.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 156 Numaralı Sicil (H. 1246-1247 / M. 1831-1832)
cilt: 92, sayfa: 271
Hüküm no: 262
Orijinal metin no: [48b-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Nalband Mustafa’nın varisleri Hatice ve Emine hanımlar ile Çavuş Abdulkadir’in nalband gediği hisselerini Nalband Mehmed Emin’e sattıkları

İstinye’de na‘lband mübâya‘ası

Asıl hüccet târîhi fî 8 Za sene 1245

Mahrûse-i Galata’ya muzâfe İstinye nâhiyesine tâbi‘ Büyükdere karyesinde sâkin iken bundan akdem vefât eden Na‘lband Mustafa b. Mehmed b. Abdullah’ın verâseti zevce-i menkûha-i metrûkesi Hadice bt. Abdullah ve sulbiye kebîre kızı Emine nâm hatunlar ile sulbî kebîr oğlu Asâkir-i hâssa çavuşlarından Abdülkadir’e münhasıra ve mesele-i mîrâsları yirmi dört sehmden olup sihâm-ı mezbûreden üç sehmi zevce-i mezbûreye ve yedi sehmi bint-i merkūmeye ve on dört sehmi ibn-i merkūma isâbeti tahakkukundan sonra verese-i mezbûreden kendi nefsinden asıl ve vâlidesi ve kız karındaşı merkūmetân Hadice ve Emine hatunlar taraflarından husûs-ı âtîde vekîlleri olduğu zâtlarını ârifân Mehmed Ağa b. el-Hâc Yusuf ve Mustafa Efendi b. Ali nâm kimesneler şehâdetleriyle sâbit olan ibn-i merkūm Abdülkadir Çavuş meclis-i şer‘-i münîrde na‘lband esnâfından işbu bâ‘isü’l-kitâb es-Seyyid Mehmed Emin b. Abdullah mahzarında bi’l-asâle ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm edip mahrûse-i Galata’ya muzâfe İstinye nâhiyesine tâbi‘ mârru’z-zikr Büyükdere karyesi iskelesi nezdinde kâin bi’l-iktizâ âhara akāra tebdîl olunan bir bâb na‘lband dükkânından müstahlas beyne’l-esnâf gedik ta‘bîr olunur bir örs ve bir çekiç ve bir kerpeden ve iki santıraç ve bir na‘lçin ve bir maymuncuk ve bir tahra ve sâir âlât-ı lâzıme-i ma‘lûme babamız ve mûrisimiz müteveffâ-yı merkūmun hayatında ile’l-vefât yedinde mülkü ve ba‘de vefâtihî ber-tashîh-i mezkûr benimle müvekkilelerim mezbûretâna mevrûs olmağla ben âlât-ı gedik-i mezkûru tarafeynden îcâb ve kabûlü hâvî şürût-ı müfside ve muvâza‘adan ârî bey‘-i bâtt-ı sahîh-i şer‘î ve safka-i vâhide ile merkūm es-Seyyid Mehmed’e yüz yetmiş guruşa bi’l-asâle ve bi’l-vekâle bey‘ ü temlîk ve teslîm eylediğimde ol dahi ber-minvâl-i muharrer iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabz ve kabûl eyledikden sonra semen-i mezkûr yüz yetmiş guruşu müşteri-i merkūm yedinden bi’t-tamâm ve’l-kemâl bi’l-asâle ve bi’l-vekâle ahz ve tesellüm edip mebî‘-i mezkûrun tağrîr ve gabnine müte‘allika âmme-i da‘vâdan tarafeynden her birimiz âharın zimmetini kabûlü hâvî bi’l-asâle ve bi’l-vekâle ibrâ-i âm ile ibrâ ve iskāt etmemizle fîmâ-ba‘d âlât-ı gedik-i mezkûrda benim ve müvekkillerim mezbûretânın aslâ ve kat‘â alâka ve medhalimiz kalmamışdır dedikde gıbbe’t-tasdîki’ş-şer‘î mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.

Fî 21 Ra sene 1247

Şuhûdü’l-hâl: Mütevellî Hüseyin Ağa, Sâbık Kethüdâ İsmail Ağa, Yiğitbaşı el-Hâc Halil Ağa b. Mustafa, Kapan-ı dakīkli İbrahim Usta b. Halil, Duhânî Osman Usta b. Abdullah.