.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 154 Numaralı Sicil (H. 1237-1246 / M. 1822- 1831)
cilt: 88, sayfa: 172
Hüküm no: 53
Orijinal metin no: [25b-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Piyasadaki parayı râyicinden eksik veya fazlaya alıp verenlerin cezalandırılması

İstanbul kādısı fazîletlü efendi.

Râyic-i nukūd.

Kâffe-i mu‘âmelâtın esâs olan râyic nükûd maddesinin tatarruk-ı halelden vikāyesiyle irâde-i müstakırresinden ziyâdeye verilmemek ve Darbhâne-i âmire tarafından memûr mübâya‘acılardan mâ‘adâ ferd mübâya‘a husûsuna ta‘arruz ve müdâhale etmemek irâde-i kātı‘ası bundan akdem beyaz üzerine evâmir-i aliyye ısdârıyla iktizâ edenlere tenbîh ve tekîd kılınmışiken bu esnâda çarşı ve bedestân vesâir mahallerde esnâf ve tüccâr makūleleri eyâdî-yi nâsda mütedâvil olan ecnâs-ı altın ve beyaz akçeyi fiyat-ı mukarreresinden kat‘î fâhiş ziyâdeye ve ba‘zan temiz akçe vereceğim diyerek ahz u i‘tâda yüzde üç dört guruş noksan olarak beynlerinde kırma nâmıyla yüz guruşluk şey doksan altı doksan yedi guruş alıp vermeği kendilere bir nev‘ kâr ve menfa‘at ittihâz ederek ihlâl-i râyic-i nukūda ictisâr eyledikleri bu def‘a ihbâr ve tahkīk olunup bu keyfiyet cemî‘-i eşyâ ve mu‘âmelâta fesâd tareyânına bâdî ve bâ‘is ve cümleye mazarrat ve envâ‘-ı mehâzîri müstetbi‘ ve mevrûs olduğundan işbu tahaddüs etmiş olan fesâdın inkıtâ‘ı râbıtasının istikmâli lâzım gelerek esnâf-ı merkūmenin kethüdâ ve loncabaşı vesâir söz anlarları Darbhâne-i âmiremden celb olunup îcâbına göre tenbîh ve tekîd olunmuş ve bi’l-cümle kethüdâlar esnâflarını birbirlerine kefîl olmak üzere yedlerinden sened alarak indlerinde hıfz edeceklerini ifâde ve ta‘ahhüd eylemiş olduklarından başka bundan böyle o makūle râyic-i fesâd-ı nukūdu mûcib hareketde bulunanlar bi’t-taharrî ele geçdikde kangı sınıfdan olur ise olsun hakkında âhar gûne mu‘âmele ile emsâli terhîb kılıncağı iktizâ edenlere hitâben fermânı âlî ısdârıyla beyân ve tekîd kılınmış olmağla imdi bundan böyle o misilli ihlâl-i râyic-i nukūdu müstelzim hareketde bulunanlar bi’t-taharrî ele geçdiklerinde icrâ-yı cezâ ve tedîblerinde dakīka fevt olunmayıp işbu ukūbât ile gûşmâl kılınacaklarını iktizâ edenlerin gûşı hûşlarına gereği gibi ilkā ve telkīn ederek zinhâr ve zinhâr hilâfı hareket vukū‘a gelmemesine kemâl-i takayyüd ve ihtimâm eyleyesin deyü.

Fî 24 M sene [1]240.