.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 154 Numaralı Sicil (H. 1237-1246 / M. 1822- 1831)
cilt: 88, sayfa: 407
Hüküm no: 227
Orijinal metin no: [78b-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Mezarlıklarda hayvan otlatmanın yasak olduğu

Eğrikapı’dan Çırpıcı çayırına varınca mekābirlerde hayvânât ra‘y etmemesine dâir

Akzâ kuzâti’l-Müslimîn evlâ vülâti’l-muvahhidîn ma‘denü’l-fazli ve’l-yakīn râfi‘u a‘lâmi’ş-şerî‘ati ve’d-dîn vârisü ulûmi’l-enbiyâi ve’l-mürselîn el-muhtassu bi-mezîd-i inâyeti’l-Meliki’l-Mu‘în mevlânâ bi’l-fî‘l İstanbul kādısı Mîr Mehmed Nazif -zîdet fezâilühû- ve iftihâru’l-emâcid ve’l-ekârim câmi‘u’l-mehâmid ve’l-mekârim el-muhtassu bi-mezîd-i inâyeti’l-Meliki’d-Dâim dergâh-ı mu‘allâm kapıcıbaşılarından hâlâ hâssam kasabbaşısı el-Hâc Mustafa -dâme mecdühû- ve kıdvetü’l-emâcid ve’l-a‘yân hâcegân-ı Dîvân-ı Hümâyûn’umdan Dersa‘âdet’im ihtisâbı nâzırı Mustafa -zîde mecdühû- tevkī‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olucak ma‘lûm ola ki Yedikule’den Eğrikapı’ya ve kale kapılarından Çırpıcı çayırına ve Davudpaşa sahrâsına varınca vâki‘ olan mahallin ekseri makbere-i mevtâ-yı Müslimîn ve merhûm ve mağfûrun-leh Sultan Bayezid Hân evkāfı arâzisinden ve etrâfı mezrû‘ât olup koyun ve sığır ve deve ve sâir hayvânât ra‘y olunacak kat‘â mahalli yoğiken kasab tâifesi kadîme mugāyir peydâ eyledikleri sağmal koyunlarını ve sığır kasabları ve deve sürekçileri sığır ve develerini muhâfaza etmeyip ve sâirleri dahi onları görerek bârgir salıverip gündüzlerde mevtâ-yı Müslimîni çiğnedip ve gecelerde dahi mer‘âlarına salıverip harâb etmeleriyle bundan akdem ashâb-ı arâzi ve çiftçiler merkūmlar ile lede’t-terâfu‘ fîmâ-ba‘d bu misillü harekâtda bulunmamak ve zararları olur ise tazmîn eylemek üzere verilen hüccet ve i‘lâmât-ı müte‘addide mûcibince men‘ u def‘i bâbında evâmir-i aliyye ısdâr olunmuş ve ötedenberü taşradan gelen koyunlar Azadlı ve Karaahmedli’de taksîm olunagelir iken ağnâm ashâbı koyunlarını Çırpıcı çayırına götürüp gecelerde koyun ve katırlarını tarlalara ve makbere-i mevtâ-yı Müslimîne salıverip ol vechile küllî zarâr eylediklerine mebnî bu husûs kasabbaşı ma‘rifetiyle koyun ve sığır kasablarına tenbîh ve tekîd olunarak Yedikule’den Eğrikapı’ya varınca vâki‘ mekābir-i Müslimînde hayvânât ra‘y edenler zâbitân taraflarından ahz ile icrâ-yı tedîbleri için keyfiyet i‘lâm olunmak üzere tekîdi hâvî müte‘addid evâmir-i aliyye verilmiş ise de Anadolu ve Rumeli câniblerinden tevârüd eden koyun ve sığır ve inek celebleri ve kasab tâifesi ve deve sârbânları koyun ve sığır ve inek ve develerini ve ba‘zı kesân dahi devâb ve mevâşîlerini mekābir-i Müslimîne ve gerek bahçe ve çiftlikât arâzisine sevk ve idhâl ile zarâr ve hasâr etmekde oldukları bâ-arzuhâl inhâ olunduğuna binâen mukaddemâ sâdır olan evâmir-i aliyyenin tekîdini hâvî iki yüz otuz altı târîhinde sâdır olan emr-i şerîfim zâyi‘ olduğundan bahisle tekîdi hâvî müceddeden emr-i şerîfim ısdârını bağ ve bahçe ve arâzi ashâbı ve mezârcı tâifesi bu def‘a bâ-arzuhâl istid‘â ve istirhâm eylediklerine binâen Dîvân-ı Hümâyûn’umda mahfûz ahkâm kuyûdu tetebbu‘ ettirildikde ber-vech-i muharrer târîh-i mezbûrda emr-i şerîfim verildiği mastûr ve mukayyed olup iktizâsı hâlâ bi’l-istiklâl Asâkir-i Mansûre seraskeri düstûr-ı mükerrem müşîr-i mufahham nizâmü’l-âlem vezîrim Hüsrev Mehmed Paşa -edâmallâhu te‘âlâ iclâlehu- tarafından lede’l-isti‘lâm istid‘â olunduğu vechile vâki‘ olan mazarratlarının men‘ u def‘i bâbında tevârîh-i muhtelife ile sudûr eden evâmir-i celîlemin tecdîd ve tekîdini hâvî emr-i şerîfim ısdârını i‘lâm etmekden nâşî vech-i meşrûh üzere amel olunmak fermân olmağın tenbîhen ve tekîden rikāb-ı müstetâbımdan Dîvân-ı Hümâyûn’um tarafından işbu emr-i celîli’l-kadrim ısdâr ve tisyâr olunmuşdur. İmdi zikr olunan koyun ve sığır kasabları ve sâir ağnâm ashâbı ba‘d-ez-în mekābir-i mevtâ-yı Müslimînde ve sâir tarla ve bahçe içlerinde koyun ve sığır ve sâir hayvânât ra‘yile hilâf-ı emr ve rızâ kimesne zarâr ve gadri mûcib harekâtda bulunmamaları lâzım gelenlere tenbîh ve tekîde mübâderet olunmak irâde-i seniyyem muktezâsından idüğü ve bu bâbda ağmâz ve şâmih misillü vaz‘ [u] hareket vukū‘una rızâ-i şerîfim olmadığı siz ki mevlânâ ve hâssam kasabbaşısı ve ihtisâb nâzırı mûmâ-ileyhimsiz ma‘lûmunuz oldukda ber-vech-i muharrer amel ve harekete ikdâm ve mübâderet ve hilâfı vaz‘ı tecvîzden tevakkī ve mübâ‘adet eylemeniz bâbında fermân-ı âlîşânım sâdır olmuşdur. Buyurdum ki vusûl buldukda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan fermân-ı vâcibü’l-ittibâ‘ ve lâzimü’l-imtisâlimin mazmûn-ı itâ‘at-makrûnuyla amel ve hareket eyleyesiz, şöyle bilesiz, alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasız.

Fî-evâili şehr-i Şa‘bâni’l-muazzam sene hamse ve erba‘în ve mi’eteyn ve elf.