|
İstanbul Mahkemesi 154 Numaralı Sicil (H. 1237-1246 / M. 1822- 1831) cilt: 88, sayfa: 265 Hüküm no: 121 Orijinal metin no: [45b-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Yangından zarar gören halkın sığınacak bir yer temini için sattıkları eşyalarının bedestân, bitpazarı, zenneci, kuyumcu, yağlıkcı ve yorgancı esnâfı tarafından değerinden düşük fiyata almaları durumunda cezalandırılmaları
Bâ-sahh-ı âlî.
İstanbul kādısı fazîletlü efendi.
Çarşıda esnâfın çıkışma tâ‘bir eyledikleri kâr-ı mekrûhenin memnû‘iyeti bâbında emr-i âlî.
Bi-irâdetillâhî te‘âlâ bundan akdem vukū‘ bulan harîk-i kebîr cihetiyle muhterik olan bu kadar ibâdullâh şöyle sığınacak vechile birer ikişer odalı süknâ inşâ etmek için ba‘zı eşyâ fürûhtuna mecbûr olarak eşyâsını çarşı ve pazara götürüp bey‘ eylemek murâd etmeleriyle o makūlelerin satacağı eşyâdan kâr etmek şöyle dursun onlara elden ve dilden geldiği derece i‘ânet etmek muktezâ-yı insâf ve mürüvvetden iken esnâf-ı bî-insâf makūlesi bu köşeleri gözetmeyip ibâdullâhın böyle zarûrî eşyâ ve fürûhtunu fırsat ittihâzıyla bedestân ve bitpazarı ve zenneci ve kuyumcu ve yağlıkcı ve yorgancı esnâfından üç beş ihânetkârlar birbirileriyle ittifâk edip ve münâdiyi dahi ıtmâ‘ ile uydurup halkın eşyâsını değerinden noksan bahâ ile aldıkdan sonra ziyâdesini beynlerinde taksîm etmeği âdet eyledikleri ma‘lûm olup hattâ Yorgancı çarşısı’na bir hatunun bu günlerde getirmiş olduğu oda takımını birkaç esnâf minvâl-i muharrer üzere dört yüz guruşa almışlar iken sonra Yorgancıbaşı tarafından haber alınarak tekrar mezâda verildikde yedi yüz elli guruşa fürûht olunarak akçesi merkūmeye i‘tâ olunduğu istimâ‘ ve tahkīk olunup bu madde mugāyir-i şer‘-i şerîf ve münâfî-i emr-i münîf olduğundan başka mazarratı ibâdullâha sârî olmak hasebiyle esnâf-ı merkūmenin harekât-ı mezkûreden men‘ ve tahzîri vâcibeden ve bu kâr-ı mekrûha cesâret edenlerin icrâ-yı tedîbât-ı lâyıkaları lâzımeden ise de bu def‘alık yalnız tenbîh ile iktifâ olunmağla siz zikrolunan esnâfın kethüdâlarıyla sâir iktizâ edenleri celb ederek ba‘d ez-în bu misilli çıkışma gibi şeyler ile esnâflarından ibâdullâha bu gûne ihânet zuhûr eder ise hafî ve celî taharrî ve tecessüs olunacağından istimâ‘ olunduğu gibi o makūleler hakkında heman tertîb-i cezâdan gayrı mu‘âmele olunmayacağını ve her ne kadar bu maddeye tebdîller ta‘yîn olunmuş ise de bu husûsda esnâf kethüdâları dahi tedîbe müstahik olacağından onlar dahi kendi selâmetleri zımnında bu maddeye dâimâ takayyüd üzere olarak işbu kâr-ı mekrûha cüret edenleri tahkīk ile Bâb-ı âlî’ye haber vermelerini ekîden tenbîh ve tebyîn ve’l-hâsıl fîmâ ba‘d bu misilli harekât bir vechile vukū‘a gelmemesini etrâfıyla gûş-ı hûşlarına telkīn eyleyesin deyü.
Fî 14 C sene 1242.
|