|
Bab Mahkemesi 46 Numaralı Sicil (H. 1096 - 1097 / M. 1685 - 1686) cilt: 19, sayfa: 470 Hüküm no: 558 Orijinal metin no: [93a-1] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Vefat eden Mustafa Beşe’nin terekesini vârislerinin teslim alması
Vilâyet-i Anadolu’da Küre-i nühâs kazâsına tâbi‘ Avşarlar nâm karye ahâlîsinden olup Otuzbirinci bölük yoldaşlarından iken bundan akdem vefât eden Mustafa Beşe nâm kimesnenin babası Receb b. Ahmed b. Abdullah ile vâlidesi Ayşe bt. Mehmed nâm hâtuna münhasıra olduğu mütehakkik oldukdan sonra kendi tarafından asîl olup merkūm Receb tarafından vech-i âtî üzre vekâlet iddi‘â eden bâ‘isü hâze’l-vesîka merkūme Ayşe meclis-i şer‘-i şerîf-i enverde müteveffâ-yı mezbûrun vasîsi olmağla terekesine vâzı‘ü’l-yed olan İbrahim Efendi b. İsâ mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip ben müteveffâ-yı mezbûrun vâlidesi ve merkūm Receb babası ve verâseti bize münhasıra olup ve mezbûr Receb müteveffâ-yı mezbûrun terekesinden hissesini vâzı‘ü’l-yed olan mezbûr İbrahim Efendi’den da‘vâ ve kabz ve kendiye îsâle tarafından beni vekîl, ben dahi kabûl etmekle suâl olunup tereke-i müteveffâ-yı mezbûru bana teslîme tenbîh olunmak matlûbumdur dedikde gıbbe’s-suâl mersûm İbrahim Efendi cevâbında müteveffâ-yı mezbûrun terekesine vaz‘-ı yedini ve mezbûrânın ber vech-i muharrer verâsetlerini ikrâr lâkin müdde‘iye-i mezbûrenin ber vech-i muharrer vekâletini inkâr edicek müdde‘î-i mezbûrdan müdde‘âsını mübeyyine beyyine taleb olundukda udûl-i müslimînden olup kazâ-i mezbûra tâbi‘ Buyran nâm karye ahâlîsinden Mehmed b. Abdülfettâh ve Mustafa [b.] Derviş ve Ahmed Beşe b. Resul nâm kimesneler li ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup istişhâd olunduklarında fi’l-hakīka müteveffâ-yı mezbûrun babası mezbûr Receb b. Ahmed b. Abdullah müteveffâ-yı mezbûr Mustafa Beşe’nin terekesinden kendiye isâbet eden hissesini vâzı‘ü’l-yed olan merkūm İbrahim Efendi’den da‘vâ ve taleb ve kabza ve kendiye îsâle merkūme Ayşe Hâtun’u bizim huzûrumuzda vekîl edip ol dahi vekâlet-i mersûmeyi kabûl eyledi biz bu husûsa bu vech üzre şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyû her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinde ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiyye şehâdetleri makbûle olmağın mûcebiyle müdde‘iye-i mezbûrenin ber vech-i muharrer vekâletine ba‘de’l-hükmi’ş-şer‘î müteveffâ-yı mezbûrun terekesini müdde‘iye-i mezbûre Ayşe’ye teslîme vasiyy-i mezbûr İbrahim Efendi’ye tenbîh olundukdan sonra merkūm Ayşe Hâtun meclis-i şer‘de ikrâr ve takrîr-i kelâm [edip] mezbûr İbrahim Efendi müteveffâ-yı mezbûrun terekesinden ancak iki yüz guruşuna vaz‘-ı yed etmekle merkūm İbrahim Efendi meblağ-ı mezbûrun iki yüz guruşunu bana teslîm ben dahi asâleten ve vekâleten ahz u kabz edip husûs-ı mezbûra müte‘allika da‘vâdan merkūm İbrahim Efendi’nin zimmetini bi’l-asâle ibrâ ve iskāt eyledim dedikde gıbbe’t-tasdîki’ş-şer‘î mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’s-sâlis ve’l-ışrîn min Şa‘bâni’l-mu‘azzam li sene seb‘a ve tis‘în ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Ahmed Efendi el-İmâm, el-Hâc Veli b. Ali, Mehmed Kethüdâ b. Ahmed, Mustafa Beşe b. ( ), el-Hâc Hüseyin b. ( ), ve gayruhüm mine’l-hâzırîn.
|