.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 156 Numaralı Sicil (H. 1246-1247 / M. 1831-1832)
cilt: 92, sayfa: 463
Hüküm no: 465
Orijinal metin no: [86a-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Yani zimminin iki adet bakkal dükkânı gediklerindeki hissesini Dimitri ve Zahari kardeşlere sattığı

Bakkāl Arslan Ağa ve Kasabbaşı dükkânları

Vilâyet-i Rumeli’de Yenişehir-i Fener nevâhîsinden Ağrafe nâhiyesine tâbi‘ Forona karyesinde mütemekkin Yani v. Hıristo v. Dimo nâm zimmî tarafından husûs-ı âti’l-beyânda vekîli olduğu Bakkāl Kostandi v. Yorgi ve Bakkāl Yani v. diğer Yorgi nâm zimmîler şehâdetleriyle sâbit olan Kostandi v. Esteryo nâm zimmî meclis-i şer‘-i hatîrde bakkāl tâifesinden işbu bâ‘isiyyü’s-sifr Dimitri ve Zahari veled[ey] âhar Yorgi nâm zimmîler muvâcehelerinde bi’l-vekâle ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm edip İslambol’da Avratpazarı kurbünde Çiftefırın karşısında kâin Arslan Ağa dükkânı denmekle arîf ma‘lûmü’l-hudûd bir bâb bakkāl dükkânı derûnunda mevcûde beyne’l-esnâf gedik ta‘bîr olunur âlât-ı lâzıme-i ma‘lûmenin yüz yirmi sehm i‘tibârıyla seksen altı sehmi Yorgaki v. Hıristo zimmînin ve on sehmi Sego zimmînin ve on dört sehmi benim ve on sehmi ile Langa civârında Akarçe[şme] nezdinde vâki‘ Kasabbaşı dükkânı denmekle meşhûr bir bâb bakkāl dükkânı derûnunda mevcûde âlât-ı gedik kezâlik yüz yirmi sehm i‘tibârıyla yirmi altı sehmi mersûm Yorgaki zimmînin ve yirmi altı sehmi mersûm Sego zimmînin ve on dört sehmi Efendo ve on dört sehmi Kalice Nasrâniyelerin ve on dört sehmi yine benim ve yirmi altı sehmi müvekkilim mersûmun şâyi‘an yedimizde mülkümüz olmağla akd-i âti’z-zikrin sudûruna değin zikr olunan gediklerden müvekkilim mersûm Yani zimmînin mâlik olduğu otuz altı sehm hisse-i şâyi‘asını tarafeynden îcâb ve kabûlü hâvî şürût-ı müfside ve muvâza‘adan ârî bey‘-i bâtt-ı sahîh-i şer‘î ve safka-i vâhide ile bâ-izn-i şürekâ mersûmân Dimitri ve Zahari zimmîlere ale’l-iştirâk beş yüz guruşa bi’l-vekâle bey‘ ü temlîk ve her birini vech-i lâyıkı üzere teslîm eylediğimde onlar dahi ber-minvâl-i muharrer iştirâken iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabz ve kabûl ve semen-i mezkûr beş yüz guruşu bana tamâmen def‘ ü teslîm eylediklerinde ben dahi yedlerinden tamâmen ve kâmilen ahz u kabz edip mebî‘-i mezkûrun tağrîr ve gabnine müte‘allika âmme-i da‘vâdan tarafeynden her birimiz âharın zimmetini kabûlü hâvî bi’l-asâle ve bi’l-vekâle ibrâ-i âm ile ibrâ ve iskāt eyledik fîmâ-ba‘d zikirleri mürûr eden iki bâb dükkânların gediklerinin hisse-i mezkûrelerinde müvekkilim mersûmun aslâ ve kat‘â alâka ve medhali kalmamışdır dedikde gıbbe[‘t-tasdîki’ş-şer‘î mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu]

Fî 3 Ra sene 1247

Şuhûdü’l-hâl: Eş-şâhidûnü’s-sâbikūn.