|
İstanbul Mahkemesi 148 Numaralı Sicil (H. 1241-1242 / M. 1826-1827) cilt: 90, sayfa: 482 Hüküm no: 434 Orijinal metin no: [81b-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Zenciye Kolbaşısı Samur Kadın’ın ırzıyla meşgul olacağına taahhüdü
Zenciye kolbaşısı Samur Kadın ırzıyla meşgūl olmağa ta‘ahhüd
Ma‘rûz
Sâdır olan fermân-ı âlîlerine imtisâlen mahmiye-i İstanbul’da şehremîni kurbünde Denizabdal mahallesi imâmı es-Seyyid Mehmed Halid Efendi ve müezzini es-Seyyid İbrahim Efendi ve ahâlîsinden Mücellid İsmail Ağa ve Simkeş Mehmed Ağa ve Yağlıkçı Ali Efendi ve Yağlıkçı es-Seyyid Abdi Ağa ve Yağlıkçı el-Hâc İsmail Ağa ve küttâbdan Mehmed Emin Efendi ve Mektûb Yazıcı Süleyman Efendi ve Koltukçu el-Hâc Veliyüddin Ağa ve Bezzâzistân müstahfızlarından Osman Ağa ve Bezzâzistânî Nazif Ağa ve Yağlıkçı Mustafa Ağa ve Sâ‘atçi Süleyman Ağa ve Fesçi Said Ağa vesâir ahâlî-i mahalle ile derûn-ı arzuhâlde mezkûreti’l-ism Zenciye kolbaşısı Samur Kadın nezd-i dâ‘iyâneme celb ile bi’l-muvâcehe istintâk olundukda mezbûre Samur Kadın kırk elli seneden beri mahallemizde sâkine olup Zenciye kolbaşısı olmağla Arab düğünü ta‘bîr eyledikleri günlerinde kimesneye zarar ve ziyânları olmayarak babalı Arablar gelip cem‘iyet ve câ-be-câ darbuka dahi çalagelmişler ise de bugünlerde hâl-i sâbıklarından udûl ile beyâz ve mechûlü’l-ahvâl hatunlar dahi gelip hilâf-ı rızâ hareketleri vukū‘ bulmağla mahallemizden ihrâc olunmasını iltimâs etmişdik lâkin mezbûre Samur Kadın cümlemizden müsinne ve mahalle-i mezbûreye geleli elli seneye karîb olmağla bundan sonra ihrâcı lâyık olmadığından mâ‘adâ fîmâ-ba‘d mahalle-i mezbûrede ırz ve edebiyle sâkine ve kendi hâliyle meşgūle olup mechûlü’l-ahvâl kimesneyi menziline uğratmamağa ve’l-hâsıl hilâf-ı şer‘-i şerîf ve mugāyir-i rızâ-yı âlî bir gûne harekete ibtidâr etmemeğe müte‘ahhid ve eğer hilâf-ı ta‘ahhüd hareket eder ise der-akab mahalle-i mezbûreden ihrâc ve ib‘âd <> olunmağa dahi râzıye oldukda biz dahi ta‘ahhüdünü kabûl ve şikâyetimizi te’hîr eyledik deyü ahâlî-i merkūmûnun bi’l-cümle takrîr-i meşrûhlarını mezbûre Samur Kadın tasdîk ve ta‘ahhüdünü takrîr ve tahkīk eylediğinden mâ‘adâ eğer huzûr-ı şer‘de vâkı‘a olan ta‘ahhüdünün hilâfı hareket eder ise yalnız ihrâc ile iktifâ olunmayıp tedîb dahi olunacağı gûş u hûşuna telkīn ve tenbîh olunduğu ma‘lûm-ı devletleri buyruldukda emr u fermân hazret-i veliyyü’l-emrindir.
Fî 25 min-Z sene 1242
|