İstanbul Mahkemesi 156 Numaralı Sicil (H. 1246-1247 / M. 1831-1832) cilt: 92, sayfa: 421 Hüküm no: 416 Orijinal metin no: [77a-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Şekerci Hüseyin Usta veresesinden hanımı Ümmügülsüm Hatun’un şekerci dükkânındaki hissesini diğer varis Ahmed Ağa’ya sattığı
Alacahamam’da şekerci mübâya‘ası
Mahmiye-i İstanbul’da Ebulfeth Sultan Mehmed Han Câmi‘-i şerîfi civârında Kumrulu Mescid mahallesi ahâlîsinden olup işbu târîh-i kitâbdan üç ay mukaddem garîkan vefât eden Şekerci Hüseyin Usta b. Mehmed b. Abdullah’ın verâseti zevce-i menkûha-i metrûkesi Ümmügülsüm Hatun bt. Ahmed ile li-ebeveyn er karındaşı Şekerci Ahmed Ağa’ya münhasıra ve mesele-i mîrâsları dört sehmden olup sihâm-ı mezbûreden bir sehmi zevce-i mezbûreye ve üç sehmi ah-ı mezbûra isâbeti tahakkukundan sonra vârisân-ı mezbûrândan zevce-i mezbûre Ümmügülsüm Hatun’un zevc-i evveli Osman’ın firâşından hâsıl sadrî kebîr oğlu ve tarafından husûs-ı âti’l-beyânda vekîl olduğu zâtını ârifân Abdullah Usta b. Ömer ve Ahmed Ağa b. İsmail şehâdetleriyle sâbit olan Mehmed Efendi b. el-merkūm Osman meclis-i şer‘-i münîrde işbu bâ‘isü’l-kitâb ah-ı merkūm Ahmed Ağa mahzarında bi’l-vekâle ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm edip mahmiye-i mezbûrede Alacahamam kurbünde Çelebioğlu Alaeddin mahallesinde Leblebici Hanı karşısında kâin ma‘lûmü’l-hudûd bir bâb şekerci dükkânı derûnunda mevcûde beyne’l-esnâf gedik ta‘bîr olunur iki kazgan ve iki mermer taş ve yüz şişe ve elli billûr kâse ve bir terâzî ma‘a derâhim ve sâir âlât-ı lâzıme-i ma‘lûmenin nısfı anam ve müvekkilem merkūmenin zevci ve mezbûr Ahmed Ağa’nın karındaşı ve mûrisleri müteveffâ-yı merkūmun hayatında bâ-hüccet yedinde mülkü olup ba‘de vefâtihî ber-tashîh-i mezkûr vâlidem ve müvekkilem merkūme ile ah-ı merkūm Ahmed Ağa’ya mevrûs olmağla nısf gedik-i mezkûrdan vâlidem ve müvekkilem merkūmenin ber-minvâl-i muharrer irsen mâlike olduğu bir sehm hisse-i şâyi‘asını tarafeynden îcâb ve kabûlü hâvî şürût-ı müfside ve muvâza‘adan ârî bey‘-i bâtt-ı sahîh-i şer‘î ve safka-i vâhide ile iki bin beş yüz guruşa bi’l-vekâle bey‘ ü temlîk ve lâyıkı vechile teslîm eylediğimde ol dahi ber-minvâl-i muharrer iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabz ve kabûl eylediğinden sonra semeni olan meblağ-ı mezkûr iki bin beş yüz guruşu vâlidem ve müvekkilem merkūme için bana tamâmen def‘ ü teslîm ve ben dahi yedinden bi’l-vekâle ahz u kabz etmemle fîmâ-ba‘d hisse-i gedik-i mezkûrda vâlidem ve müvekkilem mezbûrenin aslâ ve kat‘â alâka ve medhali kalmayıp nısf âlât-ı gedik-i merkūm Ahmed Ağa’nın irsen ve şirâen mülkü olmağla mebî‘-i mezkûrun tağrîr ve gabnine müte‘allika âmme-i da‘vâdan tarafeynden her birimiz âharın zimmetini kabûlü hâvî bi’l-asâle ve bi’l-vekâle ibrâ-i âmm-ı sahîh-i şer‘î ile ibrâ ve iskāt eyledik dedikde gıbbe[‘t-tasdîki’ş-şer‘î mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu]
Fi’l-yevmi’s-sâbi‘ Zilka‘de sene 1247
Şuhûdü’l-hâl: Yiğitbaşı İbrahim Ağa, el-Hâc Halil Ağa, Üsküdarlı Mehmed Ali Ağa ve gayruhum.
|