İstanbul Mahkemesi 172 Numaralı Sicil (H. 1257-1258 / M. 1841-1842) cilt: 96, sayfa: 365 Hüküm no: 321 Orijinal metin no: [117-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır. Bulunduğu mahalleden ihraç olunan Artin’in nizama aykırı olarak binasına eklediği kısımların yıkılması İhrâc-şüd fî selhi S sene 1259 Mahalle ihrâcı. Ma‘rûz Ashâb-ı arzuhâl İstanbul’da Kumkapı dâhilinde Çadırcı Ahmed Çelebi mahallesi İmâmı es-Seyyid Hafız Mustafa Efendi b. Mehmed ve muhtârları Abdullah Ağa b. Abdurrahman ve Mehmed Emin Efendi b. Abdullah ve ahâlisinden es-Seyyid Ali Efendi b. el-Hâc Süleyman ve Anbarcı İbrahim Efendi b. Ahmed ve Osman Efendi b. Ömer ve Şekerci Süleyman Ağa b. Ahmed ve Musa Ağa b. Mustafa ve Mustafa Ağa b. Mehmed ve Mehmed Ali Ağa b. Ahmed ve Emir Hüseyin b. Hasan ve Arayıcı Mustafa Ağa b. Ahmed ve sâirleri bi’l-ma‘iyye rü’yete memûr evkāf müfettişi İstanbul pâye-i celîlesiyle mübâhî izzetlü fazîletlü es-Seyyid Mehmed Emin Âsaf Beyefendi hâzır olduğu hâlde Çarşamba günü huzûr-ı hazret-i Fetvâ-penâhî’de ma‘kūd meclis-i şer‘-i münîrde mukaddemâ mahalle-i mezbûre mütemekkinlerinden derûn-ı arzuhâlde mezkûrü’l-ism sarrâf hizmetkârı Yazıcıoğlu Artin v. Toros zimmî muvâcehesinde mersûm Artin zimmî mahalle-i mezkûre mütemekkinlerinden iken kendi hâliyle meşgūl olmayıp bed-zebân olduğundan mâ‘adâ dâimâ beynimizde türlü türlü fesâd ilkā ederek münâza‘aya bâdî olduğundan gayrı zimmî-i mersûm mücerred olup leyl ü nehâr menzilinde mechûlü’l-ahvâl kimesneler duhûl ve hurûc eylediğinden defa‘ât ile kendine tenbîh olundukda kat‘a fâriğ olmayıp vech-i meşrûh üzere harekât-ı nâ-marzıyesinde musır olmağla gerek bizim ve gerek mahalle-i mezkûrede mütemekkinler sâir re‘âyânın aslâ rahatımız kalmadığından işbu yedimizde olan bin iki yüz elli altı senesi Cumâdelâhiresinin on birinci günü târihiyle müverrah İstanbul Bâb Mahkemesi’nden verilip bu def‘a bâ-fermân-ı âlî sicill-i mahfûzdan kaydı ihrâc olunan bir kıt‘a i‘lâm-ı şer‘î nâtık olduğu üzere cümlemiz mersûm Artin zimmîden bi’l-iştikâ mahalle-i mezkûreden ihrâc olunmuş ise de bu esnâda icrâ-yı nefsâniyet arzıyla mahalle-i mezkûrede vâki‘ ma‘rifet-i şer‘î ve sâdır olan emr-i âlîye imtisâlen ebniye-i hâssa müdîri efendi hulefâsından es-Seyyid Mustafa ve Ahmed halîfeler ma‘rifetleriyle bi’l-muvâcehe mu‘âyene ve misâha ve resmi ihrâc ve huzûr-ı hazret-i müşârün-ileyhde ibrâz ve irâe olunduğu üzere mutasarrıf olduğu menzili mine’l-kadîm on buçuk zirâ‘ kaddinde iken üzerine beş zirâ‘ kaddinde bir kat ebniye ve ebniye-i mezkûre üzerine hilâf-ı emr-i âlî bir tahte’s-semâ dahi binâ ve ihdâsına şurû‘ edip ebniye-i mezkûrenin pencereleriyle zikr olunan tahte’s-semâdan gerek bizim ve gerek sâirlerinin menzillerimizin makarr-ı nisvân olan mahallerine nezâretleri olmağla havâlesi olup ol-vechile zarar-bîni olduğundan ebniye-i mezkûre ve tahte’s-semâ-i merkūm hedm ile zarar-bîni men‘ ü def‘ olunmak murâdımızdır deyü işbu arzuhâlleriyle istid‘â ettiklerinde mersûm Artin zimmî dahi istintâk olundukda cevâbında fi’l-hakīka menzil-i mezkûr kadîmden on buçuk zirâ‘ kaddinde olup üzerine beş zirâ‘ kaddinde ebniye-i mezkûre ve ebniye-i mezkûre üzerine bir tahte’s-semâ dahi inşâ ve ihdâsına şurû‘ eylediğini ve ebniye-i mezkûre pencereleriyle mârrü’z-zikr tahte’s-semâ ve sâlifü’l-beyân makarr-ı nisvân olan mahallere nezâreti olduğunu ikrâr lâkin ben menzil-i mezkûrede mütemekkin olduğumda zikr olunan pencerelerden ve tahte’s-semâdan makarr-ı nisvân olan mevâzi‘a nazar etmem ve mümkün olmayıp da âhara îcâr eylediğimde nazar etmemek için müstecirime tenbîh ederim öyle olucak pencereler ile tahte’s-semânın zararı yokdur deyü îrâd eylediği kelâmı meşrû‘ ve iltifâta şâyân olmadığı kendine tefhîm olunup ve tahte’s-semâ kefere tâifesi hakkında bu misillü ziyâde ebniye ihdâsı bâ-emr-i âlî memnû‘âtdan olduğunu dahi halîfetân-ı mezbûrân haber vermeleriyle mersûm Artin zimmî ebniye-i mezkûre ile tahte’s-semâ-i merkūmu müdîr-i mûmâ-ileyh ma‘rifetleriyle hedm ü kal‘a ta‘ahhüd eylediği İstanbul Mahkemesi’nden huzûr-ı [âlîlerine i‘lâm olundu] Fî 21 R sene 1258