İstanbul Mahkemesi 172 Numaralı Sicil (H. 1257-1258 / M. 1841-1842) cilt: 96, sayfa: 367 Hüküm no: 322 Orijinal metin no: [117-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Osman Ağa ile hanımı Cemile Hatun’un sahibi oldukları berber dükkânı gediğini başka bir mahalle nakletmelerine izin verildiği
Berber dükkânı keşfi
[Ma‘rûz]
İstanbul’da Sedefciler nâm mahâlde vâki‘ bir bâb berber dükkânı mahâll-i mezkûrda kâin mukaddemâ inşâ olunan karakolhâne mahâlline bâ-irâde-i seniyye ilâve buyurulmakla derûnundan müstahlas ve mevcûde beyne’l-esnâf gedik ta‘bîr olunur Evkāf-ı Haremeyn-i Muhteremeyn müstegallâtından âlât-ı lâzıme-i ma‘lûmeye bâ-temessük-i mütevellî bi’l-icâreteyn münâsafeten mutasarrıflar olup gedik-i mezkûru mevki‘i bana ve etrâf ve civârında bulunanlara dahi bir gûnâ mahzûr ve mazarratı olmayan mahâll-i âhara nakl birle icrâ etmek üzere mu‘ahharan karâr-gîr olan şurût-ı nizâm-ı müstahsene mûcebince kendilere izin ve ruhsat-ı âlî erzânî buyurulan sâhib-i arzuhâl el-Hâc Osman Ağa b. Mehmed ve zevcesi mu‘arrefetü’z-zât Şerife Cemile Hatun b. Mustafa bi’l-ma‘iyye rü’yete memûr evkāf müfettişi İstanbul pâye-i celîlesiyle mübâhî izzetlü fazîletlü es-Seyyid Mehmed Emin Âsaf Beyefendi hâzır olduğu hâlde şifâhen sâdır olan fermân-ı âlîlerine imtisâlen Çarşamba günü huzûr-ı hazret-i Fetvâ-penâhî’de ma‘kūd meclis-i şer‘-i münîrde mahrûse-i Galata’da Bereketzâde mahallesi mütemekkinlerinden olup Katolik tâifesinin müdîr-i umûrları olan derûn-ı arzuhâlde mastûrü’l-ism Melkon v. Minas zimmî muvâcehesinde işbu yedimizde olan arzuhâl hâmiş ve zahrında mastûr derkenârlara ebniye-i hâssa müdîri sâbık es-Seyyid Abdülhalim Efendi’nin i‘lâmı nâtık olduğu üzere biz ber-vech-i muharrer mutasarrıf olduğumuz gedik-i mezkûru sâlifü’l-beyân Bereketzâde mahallesinde Kullekapısı’na giden tarîk-i âm üzerinde menzilimiz ve Hacı Ebûbekir zevcesi Hafize Hatun menzili beynlerinde vâki‘ seviyyen taht-ı tasarrufumuzda olup inşâ eylediğimiz âhar gedikden ârî bir bâb dükkâna bundan akdem nakl ve vaz‘ ve derûnunda berberlik icrâ etmesini istid‘â eylediğimizde nizâmı ve sâdır olan emr-i âlî mûcebince müdîr-i sâbık-ı mûmâ-ileyh bi’n-nefs mahâlline gidip mu‘âyene olundukda dükkân-ı mezkûrun tarafeyni ve pîşgâhının ba‘zı mahâlli İslâm menâzili ve pîşgâhının zahrı re‘âyâ <> menâzili olup ve dükkân-ı mezkûrda berberlik icrâsını mahalle-i mezkûre imâmı bulunan es-Seyyid Hafız Ahmed Efendi ve muhtârları bulunan Ali Bey ve Ali Ağa ve ahâlisinden Hasan Ağa ve Camcı Mehmed Ağa ve Mehmed Efendi ve Mustafa Efendi ve İbrahim Ağa nâm kimesneler dahi iltimâs etmişler ise de mahalle-i mezkûrede vâki‘ Katolik Patrikhânesi civârında bulunan mersûm Melkon zimmî ile Katolik tâifesinden beş altı nefer zimmîler cevâblarında işbu dükkânda berberlik icrâ olunduğu sûretde vakitli vakitsiz ve bâ-husûs geceleri eşhâs-ı muhtelife ârâm ve beytûtet eyleyecekleri ve ol-vechile rahatları meslûb olacaklarından bahisle tarîk-i âmm-ı mezkûr üzerinde on beş bâb enâfiyeci ve kunduracı ve ressâm ve şabkacı ve şemsiyeci ve terzi dükkânları ve bir bâb ...? mevcûde ve leylen ve nehâren derûnlarında bir takım efrenc tâifesi ve re‘âyâ mütemekkinler iken bizim dükkân-ı mezkûrda berberlik icrâmıza bî-vech mümâna‘at ettiklerinden alâ-hâliyle terk olunup ve bu esnâda dahi mutasarrıf olduğumuz gedik-i mezkûru yine dükkân-ı mezkûra vaz‘ ve derûnunda berberlik icrâ etmek murâd eylediğimizde yalnız Melkon zimmî bî-vech mümâna‘at etmekle suâl olunup ber-vech-i muharrer mümâna‘atı men‘ ü def‘ olunmak matlûbumuzdur deyü istid‘â eylediklerinde mersûm Melkon zimmî dahi istintâk olundukda cevâbında dükkân-ı mezkûr mahalle arasında olup ve aslâ âhar dükkân dahi olmamağla berber dükkânı olduğu sûretle ber-vech-i muharrer eşhâs-ı muhtelife ârâm [ve] beytûtet eyleyecekleri ve ol-vechile benim ve mahalle-i mezkûrede bulunan sâir Katolik tâifesinin rahatlarımız meslûb olacağı ihtimâli olduğundan mukaddemâ benimle sâir Katolik tâifesi mümâna‘at edip bu def‘a dahi yalnız ben mümâna‘at ederim dedikde istikşâf-ı hâl [118] için taraf-ı dâ‘îlerinden irsâl olunan kâtib müderrisîn-i kirâmdan Abdülkerim ve müfettiş-i mûmâ-ileyh tarafından meb‘ûs Kâtib Hüseyin Efendi hâlâ ebniye-i hâssa müdîri efendi bendeleri hulefâsından İsmail Ferruh ve İsmail Vehbi halîfeler ile dükkân-ı mezkûr üzerine varıp tarafeyni ve mahrûse-i mezkûre ve tevâbi‘inde vâki‘ berber esnâfının hâlâ Kethudâsı es-Seyyid Ahmed Rahmi? Efendi tarafından Yiğitbaşı es-Seyyid Hüseyin Ağa b. es-Seyyid Mehmed Emin hâzır oldukları hâlde bi’l-ma‘iyye keşf ve mu‘âyene ve misâha ettiklerinde dükkân-ı mezkûr kırk sekiz buçuk zirâ‘ terbî‘inde olup ve dükkân-ı mezkûrun bulunduğu tarîk-i âmm-ı mezkûr üzerinde olan ebniyeler mu‘âyene olundukda fi’l-hakīka zikr olunduğu üzere on beş bâb dekâkin ve bir bâb mağaza hâlâ mevcûde olup ol-vechile dükkân-ı mezkûrun mevki‘i nâ-bercâ olmadığını ve mahalle-i mezkûre İmâmı es-Seyyid Yahya Efendi b. Seyyid Yahya ve ahâlisinden Hasan Ağa b. el-Hâc Yusuf ve Ahmed Ağa b. Mehmed ve sâir mazbûtü’l-esâmî kimesneler dahi dükkân-ı mezkûrun etrâf ve civârında bulunanlara bir gûnâ mahzûr ve mazarratı olmadığını alâ-tarîki’ş-şehâde ihbâr ve Katolik tâifesinden beş altı nefer zimmîler dahi kemâ-fi’s-sâbık ihtimâl-i mezkûru beyân eylediklerini mahâllinde ketb ü tahrîr ve mâ‘an meb‘ûslar ümenâ-i şer‘le Çarşamba günü huzûr-ı cenâb-ı Fetvâ-penâhî’de müfettiş-i mûmâ-ileyh ile akd olunan meclis-i şer‘-i hatîre gelip tarafeyn muvâcehelerinde halîfetân-ı merkūmân hâzır oldukları hâlde alâ-vukū‘ihî inhâ ve takrîr ve halîfetân-ı mezbûrân dahi husûs-ı mezkûra ihrâc eyledikleri resmi ibrâz ve irâe ve tarafeyn dahi tasdîk etmeğin bu sûretde tarîk-i âmm-ı mezkûrda minvâl-i meşrûh üzere bir takım dükkân mevcûd iken ihtimâl-i vâhî ile müdde‘iyân-ı zevcân-ı mezbûranın berber dükkânı îcârından men‘ kendilere gadrı mûcib ve Evkāf-ı Haremeyn-i Muhteremeyn hâsılâtının kesr ve tedennîsini müstevcib ve zaman-ı ma‘delet-unvân-ı hazret-i mülûkânede tesîs ve icrâ buyurulan Tanzîmât-ı hayriye’nin mugāyiri bir keyfiyet olmağla mersûm Melkon zimmî ve sâirlerine zevcân-ı mezbûrân el-Hâc Osman Ağa ve Şerif Cemile Hatun’un dahi ber-minvâl-i muharrer berber dükkânı ittihâzlarına mümâna‘at ettirilmeyip yedlerinde olan gedik-i mezkûrun atik temessüğü battal hıfz birle gedik-i mezkûr mahâll-i evvelinin kaydı terkīn ve mahâll-i sânî-i mezkûrda mu‘teber ve müstakar olarak defter-i vakf-ı şerîfe kayd ve taraf-ı vakfdan müceddeden zevcân-ı mezbûrân yedlerine bir kıt‘a temessük i‘tâsı menût-ı re’y-i âlîleri idiği İstanbul Mahkemesi’nden huzûr-ı [âlîlerine i‘lâm olundu]
Fî 21 R sene 1258
|