|
Bab Mahkemesi 46 Numaralı Sicil (H. 1096 - 1097 / M. 1685 - 1686) cilt: 19, sayfa: 428 Hüküm no: 506 Orijinal metin no: [82a-1] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Hatice bt. Abdullah’ın evinin hisselerini Hacı Mehmed Ağa b. Ömer’e satmış olduğu ve hakkının kalmadığı
Min mümzâtihî Mahmiye-i İstanbul’da Kırkçeşme kurbunda Sekbânbaşı mahallesinde ahâlîsinden olup bundan akdem medîne-i Filibe kadısı oldukdan sonra vedâ‘-ı âlem-i fenâ eden merhûm Ahmed Efendi b. Mustafa Bey verâseti zevc-i metrûkesi Hatice bt. Abdullah nâm hâtunla sulbî kebîr oğlu Sunullah Çelebi’ye münhasıra olduğu şer‘an mütehakkik oldukdan sonra mezbûr Hatice Hâtun meclis-i şer‘-i şerîf-i enverde zikr-i âtî menzile vâzı‘ü’l-yed olduğu sâbit olan işbu râfi‘ü’l-kitâb el-Hâc Mehmed Ağa b. Ömer mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip mû[r]isim merhûm-ı mûmâ-ileyhin terekesinden olup mahalle-i mezbûrede vâki‘ bir tarafdan tarîk-i âm ve bir tarafdan ba‘zan yine tarîk-i âm ve ba‘zan Behram Ağa odaları ve ba‘zan Hüseyin Beşe mülkü ve bir tarafdan tarîk-i hâs ve bir tarafdan Hatice Hâtun vakfı ve ba‘zan el-Hâc Mustafa menzili ile mahdûd tarîk-i âm tarafında tûlen ve arzen bi hesâb-ı terbî‘î beş yüz altışar zirâ‘ arsasının merhûm Yakub Ağa vakfına senede beş yüz kırk akçe mukāta‘ası olup bâkī arsası dâhilen ve hâricen büyût-ı adîde ve hamam ve mahzen ve iki bi’r-i mâ ve sâir ebniyesi mülk olan menzilin sekiz sehimden bir sehimi bana ve yedi sehimi oğlum mezbûr Sunullah Çelebi’ye irsen isâbet ve intikāl edip bundan akdem merhûm el-Hâc Mustafa Ağa işbu oğlum Sunullah Çelebi’nin sihâm-ı mezkûresini semen-i ma‘lûma iştirâ etmekle hâlâ benim sümün hisseme dahi bi gayri hakkın vaz‘-ı yed eder suâl olunup benim sümün hisse-i mezbûremden kasr-ı yed ve bana teslîme tenbîh olunmak matlûbumdur dedikde gıbbe’s-suâl mezbûr el-Hâc Mehmed cevâbında yedinde olan işbu mübâya‘a hücceti nâtık olduğu üzre bin doksan beş senesi şehr-i Rebî‘ulevveli’nin on dokuzuncu gününde işbu müdde‘iye-i mezbûre Hatice Hâtun ve işbu hâzır bi’l-meclis oğlu mezbûr Sunullah Çelebi menzil-i mahdûd-ı mûreslerini bi cümleti’l-müştemilât ve’t-tevâbi‘ ve kâffeti’l-hukūk ve’l-menâfi‘ tarafeynden îcâb ve kabûlü hâvî bey‘-i bâtt-ı kat‘î ile üç bin yüz esedî guruşa cümlesini bana bey‘ ve teslîm ben dahi iştirâ ve kabûl ve tesellüm ve semen-i mezbûr üç bin yüz esedî guruşu ikisine edâ ve teslîm anlar dahi ahz u kabz ve tesellüm edip menzil-i merkūm cümlesi mülk-i müşterâm olmağla vaz‘-ı yed ederim deyû def‘le mukābele edicek gıbbe’l-istintâk ve’l-inkâr, merkūm el-Hâc Mehmed Ağa’dan def‘-i mezbûra muvâfık beyyine taleb olundukda müdde‘iye-i mezbûre Hatice Hâtun’un zâtını ma‘rifet-i şer‘iyye ile ârifân mârrü’l-beyân Yakub Ağa mahallesi sükkânından yağlıkçı Mehmed Çelebi b. Hasan ve mahmiye-i mezbûrede Mahmud Paşa mahallesinde sâkin Ahmed Ağa b. Veli nâm kimesneler li ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup istişhâd olunduklarında fi’l-vâki‘el-Hâc Mehmed Ağa’nın yedinde olan işbu mübâya‘a hücceti nâtık olduğu üzre bin doksan beş senesi Rebî‘ulevveli’nin on dokuzuncu gününde işbu müdde‘iye-i mezbûre Hatice Hâtun ve işbu hâzır bi’l-meclis oğlu mezbûr Sunullah Çelebi menzil-i mahdûd-ı mûreslerini bi cümleti’t-tevâbi‘ ve’l-levâhık tarafeynden îcâb ve kabûlü hâvî bey‘-i bâtt-ı sahîha-i kat‘î ile üç bin yüz esedî guruşa bizim huzûrumuzda cümlesini işbu merkūm Mehmed Ağa’ya bey‘ ve teslîm ol dahi iştirâ ve kabûl ve tesellüm ve semen-i mezbûr üç bin yüz esedî guruşu ikisine edâ ve teslîm anlar dahi ahz u kabz ve tesellüm etmeleriyle hâlâ menzil-i mezbûr cümlesi müşterî-i mezbûr el-Hâc Mehmed Ağa’nın mülk-i müşterâsıdır biz bu husûsa bu vech üzre şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyû her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye ettiklerinde ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiyye şehâdetleri makbûle olmağın mûcebince müdde‘iye-i mezbûre Hatice Hâtun bî-vech mu‘ârazadan men‘ olunup mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’t-tâsi‘ min Şa‘bâni’l-mu‘azzam li sene seb‘a ve tis‘în ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Hamamcı Ali Ağa b. Abdullah, Mustafa Ağa b. Abdurrahman, Receb Çelebi b. Mehmed, Mustafa Çelebi b. el-Hâc Ahmed, Mehmed Çelebi Haffâf.
|