İstanbul Mahkemesi 154 Numaralı Sicil (H. 1237-1246 / M. 1822- 1831) cilt: 88, sayfa: 201 Hüküm no: 75 Orijinal metin no: [30b-3] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Beş vakit namazın cami ve mescitlerde cemaatle kılınması emri
Bâ-sahh-ı âlî.
İstanbul kādısı fazîletlü efendi.
Cemâ‘at ile edâ-yı salât-ı farîza hakkında emir.
Hamden lillâhi te‘âlâ hâiz-i şeref-i iftihâr olduğumuz dîn-i mübîn-i Muhammedî ve devlet-i sermedîyenin üss-i esâsı olan şerî‘at-ı mutahharadan hiçbir vakitde ayrılmayarak küçük ve büyük cümle harekâtımızı Kitâbullâh’a ve sünnet-i seniyye-i hazret-i risâlet-penâhîye tatbîk ve her farz ve sünneti icrâ ve emr-i ma‘rûf ile harekete i‘tinâ eyledikce cenâb-ı Hak kâffe-i hâlimizde ihsân-ı yüsr ü tevfīk eyleyeceği ve hilâfına hareket vukū‘unda terbiye-i İlâhiyye zuhûru meşiyyet-i Rabbâniye îcâbından olduğunu teslîm-kerde-i erbâb-ı tevhîd ve bir vakitden beri cehele-i nâs emr-i Bârî ve sünnet-i hazret-i risâlet-penâhî ne olduğunu fark etmeyerek envâ‘-ı <> hâlâta <> ictirâ ve giderek sünnet-i müekkede olan evkāt-ı hamsenin cemâ‘atle edâsından dahi sarf-ı nazar eylediklerinden terbiye-i İlâhiyye zuhûru meşhûd ve bedîd olmağın mecmû‘-ı ümmet-i Muhammed’e şe‘âir-i dîniyeden olan hâlât-ı müstahsene ile her bâr amel etmek lâzımeden olduğuna binâen bundan böyle mükellef olduğumuz edâ-yı ferâiz-i İlâhiyye ve icrâ-yı sünnet-i seniyye ile dîn karındaşlarımız üzerlerine farz olan evkāt-ı hamseyi cevâmi‘ ve mesâcidde ve dâirelerinde imâmı olanlar hânelerinde cemâ‘atle kılıp “ve’rke‘û ma‘a’r-râki‘în” nass-ı celîliyle <> memûr olduğumuz cemâ‘ate devâm ve müsâberet eylemeleri irâde olunmuş ve bu husûs izzetlü Yeniçeri ağasına vesâir iktizâ eden zâbitâna şifâhen tenbîh olunmuş olmağla siz dahi eimme-i mahallâtı celb ile işbu irâdeyi mahalleleri ahâlîsine ferden ferden tefhîm ederek fîmâ ba‘d imâmı <> olanlar hânelerinde olmayanlar cevâmi‘ ve mesâcidde salât-ı mefrûzayı cemâ‘atle edâ edip sünnet-i müekkede olan cemâ‘ate ale’d-devâm mübâderet eylemelerini tenbîh ve her kim mükellef olduğu ferâizi edâda bilâ-mûceb terâhî eder ise bulunduğu mahalle imâmı keyfiyeti ve isim [ve] şöhretiyle haber vermesini tarafınıza ifâde [31a] ve tarafınızdan dahi îcâb-ı şer‘îsi ne olduğu Bâb-ı âlî’ye inhâ-birle hakkında lâzım gelen tedîb-i şer‘î icrâ olunacağını dahi gereği gibi ifâde ve telkīn ederek o makūle bilâ-özr-i şer‘î tediye-i ferâizde terâhî edenler tarafına ihbâr olundukda îcâb-ı şer‘îsini Bâb-ı âlî’ye inhâya mübâderet eyleyesin deyü.
Fî 19 R sene [1]241.
|