.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 154 Numaralı Sicil (H. 1237-1246 / M. 1822- 1831)
cilt: 88, sayfa: 372
Hüküm no: 194
Orijinal metin no: [68a-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Gayr-ı müslimlerin meyhanelerde beklememesi ve Müslümanların meyhanelere girmemesi

Re‘âyânın meyhânede meks olmamasına dâir

Vezîr-i mükerrem sa‘âdetlü atûfetlü serasker paşa hazretleri ve fazîletli İstanbul kādısı efendi

Ber-muktezâ-yı şer‘-i şerîf hamr ve arak missillü müskirât makūlesi tâife-i re‘âyâya mahsûs rızk olarak ehl-i İslâm’ın şürb ve tenâvülü kat‘iyyen harâm olmak hasebiyle mücerred tâife-i re‘âyânın te‘âtîsi zımnında Dersa‘âdet’de bulunan meygedelere mukaddemlerde ba‘zı mevâni‘ sebebiyle taraf-ı Devlet-i aliyyeden lâyıkıyla bakılamayıp ol vechile zikr olunan meygedeler gün be gün tekessür ile haddini tecâvüz ederek re‘âyâ tâifesi bî-pervâ meygedelere gidip icrâ-yı mezâk eylediklerinden mâ‘adâ ehl-i İslâm’dan ba‘zı kendini bilmez feseka gürûhu dahi bî-muhâbâ meygedelere duhûl ile alenen irtikâb-ı menhiyyâtı bayağı âdet edinmişler iken bi-hamdihî sübhânehû ve te‘âlâ asr-ı bâhiru’n-nasr-ı hazret-i hilâfet-penâhînin muhassenât-ı bedî‘asından olarak sâlifü’z-zikr meygedelerin ekseri mukaddemce bâ-irâde-i seniyye hedm ve imhâ ve fakat re‘âyâya kifâyet edecek mikdârı meygede ve koltuklar semt ve münâsib mahallerde bâ-defter tevkīf ve ibkā-birle bundan sonra tâife-i re‘âyâ evvelki gibi bî-edebânâ girip eğlenmeyerek ırz ve edebleriyle hemen bakkāl dükkânından şey alır gibi alacaklarını ayakdan alıp derhâl hurûc ile hadd-i ra‘iyyetden mütecâviz tavır ve harekette bulunmamalarını ve ehl-i İslâm’dan hiç ferdin meygedelere duhûl ve hurûc etmemelerini lâzım gelenlere ifâde ve tenbîhe mübâderet ve hilâfı hareket vukū‘ bulmak lâzım gelir ise mütecâsir olanların icrâ-yı tedîbleriyle bu husûsa ale’d-devâm ihtimâm ve dikkat eylemek üzere mukaddemâ iktizâ edenlere ber-vech-i tafsîl müekked ve müşedded buyruldular tastîriyle iş‘âr ve tefhîm olunmuş idi. İmdi el-hâletü hâzihî ehl-i İslâm’dan ba‘zıları aralık ve fırsat buldukça meygedelere girip ke’l-evvel irtikâb-ı muharremâta ictisâr etmekde ve re‘âyâ dahi mugāyir-i emr ve tenbîh meygedelerde sofra küşâdıyla bî-pervâ icrâ-yı mezâk eylemekde oldukları mesmû‘-ı âlî buyrulmuş ve ehl-i İslâm’ın bu makūle hürmeti nass-ı kat‘î ile sâbit olan me‘âsîden bi’l-külliye nehy ve tahzîri ve re‘âyâ tâifesinin dahi meygedelerde hadd-i ra‘iyyetlerinden mütecâviz harekât-ı bî-edebâneden men‘ ve zecri maddesine dikkat bi’l-cümle me’mûrîne vâcibe-i zimmet olduğundan fîmâ-ba‘d bu maddenin hiçbir vakitde ardı boşlanmayıp ale’d-devâm kemâliyle etrâflı ve ihtimâmlı tutularak tenbîhât-ı meşrûhanın mugāyir-i hâl ve hareket vukū‘a gelmemesine ikdâm-ı tâm olunması husûsuna [68b] irâde-i seniyye-i kātı‘a müte‘allik olmuş olmağla imdi cenâb-ı ma‘âlî-elkāb-ı müşîrîleri taraflarından ve cenâb-ı fazîletinizden şu maddeye be-gāyet dikkat olunarak ba‘de’l-yevm İstanbul’un dâhil ve hâric-i sûrunda kâin meygedelerde tâife-i re‘âyâ o misillü lâubâlî sofra küşâdıyla münâfî-i tavr-ı ra‘iyyet harekette bulunmayıp rızk-ı mahsûsları olan müskirâttan alacaklarını hemen ayakdan alıp ve bir an hurûc ile kendi hâne ve me’vâlarında ırz ve edebleriyle te‘âtî etmelerini ba‘d-ez-în dahi hilâfı harekette bulunanların beher hâl haklarından gelineceği ve ehl-i İslâm’dan şahs-ı vâhidin hafî ve celî meygedelere duhûl ve hurûcları görülür ise ber-muktezâ-yı şerî‘at-ı garrâ tedîbât-ı lâyıkası icrâ olunacağı yakīnen bilinip ona göre ehl-i İslâm’dan hiç bir kimsenin fîmâ-ba‘d o makūle menâhîyi mürtekib olmamaları ve re‘âyânın dahi minvâl-i muharrer üzere alacakları müskirâtı bayağı bakkāl dükkânından şey alır gibi alıp zinhâr derûn-ı meygedede tevakkuf ve tenâvül eylememeleri husûsunu eimme-i mahallâta ve bi’l-cümle esnâf kethüdâlarına gereği gibi tenbîh ve tekîde mübâderet ve bu usûlün dâimâ ve müstemirren vikāyeti zımnında lâzım gelen takyîdâtın icrâsını iktizâ eder ise karakol me’mûrlarına dahi tenbîh ve tekîd ile fîmâ-ba‘d o makūle hilâf-ı rızâ-i âlî hâl ve hareket vukū‘ bulmaması esbâbının istihsâli emr-i ehemmine i‘tinâ ve sarf-ı himmet buyuralar deyü.

Fî 17 Ca sene 1244