İstanbul Mahkemesi 172 Numaralı Sicil (H. 1257-1258 / M. 1841-1842) cilt: 96, sayfa: 376 Hüküm no: 331 Orijinal metin no: [120-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Cabbarzade Abdulfettah’ın vârisleri arasında çıkan ihtilafın giderilip gerekli satışın yapıldığı
20000 [guru]şa sâhilhâne bey‘i
Kaydı ihrâc-şüd fî 5 <> Safer sene [1]290
[Ma‘rûz]
Derûn-ı arzuhâlde isimleri mezkûr Rumeli Sadâreti pâyesi olup mahrûse-i Galata’ya muzâfe İstinye nâhiyesine tâbi‘ Hümâyûnâbad nâm-ı diğer Bebek karyesinde sâkinler iken bin iki yüz elli beş senesi Zilhicce’si hilâlinde merhûm olan Cabbarzâde Abdulfettah Beyefendi neclü’l-müteveffâ Süleyman Bey’in verâseti zevce-i menkûha-i metrûkeleri Âdile Kadın bt. Abdullah ve Şefkat Kadın bt. Abdullah ile zevce-i mûmâ-ileyhâ Âdile Kadın’dan mütevellide sulbiye-i kebîre kerîmesi Âişe Hanım ve li-ebin birâderleri Abbas Bey ve Mahmud Bey ve Abdülgani Bey ve li-ebin hemşîreleri Leyla Hanımefendi ve Ulviye Hanım ve Havva Hanım ve Meryem Hanım ve diğer li-ebin birâderleri gāibân ani’l-beled ferîkān-ı kirâmdan Mehmed Celaleddin Paşa ve Ahmed Bey ve diğer li-ebin hemşîreleri gāibân ani’l-beled Âişe Hanım ve Esma Hanım ve Sare Hanım ve Rukiye Hanım’a münhasıra ve tashîh-i mesele-i mîrâsları kırk sekiz sehmden sihâm-ı mezkûreden üçer sehmden altı sehmi zevcetân-ı mûmâ-ileyhimâ Âdile Kadın ve Şefkat Kadın’a ve yirmi dört sehmi bint-i mûmâ-ileyhâ Âişe Hanım’a ve ikişer sehmden on sehmi uhve-i mûmâ-ileyhim Mehmed Celaleddin Paşa ve Abbas Bey ve Mahmud Bey ve Abdülgani Bey ve Ahmed Bey’e ve birer sehmden sekiz sehmi dahi ahavât-ı mûmâ-ileyhden Leyla Hanımefendi ve Ulviye Hanım ve Havva Hanım ve Meryem Hanım ve Âişe Hanım ve Esma Hanım ve Sare Hanım ve Rukiye hanımlara isâbeti tahakkukundan sonra ashâb-ı arzuhâl gāibûn-ı mûmâ-ileyhim Mehmed Celaleddin Paşa ve Ahmed Bey ve Âişe Hanım ve Esma Hanım ve Sare Hanım ve Rukiye Hanım taraflarından husûs-ı âti’l-beyânda âharı tevkîle mezûnen vekîlleri olduğu mukaddemâ ber-nehc-i şer‘î sâbit olan mûmâ-ileyhâ Leyla Hanımefendi’nin zevc-i mükerremleri sâbıkā Sadr-ı vâlâ-yı Rumeli Arabzâde devletlü atûfetlü Mehmed Hamdullah Efendi neclü’l-merhûmi’l-mebrûr Şeyhülislâm-ı esbak Mehmed Ârif Efendi taraflarından ve mûmâ-ileyhim Abbas Bey ve Mahmud Bey ve Abdülgani Bey ve Leyla Hanımefendi ve Havva Hanım ve Meryem Hanım taraflarından husûs-ı mezkûrda vekîl-i müseccel-i şer‘îleri Ahmed Ağa b. Osman zevce-i mûmâ-ileyhâ Şefkat Kadın tarafından câi’l-beyânda vekîl olduğu zâtını ârifân el-Hâc Ahmed Bey b. İsmail ve el-Hâc Veliyüddin Ağa b. Mehmed nâm kimesneler şehâdetleriyle sâbit olup zevce-i mûmâ-ileyhâ Âdile kadın tarafından dahi zikri âtî husûsda vekîl-i müsecceli dâmâdı müderrisîn-i kirâmdan Abdurrahman Bey b. el-müteveffâ << el-Hâc>> İçilli Ahmed Paşa hâzır olduğu hâlde bi’l-ma‘iyye rü’yete memûr evkāf müfettişi İstanbul pâye-i celîlesiyle mübâhî izzetlü fazîletlü es-Seyyid Mehmed Emin Âsaf Beyefendi tarafından meb‘ûs Mehmed [121] İzzet Efendi hâzır olduğu hâlde evvelen Çarşamba günü huzûr-ı hazret-i Fetvâ-penâhî’de ve ba‘dehû bi’t-terâzî bâb-ı cenâb-ı müşârün-ileyhde İstanbul kādıları dâ‘îlerine tahsîs buyurulan dâirede ma‘kūd meclis-i şer‘-i münîrde derûn-ı arzuhâlde mezkûretü’l-ism bint-i mûmâ-ileyhâ Âişe Hanım tarafından husûs-ı atîde vekîl-i şer‘îsi teba‘adan Hüseyin Ağa b. el-Hâc Mustafa nâm kimesne muvâcehesinde karye-i mezbûrede muhterik peksimethâne mahâlli ittisâlinde kâin merhûm-ı müşârün-ileyhin bir bâb sâhilhâne<>lerinden mukaddemâ ifrâz olunan bir tarafdan sâlifü’l-beyân peksimethâne mahâlli ve bir tarafından sâhilhâne-i mezkûrun hâriciyesinde olan limon bahçesi ve bir tarafdan leb-i deryâ <> cânibinde kâin tarîk-i âm ve verâsı cebel ile mahdûd ma‘rifet-i şer‘ ve sâdır olan fermân-ı âlîye imtisâlen ebniye-i hâssa müdîri efendi ma‘rifetiyle bi’l-muvâcehe mu‘âyene ve misâha olunduğu üzere terbî‘an iki bin altı yüz zirâ‘ arsalı el-yevm bir bâb bahçevân odası ve bir limonluk ve bir su hazînesi ve bir misbâh [matbah] ocağı ve bir ahır ve kayıkhâne ve müştemilât-ı sâireyi hâvî bir bâb muhterik mülk sâhilhâne arsası merhûm-ı müşârün-ileyh Abdulfettah Beyefendi’nin hayatlarında ile’l-vefât bâ-hüccet-i şer‘iye <> silk-i mülk-i sahîhlerinde münselik ve ba‘de-vefâtihî <> veresesi mûmâ-ileyhime ber-tashîh-i mezkûr mevrûs olup arsa-i mahdûde-i mezkûreyi beyne’l-verese taksîm için beynimizde münâza‘ât-ı kesîre vâki‘ olmuş idi el-hâletü hâzihî ben bi’l-vekâle müvekkilûn-ı mûmâ-ileyhim Mehmed Celaleddin Paşa ve Abbas Bey ve Mahmud Bey ve Abdülgani Bey ve Ahmed Bey ve Leyla Hanımefendi ve Ulviye Hanım ve Meryem Hanım ve Havva Hanım ve Âişe Hanım ve Esma Hanım ve Sare Hanım ve Rukiye Hanım’ın arsa-i mahdûde-i mezkûreden tashîh-i mezkûr üzere mâlik oldukları cem‘an on sekiz sehm hisse-i şâyi‘alarını bi-safkatin vâhidetin semen-i misilleri olan on beş bin guruşa ve hâzır-ı mûmâ-ileyh Abdurrahman Bey dahi bi’l-vekâle müvekkiletân-ı mûmâ-ileyhimâ Âdile Kadın ve Şefkat Kadın’ın arsa-i mezkûreden kezâlik mâlike oldukları cem‘an altı sehm hisse-i şâyi‘a-i merkūmelerini safka-i vâhide ile yine semen-i misilleri olan beş bin guruşa tarafeynden bi’l-îcâb ve’l-kabûl bey‘-i bâtt-ı sahîh-i şer‘î ile müvekkile-i bint-i mûmâ-ileyhâ Âişe Hanım’a bey‘ ü temlik ve teslîm eylediğimizde ol dahi ber-vech-i muharrer iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabz ve kabûl eyledikden sonra semenleri olan cem‘an yirmi bin guruşu benimle hâzır-ı vekîl-i mûmâ-ileyh Abdurrahman Bey’e tamamen def‘ ü teslîm biz dahi yedinden tamamen ve kâmilen ahz u kabz etmemizle fî-mâ ba‘d mecmû‘ arsa-i mahdûde-i mezkûre bi-cümletin mâ-yeştemilühû ve yahvîhi müvekkile-i bint-i mûmâ-ileyhâ Âişe Hanım’ın irsen ve şirâen mülk-i mahzı ve hakk-ı sırfı olup müvekkilûn-ı mûmâ-ileyhim Mehmed Celaleddin Paşa ve Abbas Bey ve Mahmud Bey ve Abdülgani Bey ve Ahmed Bey ve Leyla Hanım ve Ulviye Hanım ve Havva Hanım ve Meryem Hanım ve Âişe Hanım ve Esma Hanım ve Sare Hanım ve Rukiye Hanım ve Âdile Kadın ve Şefkat Kadın’ın aslâ ve kat‘a alâka ve medhalleri kalmamağla mebî‘-i mezkûrların tağrîr ve gabnlerine müte‘allika âmme-i da‘vâdan tarafeynden her birimiz âharın zimmetini ibrâ-i âmm-ı sahîh-i şer‘î ile bi’l-asâle ve bi’l-vekâle ibrâ ve iskāt ve her birimiz ber-vech-i muharrer âharın ibrâsını asâleten ve vekâleten kabûl edip bu vechile külliyen kat‘-ı münâza‘a ve ref‘-i muhâsama eyledik deyü ikrâr ve tasâdıkları tescîl ve huzûr-ı [âlîlerine i‘lâm olundu]
Fî 14 Ca sene [1]258
Derûn-ı i‘lâmda mezkûretü’l-ism mûmâ-ileyhâ Âişe Hanım ber-mantûk-ı i‘lâm-ı şer‘î mâlik olduğu iki bin altı yüz zirâ‘ arsa-i mezkûrun sekiz yüz otuz zirâ‘ını yedinde bi’l-ibkā mâ‘adâ bin yedi yüz yetmiş zirâ‘ mahâllini müştemilâtıyla bi’l-ifrâz fî 16 Ca sene [12]82 günü Galata Kādısı Tâhir Bey hafîdi İbrahim Celaleddin Efendi’nin bir kıt‘a hücceti mantûkunca devletlü übbehetlü Yusuf Kâmil Paşa hazretleriyle halîle-i muhteremeleri iffetlü Zeyneb Hanımefendi’ye yüz elli bin guruşa bey‘ etmiş olduğu işbu mahalle şerh verildi.
Fî 11 Rebî‘ülevvel sene [1]290
Kādı-i Dârü’l-hilâfeti’l-aliyye
|