|
İstanbul Mahkemesi 154 Numaralı Sicil (H. 1237-1246 / M. 1822- 1831) cilt: 88, sayfa: 457 Hüküm no: 262 Orijinal metin no: [92b-3] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Meyhane gediklerinin ferağ ve intikallerinde mahkemelerden hüccet alınması
Meygede gedikleri fîmâ-ba‘d mehâkimden birinden hüccet i‘tâ olunmamasına dâir
Âsitâne-i sa‘âdet ve Galata ve Beyoğlu ve Boğaziçi’nin Anadolu ve Rumeli câniblerinde kâin meygede gediklerinin ferağ ve intikālları zuhûrunda ashâbının Zecriye Sandığı’na deyni olup olmadığı muhassıl tarafından bi’l-ihbâr deyni olduğu hâlde tamamen tediye olmadıkça taraf-ı şer‘den ferağ ve intikāl olunmamak Zecriye Mukāta‘ası’nın bâ-hatt-ı hümâyûn düstûrü’l-amel tutulan şürûtundan ise de gedikhâ-i mezbûre ashâbından ekserî zecriye tarafına haber vermeyerek mutasarrıf olduğu gediği kenar mehâkimde hufyeten fürûht etmekde olduklarından bu husûsu mukāta‘a-yı mezbûrenin şîrâze-i nizâmına halel îrâsını mûcib olacağı ve Âsitâne-i sa‘âdetde kâin gediklerin ashâbı yedlerinde senedât-ı mu‘tebere mevcûd ise de mahâll-i sâire-i mezbûrede kâin meygedelerin ekserîsinin ihticâca sâlih senedâtı olmayıp zecriye defterlerinde dahi kaydları bulunmadığından o makūlelerin gedik hissesine dâir nizâ‘ları zuhûrunda kimin uhdesinde olduğu ma‘lûm olmadığına mebnî bu husûsun dahi taht-ı nizâma rabtı lâzım geldiği beyânıyla fîmâ-ba‘d gerek Âsitâne-i sa‘âdet ve gerek mahâll-i sâire-i mezkûrede kâin meygede gediklerinin ferağ ve intikāl zuhûrunda mehâkimden bir vechile hüccet verilmeyip mutasarrıf olacak kimesnenin ismine tasrîhan zecriye tarafından gedik senedi i‘tâ olunmak ve gedik ashâbının biri mürd oldukda vârisi var ise uhdesinde olan gedikden vârislerinin beherine ber-nehc-i şer‘î kaçar akçe hisse-i irsiye isâbet eylediği cânib-i şer‘den zecriye tarafına bâ-pusula ihbâr olunarak mûcibince zecriye tarafından gedik tezkireleri ba‘de’t-tanzîm cânib-i şer‘den dahi îcâbına göre defter-i kassâma idhâl ve terkīm olunmak ve’l-hâsıl meygede gediğinin gerek bi’l-irs intikāl ve gerek kasr-ı yedi vukū‘unda [93a] mahâll-i âharîden bir vechile sened verilmeyip yalnız zecriye tarafından akçesine göre gedik tezkiresi verilmek ve fakat gedikhâ-i mezkûre ashâbından hasbe’l-îcâb gediğini âhara istiğlâl-i ebed murâd edeni olur ise bâ-hüccet-i şer‘iye istiğlâl etmek ve bilâ-vâris mürd olanların gedikleri muhassıl ma‘rifetiyle fürûht olunarak Zecriye Sandığı’na deyni olduğu hâlde tamamen ifrâz ve düyûn-ı sâiresi var ise ol dahi ihrâc ve cânib-i şer‘e irsâl olunarak fazlası sandık-ı mezkûra teslîm olunmak şartıyla nizâma rabtı muvâfık-ı re’y-i sâmî ise bundan böyle nizâm-ı mezkûr ilâ-mâşâallâhu te‘âlâ düstûrü’l-amel tutulmak üzere Başmuhâsebe’ye kayd ile zecriye defterlerine ve mehâkime ve beytülmâl nâzırlarına ve sâir îcâb eden mahallere ilmuhaberleri i‘tâsını silâhşorân-ı hâssadan hâlâ Galata nâzırı ve zecriye muhassılı izzetli Mehmed Nuri Beyefendi bir kıt‘a takrîriyle inhâ etmekle takrîr-i mezkûr taraf-ı hazret-i kāimmakāmîden hâk-i pây-ı hümâyûn-ı şâhâneye lede’l-arz inhâ ve istîzân olunduğu üzere meygedelerin bundan böyle şerâit-i meşrûha üzere alınıp satılması zımnında lâzım gelen ilmuhaberleri i‘tâsıyla tanzîm ve tesviyesine ibtidâr olunması mazmûnunda hatt-ı şerîf-i mülûkâne şeref sudûr buyrulmuş olmağla icrâ-yı muktezâsına himmet olunmak bâbında fermân-ı âlî sâdır olmağın mûcibince kaydolunup iktizâ eden mahallere ilmuhaberleri verilmekle fazîletli İstanbul kādısı efendi hazretlerine dahi işbu ilmuhaber verildi.
Fî 3 C sene 1246
|