|
Bab Mahkemesi 46 Numaralı Sicil (H. 1096 - 1097 / M. 1685 - 1686) cilt: 19, sayfa: 432 Hüküm no: 510 Orijinal metin no: [82b-3] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Mehmed b. Abdullah’ın değirmen inşasına engel olunmaması
Hılâl-ı sütûrda mastûr olan husûs için Dergâh-ı âlî -dâme mahfûfen bi’l-me‘âlî- çavuşlarından Osman Çavuş mübâşeretiyle bu fakīre hitâben vârid olan emr-i şerîfin mazmûn-ı münîfi Mehmed nâm kimesne Görele kazâsına tâbi‘ Kerâmet nâm karyede mutasarrıf olduğu tarlası içinde vâki‘ Lice? nehri ile dâir tapulu ve temessüklü defterde mukayyed kadîm değirmen ocağını izn-i sâhib-i arz ile binâ ve ihyâ edip mutasarrıf iken civârında vâki‘ değirmene mutasarrıf olan diğer Mehmed b. İbrahim nâm kimesne senin değirmenin hâdisdir ve etrâfından olan tarlalar benim mülkümün mer‘âsıdır deyû hevâsına tâbi‘ nâssa istinâd ile hedm edip küllî gadr eylediğin bildirip elinde olan fetvâ ve sûret-i defter ve temessük mûcebince şer‘le görülüp mahallinde keşf ve hüccet olunup icrâ-yı hak oluna deyû buyurulmağın imtisâlen li emri’l-âlî mahall-i mezbûra varılıp karye-i mezkûrûn za‘îmi olan Yusuf Bey’in sâbitü’l-vekâle vekîli olan el-Hâc Mehmed ve zeyl-i kitâbda mektûbü’l-esâmî bî-garaz müslimîn huzûrlarında akd-i meclis-i şer‘-i nebevî olundukda bâ‘isü hâze’l-kitâb mezbûr Mehmed b. Abdullah meclis-i ma‘kūd-ı mezbûrda, mesfûr diğer Mehmed b. İbrahim mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip işbu hedm olunan büyük değirmenin ocağı kadîmî ve etrâfında olan iki dönüm tarla mezbûr Yusuf Bey’in ze‘âmeti toprağı tarlalarından tapu ile benim tasarrufumda olmağla ol değirmen ocağını ma‘rifet-i sâhib-i arz ve malım ile mülküm olmak üzre kadîm olan mahalde bir değirmen binâ ve ihyâ edip zîrinde iki yüz otuz hatve bu‘du olan değirmene mutasarrıf olan mezbûr Mehmed binâ eylediğim değirmenin kendi değirmenine vechen mine’l-vücûh zarar-ı şer‘îsi olmayıp bir tarîkle ref‘i lâzım gelmiş değil iken kadîm değirmenimi târih-i kitâbdan yirmi gün mukaddem bi gayri hakkın [83a] hedm ve oluk ve sâir kerestesin kat‘ ve istihlâk etmişdir suâl olunup mûceb-i şer‘îsi icrâ olundukdan sonra vaz‘-ı kadîmi üzre binâya mâni‘ olmamak üzre cânib-i şerî‘at-i şerîfeden tenbîh olunmasın matlûbumdur deyû mu‘anven ve mersûm sûret-i defter-i hâkānî ibrâz edip nazar olundukda fi’l-hakīka mârrü’z-zikr değirmen ocağı kadîmden değirmen eylediği matlûbumdur ve müte‘addid zikr olunan iki dönüm tarla dahi tasarrufunda olduğu yedinde olan sâhib-i arz temessükünde muharrer olduğundan mâ‘adâ mârrü’z-zikr değirmen ocağında değirmen olduğunu mübeyyin alâmet-i kadîme olduğunu müşâhede ve mu‘âyene olunmağın gıbbe’s-suâl mezbûr Mehmed cevâbında mârrü’z-zikr değirmeni müdde‘î-i mezbûr ihdâs ettiğinden mâ‘adâ etrâfında olup işbu müşâhede olunan yüz dönüm mikdârı tarla benim değirmene gelen kimesnelerin mer‘âlarıdır ve mezkûr Mehmed’in değirmeni benim değirmenime zararı olmağla târih-i mezkûrda Görele nâibi yedime hüccet vermekle müdde‘î-i mezbûrun malıyla binâ eylediği işbu değirmeni ben hedm ve oluk ve sâir ebniyesini kat‘ ve istihlâk etmişimdir deyû mezkûr değirmeni hedm ve kerestesini kat‘ ve istihlâk ikrâr ve mezbûr değirmenin kadîm olduğunu inkâr ve nâib-i mezkûrûn hüccetini ibrâz edip nazar olundukda mazmûnu min külli’l-vücûh muhâlif-i şer‘ ve kānûnda lağv-ı mahz olup üste? şer‘îsi dahi olmamağla müdde‘î-i mezbûrdan mârrü’z-zikr değirmenin kadîm olduğuna beyyine taleb olundukda karye-i mezbûrede sâkin udûl-i müslimînden sikāt-ı muvahhidînden Ebûbekir b. eş-Şeyh Ali ve Mustafa b. İsmail ve Maden b. Mehmed ve Müezzin İsmail Halîfe ve diğer kitâbda mektûbü’l-esâmî bî-garaz müslimîn li ecli’l-işhâd meclis-i şer‘a hâzırân olup isre’l-istişhâd fi’l-vâki‘ müdde‘î-i mezbûrun ber vech-i meşrûh ta‘rîfle olan işbu değirmen kadîmü’l-eyyâmdan değirmen ocağı olup ve etrâfında olup işbu mezkûr Mehmed b. İbrahim’in fuzûlî zabt eylediği iki dönüm tarla dahi karye-i mezbûr za‘îmi müvekkil-i mezbûr Yusuf Bey’in ze‘âmeti toprağından müdde‘î-i mezbûrun mezkûr değirmeni ile ma‘an resm-i tapu ile tefevvüz olunmuş tarlasıdır biz bu husûsa bu vech üzre şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyû her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinde gıbbe’t-ta‘dîl ve’t-tezkiyye şehâdetleri makbûle olup ve husûs-ı mezbûra vukūf-ı tâmmı olan müslimîn-i mezkûrîn ve meclis-i mezkûra hâzırân olan cemm-i gafîr müdde‘î-i mezbûrun kadîm olan değirmeninin merkūm Mehmed’in değirmenine bir tarîkle kat‘â zararı olmadığında dahi icmâ‘ ve ittifâk etmeğin mûcebiyle mezbûr Mehmed’in i‘tirâfı üzre zikr olunan değirmenin hîn-i hedm ve istihlâke zimmet-i şer‘iyyesi ba‘de’l-beyân tazmîni ve binâsına kat‘â ta‘arruz etmemek üzre cânib-i şer‘-i mübînden tenbîh olunup işbu vesîka bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’s-sâbi‘ min Şa‘bâni’l-mu‘azzam li sene seb‘a ve tis‘în ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: El-Hâc Musli b. Ali, Ramazan b. İsmail, karye-i mezbûr imâmı Musa Efendi b. Hüseyin, Çelebi b. Mustafa an karyeti mezbûr.
|