İstanbul Mahkemesi 154 Numaralı Sicil (H. 1237-1246 / M. 1822- 1831) cilt: 88, sayfa: 355 Hüküm no: 175 Orijinal metin no: [64a-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Sultan Ahmed Vakfı’na ait Ahmediye isimli boş arazide çeşitli esnafa dükkân açmak için gedik verilmesi
Ahmediye arâzisine müceddeden her bir esnâfdan bir gedik icârı ilmuhaberi
İstanbul’da Meydân-ı Esb kurbünde vâki‘ cennet-mekân firdevs-âşiyân merhûm Sultan Ahmed Hân -tâbe serâhu- hazretlerinin evkāf-ı celîlelerine bundan akdem ihsân ve ilhâk buyrulan Ahmediye nâm arâzi-i hâliyenin bundan böyle menâzil ve dekâkîn ve ebniye-i sâire ile i‘mârı lâzimeden ve arâzi-i merkūme mahâll-i vesî‘adan olmak takrîbiyle i‘mâr olundukça sekenesine muktezî eşyânın çarşılardan iştirâsı lâzım geleceği ve bu‘d-ı mesâfe cihetiyle ahâlîsine ta‘ab ve usret olacağı bedîdâr ve mahâll-i mezkûr için esnâfdan mukayyed olan gediklerden mâ‘adâ fakat birer gedik müceddeden taraf-ı vakf-ı müşârun-ileyhden tâliblerine istîcâr ile tez elden dekâkîn inşâsıyla i‘mâr ve vakf-ı müşârun-ileyhe menâfi‘-i kesîreyi mûcib olacağı âşikâr olduğu beyânıyla her bir esnâfdan birer gedik iktizâsı vechile taraf-ı vakf-ı şerîfden bâ-temessük icâre-i müeccele ve mu‘accele takdîriyle tâliblerine verilerek şerâit-i evkāf yedinde dahi düstûrü’l-amel tutulmak için ruhsatı hâvî bir kıt‘a emr-i âlî ısdârı husûsuna müsâ‘âde-i aliyye erzân buyrulmasını vakf-ı müşârun-ileyh mütevellîsi ser-bevvâbîn-i dergâh-ı âlîden Galata voyvodası Seyyid Süleyman Ağa istid‘â etmekden nâşî bâ-takrîr kuyûda mürâca‘at olundukda cennet-mekân merhûm ve mağfûrun-leh Sultan Mustafa Hân -tâbe serâhu- hazretlerinin Üsküdar’da Şemsi Paşa civârında müceddeden binâ eylediği câmi‘-i şerîfi evkāfından olmak üzere müceddeden ihdâs olunacak değirmen ve ekmekçi ve simidçi ve çörekçi fırınları ve kebabçı ve helvâcı ve kasab ve bakkāl ve paçacı ve çarıkçı ve horasancı ve mûytâb ve leblebici ve sarrac ve şekerci [64b] ve şerbetçi ve camcı ve keresteci ve na‘lbend ve bunların emsâli esnâf-ı sâirenin müceddeden müsakkafât binâsı men‘i için beynlerinde olan nizâma binâen yedlerine evâmir-i şerîfe verilegelip ancak bu makūle müceddeden binâsı irâde-i hümâyûn buyrulan müsakkafât husûslarında mu‘ârazadan men‘leri için hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrûn ihsân olunageldiğinden müşârun-ileyh Sultan Mustafa Hân evkāf-ı şerîfi için dahi müceddeden binâ ve esnâf-ı merkūmûn ve sâir sâkin olacak esnâf ve müsakkafâta fîmâ-ba‘d esnâf taraflarından ve cânib-i âhardan vechen mine’l-vücûh mu‘âraza olmaması için şerefrîz-i sudûr olan hatt-ı hümâyûn mûcibince bin yüz yetmiş iki senesinde Harameyn Muhâsebesi’ne kayd ve Başmuhâsebe’ye ilmuhaber ve mütevellîsine sûret verildiği ve müsakkafât derûnunda olan müstecirlere esnâf tarafından ve taraf-ı âhardan dahl ve ta‘arruz ve tebdîl ve tağyîr olunmaya deyü bâlâsına hatt-ı hümâyûn-ı inâyet-makrûn keşîde kılındığı ba‘de’d-derkenâr derkenârı mûcibince sene-i mezkûr evâsıt-ı Cumâdelâhiresinde emr-i âlîşân verildiği ve ber-mantûk-ı takrîr mahâll-i mezkûrede inhâ olunduğu üzere her bir esnâfdan müceddeden birer gedik tanzîmi emsâline nazaran hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrûn-ı-şâhâne sudûruna muhtâc idüğü Harameyn Muhâsebesi’nden muhrec takdîm-i atebe-i ulyâ-yı mülûkâne kılınan derkenâr meâlinden müstefâd olduğu beyânıyla derkenâr ve emsâli mûcibince inhâ olunduğu vechile mahâll-i mezkûr için her bir esnâfdan mukayyed olan gediklerden mâ‘adâ birer gedik bâ-temessük tâliblerine taraf-ı vakf-ı müşârun-ileyhden îcâr ve şerâit-i sâiresi icrâ olmak üzere bir kıt‘a emr-i âlî ve iktizâ eden mahallere ilmuhaberi i‘tâsıyla tanzîmi husûsu taraflarından hâk-i pây-ı hümâyûn-ı şâhâneden bâ-takrîr lede’l-istîzân manzûrum olmuşdur. İşbu takrîrde beyân olunduğu üzere iktizâ eden emri ısdâr ve lâzım gelen mahallere ilmuhaberi i‘tâsıyla tanzîm oluna deyü mübârek hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrûn-ı mülûkâne şerefrîz-i sudûr olmağla imdi takrîri ve şerefrîz-i sudûr olan hatt-ı şerîf-i şevket-redîf-i şâhâne kaleminde hıfz olunup mûcibince sâlifü’z-zikr Ahmediye nâm arâzi-i hâliyede her bir esnâfdan mukayyed olan gediklerden mâ‘adâ müceddeden birer gedik bâ-temessük tâliblerine taraf-ı vakf-ı müşârun-ileyhden îcâr ve şerâit-i sâire-i evkāf icrâ olunmak üzere arzlarıyla şeref-efzâ-yı sudûr olan işbu emr-i celîlü’ş-şânın mûcibi icrâ ve hilâfı hareketten mübâ‘adet olunmak bâbında İstanbul ve Harameyn-i Şerîfeyn Teftîş mahkemelerine ve ihtisâb tarafına ve Başmuhâsebe ve Mevkūfât ve Dîvân-ı Hümâyûn ve Ma‘den kalemlerine ve Harameyn Şerîfeyn Hazînesi sergisine ilmuhaberleri i‘tâsıyla fazîletli İstanbul kādısı ve Harameyn-i Şerîfeyn müfettişi efendilere ve ihtisâb ağası ve vakf-ı müşârun-ileyh mütevellîsine hitâben hükm-i hümâyûn verilmek ricâsına iftihâru’l-havâs ve’l-mukarrabîn mu‘temedü’l-mülûk ve’s-selâtîn muhtâru’l-izz ve’t-temkîn bi’l-fî‘l Dârü’s-sa‘âdeti’ş-şerîfe ağası olup hâlâ Harameyn-i Şerîfeyn evkāfı nâzırı olan Abdullah Ağa -dâme ulüvvühu- Dîvân-ı Hümâyûn’a arz etmeğin mûcibince emri ısdâr olmak bâbında fermân-ı âlî sâdır olmağın mûcibince emri tahrîr olunup ber-minvâl-i muharrer mahâll-i mezkûra başka başka ilmuhaberleri verilmekle vech-i meşrûh üzere İstanbul Mahkemesi’ne dahi başka işbu ilmuhaber verildi.
Fî 28 min C sene 1243
|