İstanbul Mahkemesi 156 Numaralı Sicil (H. 1246-1247 / M. 1831-1832) cilt: 92, sayfa: 444 Hüküm no: 444 Orijinal metin no: [82a-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır. Yağcı bakkalı Lefter’in varislerinden bazılarının bakkal gediği hisselerinden bir kısmını birbirilerine sattıkları Bâb-ı Caferiye’de bakkāl Havâss-ı refî‘a kazâsına muzâfe Silivri nâhiyesine tâbi‘ Bigados karyesinde mütemekkin iken bundan akdem hâlik olan Yağcı bakkālı Lefter v. Kosti zimmînin verâseti zevce-i metrûkesi Efendo bt. Bali nâm Nasrâniye ile sulbî kebîr oğulları Kosti ve Yorgi ve Togodoş ve Vasil zimmîler ve sulbiye kebîre kızları Faniçe ve Tarşiçe ve Zoviçe Nasrâniyelere münhasıra olduğu bi’l-ihbâr zâhir ve mütehakkık oldukdan sonra verese-i mersûmûndan kendi nefsinden asıl ve anası zevce-i mersûme Efendo Nasrâniye ve kız karındaşları benât-ı mersûmûndan Faniçe ve Tarşiçe ve Zoviçe nâm Nasrâniyeler ve li-ebeveyn er karındaşı ibn-i mersûm Vasil zimmî taraflarından husûs-ı âti’l-beyânda vekîlleri olduğu eşhâs-ı mesfûrâtı bilir Bakkāl Vasil v. Yorgi ve Bakkāl Dimitri v. Anaştaş nâm zimmîler şehâdetleriyle sâbit olan ibn-i mersûm Togodoş zimmî meclis-i şer‘-i hatîrde li-ebeveyn er karındaşları işbu bâ‘iseyü’s-sifr mersûmân Kosti ve Yorgi nâm zimmîler muvâcehelerinde bi’l-asâle ve bi’l-vekâle ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm edip mahmiye-i İstanbul hısnı ebvâbından Bâb-ı Caferiye hâricinde Çardakaltı nâm mahâlde kâin na‘lburcu dükkânı denmekle arîf bir bâb bakkāl dükkânı ve ona merbût Buğdaycılar sûkunda vâki‘ fevkinde bin bâb odayı müştemil bir kıt‘a kârgir mağaza derûnlarında mevcûde beyne’l-esnâf gedik ta‘bîr olunur âlât-ı lâzıme-i ma‘lûmelerin yüz yirmişer sehm i‘tibârıyla yirmişer buçuk sehmi mersûmândan mersûm Kosti zimmînin ve diğer yirmişer buçuk sehmi Fotina Nasrâniyenin ve mâ‘adâ yetmiş dokuzar sehmi dahi babamız ve mûrisimiz hâlik-i mersûmun sağlığında yedinde mülkü olup ba‘de helâkihi tashîh meselemiz üzere dokuzar sehm üçer buçuk pul hisseleri anam ve müvekkilem zevce-i mersûme Efendo Nasrâniyeye ve altışar sehm birer buçuk pul hisseden cem‘an on dokuzar sehm yarımşar pul hisseleri kız karındaşlarım ve müvekkilelerim mesfûrât Faniçe ve Tarşiçe ve Zoviçe Nasrâniyelere ve on ikişer buçuk sehmden yirmi beşer sehmi benimle er karındaşım ve müvekkilim mersûm Vasil zimmîye ve kezâlik on ikişer buçuk sehmden yirmi beşer sehmi karındaşlarımız mesfûrân Kosti ve Yori ve müvekkillerim mersûm Vasil zimmîden her birimiz mâlik olduğumuz yirmi beşer sehm hisselerimizin on birer sehmden yirmi ikişer sehmini yedimizde ibkā ve mâ‘adâ üçer sehm hisselerimiz ile anam ve müvekkilem mersûmenin mâlike olduğu dokuzar sehm üçer buçuk pul hissesiyle kız karındaşlarım ve müvekkilelerim mersûmâtın ber-vech-i muharrer mâlikeler oldukları cem‘an on dokuzar sehm yarımşar pul hisseleri ki min-haysü’l-mecmû‘ otuz ikişer sehmini tarafeynden îcâb ve kabûlü hâvî şürût-ı müfside ve muvâza‘adan ârî bey‘-i bâtt-ı sahîh-i şer‘î ve safka-i vâhide ile karındaşlarım mersûmân Kosti ve Yori zimmîlere iştirâken üç bin guruşa bi’l-asâle ve bi’l-vekâle bey‘ ü temlîk ve lâyıkı vechile teslîm eylediğimde onlar dahi ber-vech-i muharrer iştirâken iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabz ve kabûl ve semen-i mezkûr üç bin guruşu bana tamâmen def‘ ü teslîm ve ben dahi yedlerinden ahz u kabz etmemle mebî‘-i mezkûrun tağrîr ve gabnine müte‘allika âmme-i da‘vâdan tarafeynden her birimiz âharın zimmetini kabûlü hâvî bi’l-asâle ve bi’l-vekâle ibrâ ve iskāt eyledik fîmâ-ba‘d gedik-i mezkûrların hisse-i şâyi‘alarında benim ve anam ve er ve kız karındaşlarım mesfûrûnun aslâ ve kat‘â alâka ve medhallerimiz kalmamağla gedik-i mezkûrlardan ber-i‘tibâr-ı merkūm on ikişer buçuk sehmi babasından irsen ve on altışar sehmi bu defa ve yirmişer buçuk sehmi mukaddemâ şirâen ki cem‘an kırk dokuzar sehmi mersûm Kosti zimmînin ve kezâlik on ikişer buçuk sehmi babasından irsen ve on altışar sehmi bu def‘a şirâen ki cem‘an yirmi sekizer buçuk sehmi mersûm Yorgi zimmînin ve on birer sehmi karındaşım ve müvekkilim mersûm Vasil zimmînin ve on birer sehmi dahi benim yedimizde irsen ve şirâen mülkümüz olmuşdur dedikde gıbbe’t-tasâduki’ş-şer‘î mâ-vaka‘a [bi’t-taleb ketb olundu] Fî 20 Rebî‘ülâhir sene 1247 Şuhûdü’l-hâl: Eş-şâhidûnü’s-sâbikūn.