İstanbul Mahkemesi 154 Numaralı Sicil (H. 1237-1246 / M. 1822- 1831) cilt: 88, sayfa: 434 Hüküm no: 241 Orijinal metin no: [85b-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
İftarlara davetsiz gidilmemesi
Bilâ-da‘vet iftârdan men‘ fermânı
İstanbul kādısı fazîletli efendi
Cümleye ta‘rîfden müstağnî olduğu üzere cemî‘ zamânda telef ü serefden mücânebet muktezâ-yı diyânetden olmak ve husûsuyla hemîşe-iftâr-ı hayriyet-âsâr-ı hazret-i pâdişâhî dahi hüsn sûretle tanzîm-i ahvâl-i bendegân ve ibâda masrûf buyrulmak hasebiyle lillâhi’l-hamd ve’l-minne asr-ı bâhiru’n-nasr-ı cenâb-ı şehinşâhîde her bir mevâd vech-i hüsn ve nizâm-ı müstahsen üzere sûret-pezîr olmuş ve olmakda olup ancak bir vakitden beri Ramazan-ı şerîflerde âdet olan iftâr tekellüfâtı dahi râddesini aşıp şöyle ki işbu iftâr keyfiyeti sûret-i zâhirde tekîd-i müvâlât zımnında gibi ise de zamânece ma‘nen ıztırârı ve resm hükmüne girerek da‘vetli ve da‘vetsiz herkes birbirine gitmekde ve bu sûret ise hem sâhib-i hâneye ve hem de misâfire beyhûde yere mûcib-i külfet ve zahmet olmakda olduğu meşhûd ve ma‘a-hâzâ da‘vete icâbet emr-i mesnûn olduğu missillü bilâ-da‘vet bir mahalle azîmet dahi şey’-i mekrûh olduğundan fazla Ramazan-ı mağfiret-nişan eyyâm-ı sâireye mikyas olmayıp nûr-i îmân ile münevverü’l-kulûb olan bi’l-cümle müminîn-i muvahhidînin her vakitden ziyâde cevâmi‘-i şerîfe ve hânelerinde salât-ı mefrûza ve tilâvet-i Kur’ân ve sâir ibâdet ü tâ‘ât-ı cenâb-ı rabb-i mennâna muvâzabet-birle bu makūle tekellüfât-ı dünyeviyeyi fâide ile tazyî‘-i evkāt-ı mübârekeden mübâ‘adet edecek zamân idüğü bedîhî ve rû-nümûd olup hattâ bu cihetle geçen senelerde mukaddime olarak Bâbıâlî ve Bâb-ı fetvâ-penâhîde resm-i iftârları terk olunmuş ve bu bâbda herkesi mesârifât-ı zâideden vikāyeten bu maddenin dahi ta‘mîmi münâsib görülmüş olduğundan bi-mennihî te‘âlâ fîmâ-ba‘d Ramazan-ı şerîflerde vüzerâ-i izâm ve ulemâ-yı kirâm ve ricâl-i Devlet-i aliyye-i ebed-kıyâm ve sâir hâs ve âmmın zinhâr bilâ-da‘vet iftâra azîmet tekellüfünü ihtiyâr etmemesi ve ba‘zı zî-kudret kimesneler civârlarında bulunan talebe-i ulûm ve sâir şâyeste-i ikrâm olanları hânelerine celb ve da‘vet ve it‘âm etmelerine diyecek olmayıp ancak bilâ-da‘vet beledinize sıklet ve bâr olmamak husûsu irâde-i seniyye-i şâhâne iktizâsından olarak sûret-i hâl îcâb edenlere bildirilmiş olmağla siz dahi keyfiyeti mahalleleri ahâlîsine lâyıkıyla tefhîm etmek üzere bi’l-cümle eimme-i mahallât telkīn ve ifâde-birle ber-minvâl-i meşrûh bu husûsun ilâ-mâşâallâhu te‘âlâ herkesin beyninde düstûrü’l-amel tutulması husûsuna mübâderet eyleyesin deyü
Fî 19 Ş sene 1245
|