.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Bab Mahkemesi 46 Numaralı Sicil (H. 1096 - 1097 / M. 1685 - 1686)
cilt: 19, sayfa: 447
Hüküm no: 528
Orijinal metin no: [86b-3]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Şükrullah Reis b. Abdullah’ın terekesinden ortaklarına ait olan paranın sahiplerine verilmesi

Mahmiye-i İstanbul’da Üskübî mahallesi sükkânından işbu râfi‘ü’l-vesîka Mustafa Çelebi ve Hüseyin Çavuş b. el-Hâc Mehmed nâm şerîkler meclis-i şer‘-i şerîf-i enverde mahrûse-i Galata’ya tâbi‘ kasaba-i Fındıklı’da Hâtuniye mahallesi sükkânından olup vilâyet-i Rumeli’nde İsmail kasabasında ticâret vechi üzre sâkin iken bundan akdem vefât eden Şükrullah Reis [b.] Abdullah nâm kimesnenin verâseti zevce-i metrûkesi İsmihan bt. Abdullah nâm hâtun ile sulbiye sagīre kızları Ayşe ve Fâtıma’ya münhasır olduğu şer‘an zâhir ve müte‘ayyin oldukdan sonra kendi tarafından asıl ve sagīrân-ı mezbûretânın tesviye-i emirlerine kıbel-i şer‘den mansûb vasîleri olmağla tereke-i müteveffâ-yı mezbûr[a] vâzı‘ü’l-yed olan mezbûr İsmihan Hâtun mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip hâlâ Kalafat iskelesinde merbût olan yirmi bir zirâ‘ şayka ta‘bîr olunur sefînenin ve içinde mevcûde âlât-ı lâzımesinin dört sehimden bir sehimi müteveffâ-yı mezbûr Şükrullah Reis’in ve üç sehimi bizim mülkümüz olmağla sefîne-i mezbûrda i‘mâl için bundan akdem mezbûr Şükrullah Reis bi tarîki’l-mudârebe yedi yüz kırk dört guruş def‘ ve teslîm ol dahi ahz u kabz edip hattâ müteveffâ-yı mezbûr Şükrullah Reis ticâret ile kasaba-i mezbûreye vardığında bi emrillâhi te‘âlâ sâhib-i firâş olup zikri mürûr eden sefînenin rub‘u kendinin ve sülüs-i erbâ‘ı bizim mülkümüz olmağla bizden yedi yüz kırk dört guruşa bi tarîki’l-mudârebe ahz u kabz edip meblağ-ı mezbûrun elli beş guruşunu sefîne-i mezbûrenin alborata ta‘bîr olunur yelkenine ve on guruşu kalafatına ve üç yüz yetmiş dokuz guruşu kendi masrafına sarf ile istihlâk ve bâkī üç yüz guruş elân yedimde mevcûdedir deyû alâ ruûsi’l-işhâd [87a] ikrâr ve vasiyyet dahi edip meblağ-ı mezbûru bize kable’t-teslîm mezbûr Şükrullah Reis mübeyyinen fevt oldukdan sonra yedinde mevcûd olan meblağ-ı mezbûr üç yüz guruşun yirmi guruşu helâk olup mâ‘adâsı olan yüz seksen guruş ile sefîne-i mezbûreye ve sâir terekesine mezbûr İsmihan asâleten ve vesâyeten vâzı‘ü’l-yed olmağla müteveffâ-yı mezbûr sefîne-i mezbûreye sarf eylediği altmış beş guruşdan bizim hissemize lâzım gelen kırk sekiz guruş ile üç rubû‘ guruşdan mâ‘adâ kendi hissesine lâzım gelen on altı guruş ve bir rubû‘ guruş ve kendi mesârifine sarfla istihlâk eylediği üç yüz yetmiş dokuz guruş ve meblağ-ı merkūm yüz seksen guruş ki cem‘an beş yüz yetmiş beş guruş ile bir rubû‘un seksen dört guruşunu tereke-i müteveffâ-yı mezbûrdan ahz u kabz edip dört yüz doksan bir esedî guruş bir rubû‘ hakkı bâkī kalmağla hâlâ suâl olunup meblağ-ı bâkī-i mezbûru tereke-i müteveffâ-yı mezbûrdan bize edâ vasiyy-i mezbûr İsmihan’a tenbîh olunmak matlûbumuzdur dediklerinde gıbbe’s-suâl mezbûr İsmihan cevâbında meblağ-ı merkūm yüz seksen guruş ve tereke-i müteveffâ-yı mezbûra vaz‘-ı yedini ikrâr mâ‘adâyı inkâr edicek müdde‘iyân-ı mezbûrândan müdde‘âlarına beyyine taleb olundukda udûl-i müslimînden Tophâne’de sâkineler olup müteveffâ-yı mezbûr ile ma‘an kasaba-i İsmail’de olan İbrahim Çelebi b. Mustafa ve Mahmud Beşe b. el-Hâc Ali ve Süleyman Reis b. Hüseyin li ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup isre’l-istişhâd fi’l-hakīka işbu mezbûre İsmihan’ın zevci olup kasaba-i İsmail’de fevt olan merkūm Şükrullah Reis b. Şaban b. Abdullah ticâret ile kasaba-i mezbûreye varıp bi emrillâhi te‘âlâ sâhib-i firâş olduğunda zikri mürûr eden kalafat iskelesinde merbût olan şayka ta‘bîr olunur yirmi bir zirâ‘ mârrü’z-zikr sefînenin rub‘u benim ve sülüs-i erbâ‘ı işbu müdde‘iyân-ı mezbûrân Mustafa ve Hüseyin Çavuş’un mülkü olmağla sefîne-i mezbûrede i‘mâl için müdde‘iyân-ı mezbûrân Mustafa ve Hüseyin Çavuş’dan bi tarîki’l-mudârebe yedi yüz kırk dört guruş ahz u kabz eyledim meblağ-ı mezbûrun elli beş guruşunu sefîne-i mezbûrenin alborata ta‘bîr olunur yelkenine ve on guruşunu kalafatına ve üç yüz yetmiş dokuz guruşunu kendi mesârifine sarfla istihlâk eyledim bâkī üç yüz guruşu elân yedimde mevcûddur deyû bizim huzûrumuzda ikrâr ve i‘tirâf ve vasiyyet dahi eylediğinden sonra kable’t-teslîm mübeyyinen fevt olmuşdur biz bu husûsa bu vech üzre şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyû her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinde gıbbe’t-ta‘dîl ve’t-tezkiyye şehâdetleri makbûle olmağın gıbbe’t-tahlîfi’ş-şer‘î mûcebiyle ba‘de’l-hükm, meblağ-ı mezbûr dört yüz doksan bir guruşu müdde‘iyân-ı mezbûrâna edâ ve teslîme vasiyy-i merkūme ba‘de’t-tenbîh mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’l-hâmis [min] Şa‘bâni’l-mu‘azzam li sene seb‘a ve tis‘în ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: Abdi Çelebi b. Ebûbekir, Mehmed Çelebi b. Veli, el-Hâc Musa, Ebûbekir Beşe, İbrahim Çelebi b. Ahmed.