.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 154 Numaralı Sicil (H. 1237-1246 / M. 1822- 1831)
cilt: 88, sayfa: 363
Hüküm no: 184
Orijinal metin no: [66a-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Tahmishane dışındaki yerlerde kahve kavurma ve dövmenin yasak olduğu

Tahmîsden gayrı mahallerde suhûk-ı kahve yasağı

Akzâ kuzâti’l-Müslimîn evlâ vülâti’l-muvahhidîn ma‘denü’l-fazli ve’l-yakīn râfi‘u a‘lâmi’ş-şerî‘ati ve’d-dîn vârisü ulûmi’l-enbiyâi ve’l-mürselîn el-muhtassu bi-mezîd-i inâyeti’l-Meliki’l-Mu‘în mevlânâ İstanbul kādısı -zîdet fezâilühû- ve iftihâru’l-emâcid ve’l-ekârim câmi‘ü’l-mehâmid ve’l-mekârim el-muhtassu bi-mezîd-i inâyeti’l-Meliki’d-Dâim dergâh-ı mu‘allâm kapıcıbaşılarından ihtisâb ağası Mustafa -dâme mecdühû- ve kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân Tahmîshâne Nâzırı Hâfız Mustafa -zîde kadruhu- tevkī‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olucak ma‘lûm ola ki Dersa‘âdet’im tahmîsinde ibâdullâha fürûht için tabh ve sahk olunan kahveden mâ‘adâ fürûht için âhar mahallerde kahve tabh ve sahk olunmamak bâ-hatt-ı hümâyûnum verilen nizâmından iken Dersa‘âdet’im tahmîsinden başka âhar mahallerde ba‘zı erbâb-ı ihtikâr kahve tabh ve sahk ve hubûbât-ı meshûka mezcle hâlis yerine ibâdullâha bey‘ ve fürûht etmeğe mütecâsir olmakda oldukları bu def‘a ihbâr ve tahkīk olunmağla bu keyfiyet ibâdullâha muzır ve tahmîs-i mezkûr nizâmına muhil olduğu zâhir ve bu makūle ibâdullâha ve tahmîs-i mezkûr nizâmına muzır ve muhil olan hâlât ve keyfiyâtın bi’l-külliye men‘ u def‘i lâzimeden idüğü müsellem ve bâhir olduğuna binâen fîmâ-ba‘d o makūle fürûht için tahmîs-i mezkûrdan mâ‘adâ âhar mahallerde dibek ve tokmak ihdâsıyla kahve tabh ve sahkı ve tahmîs-i mezkûr derûnunda tabh ve sahk olunan kahveye dahi esnâf tarafından hubûbât-ı sâire mezc ve idhâli men‘-i küllî ile men‘ olunup ba‘de-[e]zîn memnû‘ ve mütenebbih olmayanlar olur ise eşedd-i tedîb ile tedîb ve gûşmâl kılınacağı muhakkak bilinmek üzere siz ki mevlânâ ve ihtisâb ağası ve tahmîshâne nâzırı mûmâ-ileyhimsiz size hitâben emr-i şerîfim ısdârı husûsunu mu‘teberân-ı ricâl-i Devlet-i aliyyemden mukāta‘ât nâzırı iftihâru’l-ümerâi ve’l-ekâbir Mîr Hüseyin Hüsnü -dâme ulüvvühu- bâ-takrîr inhâ etmekden nâşî ber-vech-i meşrûh amel ve hareket[e] mezîd-i i‘tinâ ve dikkat eylemeniz fermânım olmağın hâssaten işbu emr-i âlîşânım ısdâr ve irsâl olunmuşdur. İmdi vusûlünde keyfiyet mantûk-ı emr-i şerîfimden ma‘lûmunuz oldukda fermânım olduğu ve bâlâda beyân kılındığı vechile fîmâ-ba‘d o makūle fürûht için tahmîs-i mezkûrdan mâ‘adâ âhar mahallerde dibek ve tokmak ihdâsıyla kahve tabh ve sahkı ve tahmîs-i mezkûr derûnunda tabh ve sahk olunan kahveye dahi esnâf tarafından hubûbât-ı sâire mezc ve idhâli men‘-i küllî ile men‘ olunup ba‘de-[e]zîn memnû‘ ve mütenebbih olmayanlar olur ise eşedd-i tedîb ile tedîb ve gûşmâl kılınacağına emr muhakkak olmağla ona göre tenfîz-i emr-i âlîşânım bi’l-ittifâk mezîd-i sa‘y u gayret eylemeniz bâbında fermân-ı âlîşânım sâdır olmuşdur. Buyurdum ki hükm-i şerîfim vardıkda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan işbu emr-i âlîşânımın mazmûn-ı münîfi üzere âmil olasız, şöyle bilesiz, alâmet-i şerîfeme i‘timâd kılasız.

Fî 27 min Z sene 1243