.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 154 Numaralı Sicil (H. 1237-1246 / M. 1822- 1831)
cilt: 88, sayfa: 302
Hüküm no: 145
Orijinal metin no: [53a-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Beş vakit namazın cami ve mescitlerde cemaatle eda edilmesi ve Cum‘a’nın sünnetlerinin terk edilmemesi emri

Bâ-sahh-ı âlî.

İstanbul kādısı fazîletlü efendi.

Evkāt-ı hamseyi cemâ‘atle edâ hakkında emr-i âlîdir.

Bir müddetden beri ba‘zı a‘vâm-ı nâsın gaflet ve cehâlet ve bir takım revâfiz ve melâhidenin iğvâ ve izlâlleriyle muvâfakatlarından nâşî İslâmiyetin alâmet-i zahîresi ve belki “es-salâtü imâdü’d-dîn” hadîs-i şerîfi muktezâsınca erkân-ı dîn-i mübînin umde-i bâhiresi olan salât-ı hamse-i mefrûzaya adem-i mübâderet ve dikkat etmekde oldukları mesmû‘ olup bu husûs şürût-ı İslâmiyete münâfî ve bi’l-vücûh rızâ-i ma‘delet-irtizâ-yı mülûkânenin hilâfı olduğuna mebnî ba‘de’l-yevm mümin ve muvahhid olanlar beş vakit namazı cevâmi‘ ve mesâcidde ve dâire ashâbı bulunanlar dahi konaklarında cemâ‘atle edâ vesâir umûr-ı dîniyye ve şi‘âr-ı İslâmiyeye dahi kemâ-yenbagī dikkat ve i‘tinâ ederek dünyâda medâr-ı fevz u nusret ve âhiretde bâ‘is-i necât ve selâmet olan salâh-ı hâl ve emr-i diyânete küçük ve büyük ve zükûr ve inâs kâffe-i ümmet-i Muhammed cân u gönülden ikdâm ve sa‘y-i evfâ eylemeleri husûsu mukaddem ve muahhar Anadolu ve Rumeli’nin üçer kollarına ve Dersa‘âdet’de iktizâ edenlere ale’t-tafsîl fermân-ı âlî ısdârıyla cümleye tenbîh ve iş‘âr ve hilâfına cesâret edenler dâreynde giriftâr-ı cezâ ve hüsrân olacakları etrâfıyla tavsiye ve tezkâr olunmuş olduğuna nazaran bu husûsa her tarafdan ale’d-devâm dikkat cümle ümmet-i Muhammed’e müretteb uhde-i diyânet ve İslâmiyet iken bu emr-i ehemme ekser-i nâs beyninde yine lâyıkıyla ri‘âyet olunmadığı meşhûd ve zâhir ve hâlbuki uli’l-emre âmme-i muvahhidîn olan imâmü’l-müminîn ve hâmi-i şerî‘at-ı hazret-i seyyidü’l-mürselîn şevketlü kerâmetlü kudretlü zıllullâhî pâdişâh-ı âlem-penâh efendimiz hazretlerinin zîr-i sâye-i me‘âlî-vâye-i şâhânelerinde müstazıll-ı kâffe-i ümmet-i Muhammed’i emr-i bi’l-ma‘rûf ve nehy-i ani’l-münker lâzımesince her hâlde Kitâbullâh’ın ahkâm-ı şerîfesine ve hazret-i fahr-i kâinât aleyhi efdâlü’t-tahiyyât efendimizin sünen-i münîfesine da‘vet ve tergīb ve dinlemeyenleri ber-muktezâ-yı şer‘-i şerîf terbiye ve tedîbe mübâderet etmeklik zimmet-i vâlâ-nehmet-i cihândârîlerine lâzım ve mütehattim idiği bedîhî ve bâhir olmağın bu kerre dahi herkesi îkāz ve tahzîr ile bundan sonra her kim üzerine farz-ı ayn olan evkāt-ı hamseyi terk eyler veyâhud özr-i şer‘îsi yoğiken cemâ‘atle edâda iğmâz ve tesâmüh eder ise o makūlelerin bi’t-tahkīk icrâ-yı tedîbleri irâdesiyle keyfiyet zıll-ı zalîl-i şâhânelerinde müstazıl olan âmme-i ehl-i İslâma ifâde ve tebyîn ve ma‘âzallâhu te‘âlâ hilâfını irtikâb edenler dünyâ ve âhiretde giriftâr-ı ikāb ve itâb olacaklarını herkesin gûş-ı hûşlarına telkīn ile mümin ve muvahhid olanlar <> evkāt-ı mefrûza-i cevâmi‘ ve mesâcidde ve dâire ashâbı bulunanlar dâirelerinde cemâ‘atle edâ ve Cum‘a günlerinde asl-ı salât-ı Cum‘a’yı kıldıkdan sonra cevâmi‘-i şerîfden çıkmaksızın ikāmesi derece-i vücûbda olan dört rek‘at sünnet-i [53b] müekkedeyi dahi îfâ edip muktezâ-yı diyânet ve lâzıme-i sünnet-i seniyyeye lâyıkıyla icrâ eylemeleri esbâbının istihsâline kemâliyle i‘tinâ ve dikkat eylemeleri bu def‘a dahi Memâlik-i şâhâneye kol kol evâmir-i şerîfe ısdâr ve tisyârıyla tekîd ve iş‘âr kılınmış ve keyfiyet Dersa‘âdet’de lâzım gelenlere dahi buyruldular tasdîriyle bildirilmiş olmağla imdi siz dahi eimme-i mahallâtı nezdinize celb-birle fîmâ ba‘d kâffe-i ehl-i İslâmın üzerilerine farz-ı ayn olan evkāt-ı hamseyi cevâmi‘ ve mesâcidde ve dâire ashâbı olanlar dâirelerinde cemâ‘atle edâ ve salât-ı Cum‘a’yı dahi sünnetleriyle tamamca îfâya vesâir ferâiz-i dîniyye ve sünnet-i seniyyeyi dahi kemâ-hüve’l-memûr yerine getirerek her hâlde küçük ve büyük ve zükûr ve inâs kâffe-i ehl-i İslâm hilye-i diyânet ve salâh-ı hâl ile ittisâfa dikkat ve i‘tinâya mübâderet ve ihtimâm eylemeleri matlûb-ı kat‘î-i mülûkâne idiğini ve bundan sonra dahi yine igmâz ve tekâsül ederler ise o makūlelerin bi’t-tahkīk icrâ-yı tedîblerine ibtidâr olunacağını mahalleleri ahâlîsine ifâdeye dikkat eylemelerini tenbîhe mübâderet eyleyesin deyü.

Fî-selhi Z sene 1242.