İstanbul Mahkemesi 154 Numaralı Sicil (H. 1237-1246 / M. 1822- 1831) cilt: 88, sayfa: 328 Hüküm no: 166 Orijinal metin no: [58b-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Yanmış olan Kumkapı Ermeni patrikhânesinin tamiri
Muhterik Ermeni patrikhânesi inşâsı’çün berât-ı âlîşândır.
Akzâ kuzâti’l-Müslimîn evlâ vülâti’l-muvahhidîn ma‘deni’l-fazli ve’l-yakīn râfi‘u a‘lâmi’ş-şerî‘ati ve’d-dîn vâris-i ulûmi’l-enbiyâi ve’l-mürselîn el-muhtassu bi-mezîd-i inâyeti’l-Meliki’l-Mu‘în mevlânâ İstanbul kādısı zîdet fezâiluhû ve kıdvetü’l-emâcid ve’l-a‘yân Hâssam mi‘mârbaşısı zîde mecdühû tevkī‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olıcak ma‘lûm ola ki Dersa‘âdetimde Kumkapı’da kâin Ermeni patrikhânesi olan kenîse bundan akdem muhterik olup ol civârda mütemekkin Ermeni re‘âyâsı icrâ-yı âyînde meşakkate dûçâr olduklarından bahisle kenîse-i mezkûrun ta‘mîr ve inşâsına müsâ‘ade-i seniyyem erzân kılınmasını ve Dersa‘âdetimde mukīm Ermeni patriği bir kıt‘a memhûr arzuhâl takdîmiyle istid‘â etmekden nâşî husûs-ı mezbûr bi’l-fi‘l Şeyhülislâm ve müfti’l-enâm olan Kādızâde a‘lemü’l-ulemâi’l-mütebahhirîn efdâlü’l-fuzelâi’l-müteverri‘în Mevlânâ Mehmed Tahir edâmallâhu te‘âlâ fezâiluhûdan lede’l-istiftâ İstanbul’da Kumkapı’da vâkı‘a Nasârâ tâifesinin kenîse-i kadîmeleri âfet-i semâviye ile muhterik oldukda tâife-i mezbûre kenîse-i merkūmeyi vaz‘-ı kadîmi üzere ta‘mîr murâd ettiklerinde Surretü’l-fetâvâ’da Fe-izâ ahrakat hel-ta‘âdü ke’l-münhedimi fe-kā‘idetü’l-inhidâmi yaktezîhâ mefhûmu üzere tâife-i merkūma ta‘mîrden men‘ olunurlar mı el-cevâb olunmazlar deyü fetvâ-yı şerîfe verilip keyfiyet hâk-i pây-i merâhim-sâmi-yi mülûkâneme lede’l-arz verilen fetvâ-yı şerîfe mûcebince mesâğ-ı şer‘-i şerîf üzere ba‘de’l-inşâ tekrar mu‘âyene olunmak şartıyla ruhsat-ı seniyye-i cihândârânem erzân kılınarak ol bâbda hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrûn-ı pâdişâhânem sahîfe-pîrâ-yı sudûr olmağla verilen fetvâ-yı şerîfe ve şeref-rîz-i sudûr olan hatt-ı hümâyûn-ı mevhibe-makrûn-ı şâhânem mûcebince amel ve hareket olunmak fermânım olmağın imdi kenîse-i mezkûrun vaz‘-ı kadîmi kadden ve vüs‘aten bir karış ve bir parmak tecâvüz etmemek ve hîn-i inşâ ve tekmîlinde tekrar keşf ve mu‘âyene ettirilmek şartıyla mesâğ-ı şer‘-i şerîf olduğu üzere bilâ- terfî‘ velâ tevsî‘ inşâsına müsâ‘ade-i seniyye-i mülûkânem erzânî kılındığı ve bu vesîle ile vaz‘-ı kadîm ve hey’et-i asliyesinden hâric nesne ihdâsına bir vechile rızâ-i şerîfim olmadığı siz ki mevlânâ ve mi‘mârbaşı-yı mûmâ-ileyhâsız ma‘lûmunuz oldukda ber-vech-i muharrer amel ve harekete ihtimâm ve dikkat ve hilâf-ı şer‘-i şerîf vaz‘ ve hareketden be-gāyet tehâşî ve mücânebet eylemeniz bâbında fermân-ı âlîşânım sâdır olmuşdur. Buyurdum ki ( ) vusûl buldukda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan fermân-ı vâcibü’l-ittibâ‘ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı itâ‘at-makrûnuyla âmil olasız. Şöyle bilesiz alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasız.
Tahrîren fî-evâhiri şehri Recebi’l-ferd li-sene selâse ve erba‘în ve mi’eteyn ve elf.
Kostantıniyyeti’l-mahrûse.
|