İstanbul Mahkemesi 154 Numaralı Sicil (H. 1237-1246 / M. 1822- 1831) cilt: 88, sayfa: 166 Hüküm no: 48 Orijinal metin no: [24b-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Yerli ve yabancı tüccarlara tanınan hukuki ve ticârî ayrıcalıklar ve gümrük resmi uygulamaları
Yâveri-yi tevkī‘a bâdî ile i‘mârı memâlik ve tevsî‘-i ticâret mutlakā nizâm-ı hâl-i tüccâr ve ra‘iyyet husûslarına ri‘âyet ve nezâret-birle bu bâbda iktizâ eden esbâb-ı vesâili istihsâle mütevakkıf ve menût ve kānûn ve kavâ‘id-i düvel ve rüsûm ve âyîn-i milel bi’l-ittifâk bu nizâm üzere mütedâvil ve merbût idiği müsellem olduğuna binâen el-hâletü hâzihî berren ve bahren Avrupa ve Acem ve Hindistan ticâretiyle me’lûf olan bundan böyle izhâr-ı hâhiş ve arzu eden Devlet-i aliyyem re‘âyâsının ticâretleri taht-ı râbıta ve nizâma idhâl olunduğu sûretde ticâretlerine vüs‘at gelip hem tâife-i mersûmeye hem gümrükler îrâdına menâfi‘i-i kesîre mûcib olacağı umûr-ı vâzıhadan olmağla re‘âyâ-yı Devlet-i aliyyemden olup Avrupa ve Hindistan ve Acem ticâretine hâhişger olan tüccâr haklarında bâ-irâde-i seniyye verilen nizâmda tüccâr-ı mersûm beyninde cümlenin inzâm-ı re’y ve intihâbıyla iki nefer vekîl nasb ve ta‘yîn kılınıp ve her sene mersûm vekîller tebdîl olunup cümlenin ma‘rifet ve intihâbıyla âharları gene bâ-emr-i âlî ta‘yîn olunmak ve tâife-i mersûmenin ticâretleri Avrupa ve Acem ve Hindistan diyârına münhasır olmağla müste’min tercümânları ve hizmetkârlarının nâil oldukları imtiyâz ve emniyyet ve müsâ‘ade ve ri‘âyet tamamen bunların haklarında bilâ-istisnâ icrâ olunması rüsûm-ı ra‘iyyet-perverîden olduğu ecilden intihâb olunacak vekîllere ve ale’l-husûs bi’l-cümle tâcirlere ve hizmetkârlarına zikri âtî ticâret şürûtu derc ve beyânıyla başka başka berevât ve evâmir i‘tâ olunması husûsu bâ-hatt-ı hümâyûn verilen nizâmda münderic olduğuna Devlet-i aliyyem re‘âyâsından olup Avrupa ve Acem ve Hindistan ticâretiyle me’lûf olan Dersa‘âdet’imde Vâlidehanı’nda mütemekkin râfi‘-i tevkī‘-i refî‘ü’ş-şân-ı hâkânî Kayseriyeli Îd oğlu nâm tâcir yedine berât-ı âlîşânım i‘tâsını tüccâr vekîlleri memhûr arzuhâlleriyle istid‘â eylediklerin tüccâr-ı mersûmenin nâzırı olan Dîvân-ı Hümâyûn’um Beylikcisi kıdvetü’l-emâcid ve’l-ekârim es-Seyyid Mehmed Hâdi zîde mecdühû bâ-takrîr ifâde tâcir-i mersûm Hazîne-i âmireme mu‘ayyen olan bin beş yüz guruş resm-i mîrîsini tamamen edâ etmekle nizâm-ı mezkûr üzere işbu nişan-ı hümâyûnu verdim ve buyurdum ki mersûm defterli Avrupa ve Acem ve Hindistan tüccârından olup işbu Acem ve Hindistan ve Avrupa tüccârlarından hasbe’l-iktizâ biri veyâhud hizmetkâr ve adamları li-ecli’t-ticâre bir mahalle gitmek murâd eyledikde vekîlân-ı mersûmânın memhûr arzuhâlleriyle istid‘â olundukda ticâret şürûtu derciyle tıbkı müste’minândan tercümân ve adamlarına i‘tâ olunduğu misilli yol emirleri verile ve müste’min tercümânlarının kendileri ve evlâd ve ıyâlleri me’kûlât ve meşrûbât ve melbûsâtlarına dahl ve ta‘arruz olunmadığı misilli bunların dahi evlâd ve ıyâllerinin me’kûlât ve meşrûbât ve melbûsâtlarına kat‘â dahl ve ta‘arruz olunmaya ve ashâb-ı berevât olan tüccârın bulundukları mahalde yanlarında bulunmak şartıyla başka başka evâmir-i şerîfimle tahsîs kılınan ikişer nefer hizmetkârları imtiyâzâta ayniyle nâil ve işbu zikrolunan iki nefer hizmetkârların biri iktizâ eder ise İzmir’de ikāmete me’zûn ola ve ashâb-ı berevâtdan birinin her kimde olur ise olsun mahzı ve ma‘mûlün-bih temessük mûcebince vekîlleri ve esnâfının tevâtür-i şehâdetleri ile müsbet matlûbu oldukda yedinde olan temessükü hâkime ibrâz ve lede’s-sübût matlûbu olan meblağ tahsîl olunup yüzde ikiden ziyâde resm mutâlebe olunmaya ve gerek Müslim ve gerek millet-i sâireden her kangısıyla ashâb-ı berevâtın da‘vâları zuhûrunda dört bin akçeden ziyâdeye resîde olan da‘vâ kenar mahkemelerde görülmeyip Arz odasında huzûr-ı âsafîde rü’yet ve fasl oluna ve tüccâr-ı mersûmeden birini gerek ehl-i İslâm ve gerek re‘âyâdan biri li-ecli’t-terâfu‘ mahkemeye veyâhud Bâb-ı âlî’ye getirmek murâd eyledikde zâbitân taraflarından eyle mu‘âmele ve kesr-i i‘tibârını mûcib olacak vaz‘ vukū‘a gelmemek için berâtlı tüccâr ve hizmetkârı tarafından mübâşir ta‘yîn ile kaldırılıp âhar tarafdan mübâşir ta‘yîn olunmaya ve habsleri iktizâ eder ise gene nâzırları ma‘rifetiyle habs oluna ve bunların tüccârlarının ekseri Frengistân’a mahsûs olduğuna binâen müste’min nizâ‘ları zuhûr edeceği meczûm olmağla bunların umûr ve husûslarına ve hesâb ve kitâblarına ve fasl ü hasm-ı müdde‘âya dikkat ve idhâl ve ihrâclarına nezâret ve rü’yet eylemek üzere Dîvân-ı Hümâyûn’um beylikcisi olanlar nâzır ta‘yîn ve Dîvân-ı Hümâyûn’uma tercümân bulunanlar ma‘rifeti ve tarafeynden bi’l-intihâb memûr olan mümeyyiz bâzergânlar ma‘rifetleriyle olan kā‘ide-i tüccâr üzere da‘vâ ve nizâ‘larını lede’r-rü’yet nâzır-ı mûmâ-ileyh bâ-takrîr makām-ı vâlâ-yı riyâsete arz ve eğer şer‘-i şerîfe mürâca‘atları lâzım gelir ise bâlâda beyân olunduğu üzere âhar mahallerde görülmeyip Arz odasında şer‘le görülüp fasl oluna ve müste’minân taşrada dört bin akçeden ziyâde olan da‘vâları Âsitâne’ye havâle olunmak ahidnâmeleri şürûtunda olduğu misilli bunların dahi müste’menân ile olan nizâ‘ları kezâlik Der-aliyye’ye havâle kılınmak ve’l-hâsıl re‘âyâ Devlet-i aliyyem tüccârının kangı devlet tâcirileri ile nizâ‘ları zuhûr eder ise devleteyn beyninde mün‘akide olan ahidnâme şürûtu icrâ olunup bir vaktinde hilâfı tecvîz olunmaya ve tâife-i mersûmenin taht-ı râbıtaya idhâl olunmalarından maksûd ancak ticâretlerine vesîleye bir sühûlet olmak kaziyyesi olmağla tüccâr-ı mersûmenin gönderdikleri emti‘a kangı devletin metâ‘ı ise Memâlik-i mahrûsem mahsûlâtı istisnâ ve kemâ-fi’s-sâbık ahz olunup ale’l-ıtlâk Frengistân’a mâllarımdan ya‘ni kangı devlet ve diyâr emti‘a ve eşyâ ve erzâkı her ne cins ve nev‘den olur ise olsun ol devletin ta‘rifesi üzere ve Acem ve Hindistan emti‘aları dahi zikrolunan ta‘rifelere kıyâsen yüzde üç hesâbıyla resm-i gümrük edâ ile Memâlik-i mahrûsem mahsûlâtı olan emti‘a ve eşyâ ve erzâk her ne ise mâdâm ki Memâlik-i mahrûsemde memnû‘âtdan olmayarak sahîh Avrupa ve Acem ve Hindistan câniblerine berr[en] ve bahren naklolunacak emti‘a ve eşyânın dahi resm-i gümrüklerin yüzde üç hesâbı üzere bu ta‘rifelere kıyâsen edâ edip yedine ma‘mûlün-bih edâ tezkiresi aldıkdan sonra mükerrer ve ziyâde gümrük izinnâmesi ve hâric-i gümrük ve musaddariye ve reft-i gümrük nâmıyla bir akçe ve bir habbe taleb olunmaya ve eğer gümrük ümenâsı taraflarından ziyâde ve mükerrer gümrük nâmıyla akçeleri alınır ise derhâl edâ ettirile ve tüccâr-ı mersûme vülât ve hükkâm ve voyvodagân taraflarından hilâf-ı şer‘-i şerîf tecrîm olunduklarına bir vechile rızâ-i hümâyûnum olmayıp sâye-i mülûkânemde âsûde-hâl olmaları mültezim-i şâhânem olduğuna binâen her hâlde sıyânet olunup ve zulmen alınan akçeleri derhâl îcâb edenlerden kefîl oluna ve ashâb-ı berâvât olan tüccâr ve hizmetkârları umûr-ı vilâyet ve kocabaşıların misilli husûsâta vechen mine’l-vücûh müdâhale eylemeye bu husûs akdem esbâb-ı imtiyâz ve nizâm olmağla bir vakitde hilâfı tecvîz olunmaya şu kadar ki eğer ba‘zı memâlikde berâtlı olan mâ‘adâ erbâb-ı tâbi‘inden kocabaşılığa şâyân re‘âyâdan kimesne bulunmayıp âmme-i re‘âyânın rü’yet-i umûrları ve mezâlimden masûn olmalar için berâvât ashâbı olan re‘âyâdan birinin kocabaşı olması zarûreti îcâb ederek ol memleketde olan re‘âyâların istid‘âları ile muhtârları olur ise cümlenin re’y ve rızâlarıyla <> fakat o makūle mahallerde kocabaşılık rü’yet eylemesi câiz ola lâkin koca olan şahıs dahi işbu imtiyâzâta nâiliyetine mebnî sâirlerinden serbest olması sebebiyle re‘âyâ hakkında bir gûne te‘addî-i etvâr-ı nâ-şâyesteye vechen mine’l-vücûh tasaddî eylemeye ve eder ise kendiye recm olunacağı bildirile ve tüccâr-ı mersûmeden olanların dükkân ve oda vesâir emlâkleri cânib-i şer‘den başka ve nâzır tarafından başka ta‘ahhüd olunup emvâl-i metrûke ve emlâk ve akār vesâir cüz’î ve küll[î] eşyâ ve nukūdlarına cânib-i mîrîden ta‘arruz ve temhîr ve zabt olunmayıp ve sagīr ve sagīreleri bulunup şer‘an tahrîr lâzım gelenlerinden dahi ziyâde resm talebiyle tazyîk ettirilmeyip ber-muktezâ-yı şer‘-i şerîf beyne’l-verese nâzır nezâretleriyle taksîm ettirile ve sagīr ve sagīre ve gāib ve gāibesi olmayıp beyne’l-verese taksîmi murâd olunmayan tereke dahi bir dürlü cebr ve ibrâmile tahrîr ettirilmeye ve berâvât-ı âlîye ile nâil-i imtiyâz olan tüccâr ve evâmir-i aliyyemle ve hizmetkârları olanlara fîmâ ba‘d cizyedâr ve kolcuları tarafından kâğıd [25a] i‘tâsı vesîlesiyle te‘addî ve müdâhale olunmayıp tüccâr-ı merkūme ve hizmetkârlarının kalem cerîdesinden ale’l-infirâd esâmîsi mübeyyin defteri ihrâc-birle a‘lâ cizye on iki guruş iken sa‘yen li’l-hayr sekiz guruş zamla ashâb-ı berevât senevî verecekleri yirmi beşer guruş cizye üzere otuz iki târihinde zamîmesinden başka bu def‘a iki yüz kırk senesi Muharrem’inden i‘tibâr[en] umûmî vâki‘ olan zamm-ı cedîde ile ma‘an ve evâmir-i aliyye yine hizmetkârları olanlar şürût-ı nizâmları muktezâsında mâ‘adâ dört guruş zammıyla veregeldikleri evsat cizye kezâlik otuz iki senesi zamîmesinden mâ‘adâ iki olan zamîme ile berâber beher sene gurre-i Muharreminden nâzır-ı mûmâ-ileyh ma‘rifetiyle Âsitâne cizyedârına teslîm eyleyeler ve işbu cizye mebâliği ne mikdâra bâliğ olur ise Beylikci-yi Dîvân-ı Hümâyûn’um bulunanlar ber-mûceb-i defter Avrupa tüccârı vekîllerinden topunu ahz edip defter mûcebince Âsitâne cizyedârına i‘tâ eyleye ve bir vechile yedinde berâvât-ı şerîfe ve hizmetkârlık emri olanlara cizye kâğıdı teklîf olunmaya deyü imtiyâz ancak tüccâr-ı mersûme ve hizmetkârlarının kendi haklarına mahsûs olup evlâd ve müte‘allıkātları ve yedinde emr-i âlîşân olmayan hizmetkârları kemâ-fi’s-sâbık cizye kâğıdı ahz eyleyeler ve yedlerine berâvât ve evâmir-i şerîfim verilen tâcirle Devlet-i aliyyemin ragbetini bilip her hâlde ırz ve edebleriyle olup mugāyir-i resm-i ra‘iyyet ve ubûdiyyet hareketde bulunmayıp haklarında bu vechile zuhûr eden inâyâtın şükrünü edâ ve tezâyüd-i ömr-i devlet-i fer ü şevket-i şâhânem da‘avâtına iştigāl ve muvâzabet üzere olalar şöyle bileler ki alâmet-i şerîfe i‘timâd kılalar.
Fî 28 S sene 1240.
|