene 1242
|