İstanbul Mahkemesi 148 Numaralı Sicil (H. 1241-1242 / M. 1826-1827) cilt: 90, sayfa: 489 Hüküm no: 440 Orijinal metin no: [82b-3] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Kürkçübaşı Mustafa Ağa Vakfı’nın, Sâbık Defterdar Tahir Efendi’nin evi üzerindeki vakfiyet iddiasının geçersizliği
Sâbık defterdâr-ı şıkk-ı evvel Tahir Efendi’nin menzil keşfi
Ma‘rûz
Ecille-i ricâl-i Devlet-i Aliyye’den sâbıkā defterdâr-ı şıkk-ı evvel sa‘âdetlü Mehmed Tahir Efendi bendelerinin Bâb-ı Âlîlerine takdîm eyledikleri bir kıt‘a takrîri bâlâsına sâdır olan fermân-ı âlî-şâna imtisâlen zikri câ’î husûsu mahâllinde ber-nehc-i şer‘î istimâ‘ ve fasl u hasm için savb-ı şer‘-i enverden me’zûnen bi’l-hükm irsâl olunan Kâtib es-Seyyid Salih Afîf Efendi dâ‘îleri bi’l-ma‘iyye rü’yete me’mûr Haremeyn-i muhteremeyn müfettişi olup İstanbul pâyesiyle ta‘zîm buyrulan Emin Beyefendi-zâde fazîletlü Abdülkadir Beyefendi taraflarından mürsel Kâtib Hâfız Mehmed Ârif Efendi ve nezâret-i hazret-i sadâret-penâhîde âsûde evkāf müfettişi mevâlî-i ızâmdan fazîletlü es-Seyyid Ahmed Efendi tarafından mürsel Kâtib Ahmed Efendi ve nezâret-i hazret-i fetvâ-penâhîde âsûde evkāf müfettişi kibâr-ı müderrisîn-i kirâm-ı zevi’l-ihtirâmdan Meşreb Efendi hafîdi fazîletlü Mehmed Ârif Efendi taraflarından mürsel Kâtib Hasan Efendi ve hâssa mi‘mârı ağa kulları tarafından mürsel Selim Sâbit ve es-Seyyid İsmail Zühdü Halîfeler ile İstanbul’da Sultân Bâyezid-i Velî Han Hazretleri Câmi‘-i şerîfi civârında Esîrî Kemâl [83a] ve Emin Bey ve Dîvânî Ali mahallelerinde kâin Yahya Paşa Sarayı denmekle meşhûr etrâf-ı erba‘ası taş dîvâr ile muhât el-yevm efendi-i mûmâ-ileyhin uhdelerinde olan konağa varıp huzûr-ı Müslimînde bi’l-ma‘iyye akd-i meclis-i şer‘-i şerîf ettiklerinde nezâret-i dâ‘îlerinde olan evkāfdan merhûm Kürkçübaşı Mustafa Ağa ve merhûme Âişe Hatun Vakıflarının mütevellîsi es-Seyyid Ahmed Efendi b. İbrahim meclis-i ma‘kūd-ı mezkûrda zikri âtî münâza‘un-fîh olan mahâle bi-tarîkı’ş-şirâ mülkiyet üzre vâzı‘u’l-yed olan mûmâ-ileyh Tahir Efendi ibnü’l-merhûm el-Hâc Osman Efendi muvâcehesinde yine nezâret-i dâ‘iyânemde olan evkāfdan merhûm Kazgānî Süleyman Çelebi Vakfı mütevellîsi Süleyman Ağa b. İbrahim ve merhûme Dudu Hatun mütevellîsi Müezzin Abdülkerim Efendi b. Ahmed ve merhûm Yakub Kethudâ Vakfı mütevellîsi Mehmed Efendi b. Hasan tarafından vekîl-i şer‘îsi ve merhûm Etyemez Mehmed Ağa Vakfı’nın bi’l-fi‘il mütevellîsi Abdülhâlik Efendi b. el-Hâc Mehmed Emin ve merhûm Fazıl Süleyman Efendi Vakfı’nın kāimmakām-ı mütevellîsi Abdülkerim Efendi b. el-Hâc Abdullah ve merhûm Davud Paşa utekāsından Abdullah Ağa Vakfı mütevellîsi Hâfız Mehmed Şâkir Efendi b. Mehmed Sâlim ve Dârü’s-sa‘âdeti’ş-şerîfe ağası hazretleri nezâretlerinde âsûde evkāfdan merhûm Mercan Ağa Vakfı mütevellîsi Teberdâr Ahmed Necib Halîfe b. Mustafa ve Bâbüssa‘âdeti’l-aliyye ağası hazretleri nezâretlerinde âsûde merhûm Ahmed Ağa Vakfı mütevelliyesi zâtı mu‘arrefe Şerife Selime Hatun bt. Mehmed ve nezâret-i hazret-i şeyhülislâm-ı sellemehü’s-selâmîde âsûde evkāfdan merhûm Nişancı Mehmed Paşa Vakfı’nın kāimmakām-ı mütevellîsi Hâfız Ahmed Efendi b. el-Hâc Ahmed nâm kimesneler hazır oldukları hâlde hâssa mi‘mârı ağa-yı mûmâ-ileyh ma‘rifetiyle tanzîm olunan harîtada tersîm ve tebyîn ve her birine alâmât-ı fâsılât <> vaz‘ ve ta‘yîn olunduğu üzre konağ-ı mezkûrun selâmlık zukāk kapısından girerken sol tarafda kâin bu def‘a ebniye inşâ olunmayan mahâlden ma‘lûmü’l-hudûd terbî‘an iki yüz zirâ‘ mahâll-i mu‘ayyeni şehriye otuz akçe icâre-i müeccele ile mûmâ-ileyh Mustafa Ağa Vakfı’ndan ve ittisâlinde kâin ma‘lûmü’l-hudûd terbî‘an beş yüz kırk zirâ‘ mahâll-i mu‘ayyeni şehriye otuz akçe icâre-i müeccele ve ma‘lûmü’l-hudûd ve matbah zemîni dahi senevî bin seksen akçe mukāta‘a-i kadîme ile mûmâ-ileyhâ Âişe Hatun Vakfı’ndan ve ittisâlinde kâin ma‘lûmü’l-hudûd terbî‘an doksan beş zirâ‘ mahâll-i mu‘ayyeni şehriye on beş akçe icâre-i müeccele ile yine mûmâ-ileyh Mustafa Ağa Vakfı’ndan ve ittisâlinde kâin ma‘lûmü’l-hudûd terbî‘an iki bin iki yüz yetmiş beş zirâ‘ mahâll-i mu‘ayyeni şehriye dokuz yüz on beş akçe icâre-i müeccele ile müşârün-ileyh Mehmed Paşa Vakfı’ndan ve ittisâlinde kâin ma‘lûmü’l-hudûd terbî‘an yüz doksan altı zirâ‘ mahâll-i mu‘ayyeni şehriye otuz akçe icâre-i müeccele ile mezbûr Ahmed Ağa Vakfı’ndan ve ittisâlinde kâin ma‘lûmü’l-hudûd terbî‘an bin iki yüz doksan altı zirâ‘ mahâll-i mu‘ayyeni şehriye yüz seksen akçe icâre-i müeccele ile mezbûr Süleyman Çelebi Vakfı’ndan ve ittisâlinde kâin ma‘lûmü’l-hudûd terbî‘an yüz kırk beş zirâ‘ mahâll-i mu‘ayyeni şehriye kırk beş akçe icâre-i müeccele ile mezbûre Dudu Hatun Vakfı’ndan ve ittisâlinde kâin ma‘lûmü’l-hudûd terbî‘an dört yüz on sekiz zirâ‘ mahâll-i mu‘ayyeni şehriye altmış akçe icâre-i müeccele ile merhûm mezbûr Yakub Kethudâ Vakfı’ndan ve ittisâlinde kâin ma‘lûmü’l-hudûd yüz kırk üç zirâ‘ mahâll-i mu‘ayyeni dahi mezbûr Abdullah Ağa Vakfı’ndan olarak bâ-temessükât-ı mütevellî bi’l-icâreteyn mûmâ-ileyh Mehmed Tahir Efendi ile halîle-i muhteremeleri iffetlü Şerife Fâtıma Hanımefendi ibnetü’l-merhûm Mehmed Nuri Efendi’nin taht-ı tasarruflarında ve vasat-ı dâirede kâin üzerine bu def‘a dâhiliye ve hâriciyede büyût-ı adîde ve müştemilât-ı ma‘lûmeyi hâvî müceddeden bir kıt‘a konak inşâ olunan terbî‘an dört bin on yedi zirâ‘ mahâllin dahi arsa ve ebniyesi mütevellîsi olduğum merhûm mezbûr Kürkçübaşı Mustafa Ağa Vakfı müstagallâtından iken mûmâ-ileyh Tahir Efendi ancak sâlifü’z-zikr dört bin on yedi zirâ‘ mahâllini mülkiyet üzre zabt ve vaz‘-ı yed etmeleriyle suâl olunup keff-i yed ve vakıf olarak âhara îcâr için bana teslîme tenbîh olunmak bi’t-tevliye matlûbumdur deyü da‘vâ ettikde onlar dahi cevâblarında işbu yedimde olup meclis-i şer‘-i şerîfde kırâet olunan biri bin yüz seksen iki senesi Cumâdelâhiresinin yirmi dördüncü günü târihiyle müverraha ve ol târihde askerî kassâmı bulunan es-Seyyid Mehmed Efendi merhûmun ve diğeri bin iki yüz kırk bir senesi şehr-i Rebî‘ülâhirinin yirmi dokuzuncu günü târihiyle müverraha ve ol târihde İstanbul’da Mahmud Paşa Mahkemesi nâibi bulunan müderrisîn-i kirâmdan es-Seyyid Mustafa Nuri Efendi’nin imzâ ve hatmlerini hâviye iki kıt‘a hüccet-i şer‘iyede bast ve beyân ve tasrîh ve ayân kılındığı üzre mahâll-i mezkûr bânîsi müşârün-ileyh Yahya Paşa’nın hayatında mülkü olup ba‘de’l-irtihâl altmış seneden beri mülkiyet üzre bey‘ ve irs ve hîbe vukū‘uyla sebeb-i mülk olur müstened-i şer‘îye binâen evkāf-ı mezkûrenin sâbık ve lâhık mütevellîleri muvâcehelerinde bilâ-nizâ‘ zabt ve tasarruf olunarak tedâvül-i eyâdî ile el-yevm şirâen yedimde mülkümdür deyü evkāf-ı mezkûre mütevellîleri hâzırûn-ı merkūmûnun tasdîkleriyle müdde‘î-i mütevellî-i mezbûrun vakfiyet müdde‘âsını inkâr ettiklerinde fi’l-vâki‘ mûmâ-ileyh Tahir Efendi ile mutasarrıf-ı sâbıklarının bu âna gelince tedâvül-i eyâdî ile tasarrufları sebeb-i mülk olur müstened-i şer‘îye binâen olduğu lede’t-tezkiye adl ve makbûlü’ş-şehâde idükleri ihbâr olunan es-Seyyid İbrahim Ağa b. es-Seyyid Ahmed ve es-Seyyid Mehmed Efendi b. el-Hâc Ebûbekir nâm kimesne[ler]in bi’l-muvâcehe ber-nehc-i şer‘î şehâdetleriyle sâbit ve ol vechile ebniye-i mezkûreye vaz‘-ı yedi mütehakkık olmağla efendi-i mûmâ-ileyhin yedinde olup ibrâz eylediği fetvâ-yı şerîfeye nazar olundukda bir vakfın mütevellîsi Zeyd Amr’ın tasarrufunda olan menzil için vakf-ı mezbûr müstagallâtındandır deyü da‘vâ ve Amr mülkümdür deyü inkâr ettikde Bekir ve Beşir Zeyd’in müdde‘âsına semâ‘la şehâdet eyleseler Amr’ın tasarrufu sebeb-i mülk olur müstenid-i şer‘îye binâen olıcak şehâdet-i mezbûre ile menzil-i merkūm Amr’ın yedinden nez‘ olunur mu el-cevâb olunmaz deyü buyrulduğunu mûcibince müdde‘î-i mütevellî-i mezbûrun da‘vâsında semâ‘la şehâdet şer‘an makbûle olmayıp tescîlini isbâta muhtâc ve vakf-ı mezkûr dahi evkāf-ı kadîmeden olmağla tescîlini isbât müte‘azzir olduğundan mütevellî-i merkūm ber-vech-i muharrer vakfiyet da‘vâsını ber-nehc-i şer‘î isbâta kādir olamamağın bu sûretde vakf-ı mezbûrun tescîli sâbit olmadıkça mahâll-i mezkûr ber-mûcib-i fetvâ-yı şerîfe mûmâ-ileyh Tahir Efendi’nin yedinden nez‘ olunmayıp kemâ-kân mülkiyet üzre zabt ve tasarrufu iktizâ eylediğini <> küttâb-ı mûmâ-ileyhim mahâllinde bi’l-ma‘iyye <> mütevellî-i müdde‘î-i mezbûra tefhîm eylediklerini ketb ve tahrîr ve ma‘an meb‘ûs ümenâ-i şer‘le meclis-i şer‘a gelip alâ-vukū‘ihî inhâ ve takrîrleri tenfîz olunduğu İstanbul Mahkemesi’nden huzûr.
Fî 19 min-Za sene 1242
Mukābele-şüd
|