.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 172 Numaralı Sicil (H. 1257-1258 / M. 1841-1842)
cilt: 96, sayfa: 441
Hüküm no: 384
Orijinal metin no: [145-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Haraççı Kara Mehmedbey mahallesindeki harap caminin müştemilatından olan mektep ve diğer binaların tamiri

Kapan-ı dakīk’de kundakçıların nizâ‘ları

Kaydı derkenâr şüd fî 12 M sene [12]69

[Ma‘rûz]

Ashâb-ı arzuhâl İstanbul’da Kapan-ı dakīk kapısı hâricinde Harâccı <> Kara Mehmedbey mahallesi imâmı es-Seyyid Hafız Süleyman Efendi ve muhtârları Halil Bey ve Osman Ağa ve ahâlisinden eş-Şeyh Mehmed Rıfkı Efendi ve es-Seyyid eş-Şeyh Hafız Mehmed Efendi ve Kurukahveci Hafız Abdullah Efendi ve el-Hâc Abdüllatif Ağa ve Arpacılar Kethudâsı es-Seyyid el-Hâc Murtaza Ağa ve Berber el-Hâc Süleyman Ağa ve Münâdî Ali Ağa ve el-Hâc Hüseyin Ağa ve Zeytinyağcı el-Hâc Hasan Efendi ve Mübâya‘acı Ali Ağa ve Pideci diğer Ali Ağa ve Çörekçi Mehmed Ağa ve yine Çörekçi es-Seyyid Mehmed Eşref Ağa ve el-Hâc Ahmed Ağa ve Astarcı Osman Ağa ve mahalle-i mezkûrede vâki‘ kayık yapıcı esnâfı Kethudâsı el-Hâc Mustafa Ağa ve esnâfından el-Hâc Mehmed Emin Ağa ve Süleyman ve Ahmed Ağa ve Ali Ağa ve Hasan Ağa ve Mehmed Ağa ve Hüseyin Ağa ve Halil Ağa ve İbrahim Edhem Ağa ve Abdulkadir Ağa ve Mustafa Ağa ve diğer Mehmed Ağa ve Feyzullah Ağa ve İsmail Ağa ve diğer Halil Ağa ve diğer Mustafa Ağa ve Ömer Ağa ve Osman Ağa ve kurb ve civârında vâki‘ Üskübî mahallesi imâmı Mehmed Emin Efendi ve muhtârları el-Hâc Ömer Ağa ve Süleyman Ağa ve ahâlisinden es-Seyyid Mehmed Emin Efendi ve Tuzcu el-Hâc Mustafa Efendi ve eş-Şeyh Muhyiddin-i Kocavî mahallesi imâmı Mehmed Hamdi Efendi ve muhtârları Ahmed Efendi ve el-Hâc Ebûbekir Efendi ve Seferikoz mahallesi imâmı Ali Efendi ve muhtârları Halil Ağa ve İsmail Ağa ve Âşıkpaşa mahallesi imâmı Mustafa Efendi ve muhtârları el-Hâc Hüseyin Ağa ve el-Hâc Mehmed Ağa ve Azebler mahallesi imâmı Hafız Ahmed Efendi ve muhtârları el-Hâc Osman Ağa ve Selim Ağa ve Hoca Halil Attâr mahallesi İmâmı Yakub Efendi ve muhtârları Mustafa Ağa ve el-Hâc Mustafa Ağa ve mahallât-ı mezkûrenin sâir ahâlilerinden mazbûtü’l-esâmî kimesneler bi’l-ma‘iyye rü’yete memûr evkāf müfettişi İstanbul pâye-i celîlesiyle mübâhî izzetlü fazîletlü es-Seyyid Mehmed Emin Âsaf Beyefendi hâzır olduğu hâlde Çarşamba günü huzûr-ı hazret-i Fetvâ-penâhî’de ma‘kūd meclis-i şer‘-i münîrde derûn-ı arzuhâlde mastûrü’l-ism Zahîreci Kiryako v. İsail zimmî muvâcehesinde zikri âtî câmi‘-i şerîf ve mekteb ve müsakkafât mahallerini keşf ve tahkīk ve misâha için taraf-ı dâ‘îlerinden ta‘yîn olunan Kâtib es-Seyyid Mehmed Zihni Efendi ve müfettiş-i mûmâ-ileyh tarafından mürsel Kâtib Ömer Lütfi Efendi Ebniye-i hâssa müdîri <> Abdülhalim Efendi bendeleri hulefâsından Mustafa Seyda ve Mehmed Eşref halîfeler ile bi’l-cümle ahâli-i mezbûrûn ve zimmî-i mersûm hâzır oldukları hâlde bi’l-ma‘iyye mu‘âyene ve tahkīk ve misâha eylediklerini mahâllinde ketb ü tahrîr ve <> meclis-i ma‘kūd-ı mezkûrda bi’l-muvâcehe inhâ ve halîfân-ı mezbûrân dahi husûs-ı mezkûra ihrâc eyledikleri resmi ibrâz ve irâe ve tarafeyn tasdîk ettiklerinden sonra her biri takrîr-i kelâm edip cennet-mekân merhûm ve mağfiret-nişân Ebu’l-feth Sultan Mehmed Hân-ı Gāzi -aleyhi rahmeti’l-Bârî- hazretlerinin sâlifü’l-beyân Harâccı Kara Mehmedbey mahallesinde mukaddemâ atik Tüfenkhâne-i âmire olan ebniye pîşgâhında vâki‘ kal‘a duvarından terbî‘an yüz elli dokuz zirâ‘ bir parmak fâsılalı ve tarîk-i âm üzerinde bâlâsı kurşun pûşîde ile külahlı sekiz zirâ‘ kadd ve altı zirâ‘ devrinde bir ahşâb minâreli ve arzının nısfı mikdârı beşer zirâ‘ kaddinde olan altı bâb kundakçı dükkânları üzerlerinde ve mâ‘adâ <> sından üzerinde mebnî olarak sekiz zirâ‘ kaddinde müştemilâtıyla fevkānî bir bâb ahşâb câmi‘-i şerîf ve ittisâlinde münhedim kal‘a mahâlline muttasıl bir ahşâb mekteb-i münîfleri ve dekâkin ve mağaza-i mezkûre ve câmi‘-i şerîf ve mekteb-i münîf-i merkūmların dahi arsaları terbî‘an üç yüz elli iki zirâ‘ on parmak olup câmi‘-i şerîf-i mezkûrda ikāmet-i cum‘a ve îdeyn ve mefrûzât-ı mektûbe edâ ve mekteb-i mezkûrda dahi sıbyân-ı Müslimîne ta‘lîm-i Kur’ân-ı Kerîm-i Hüdâ olunup ve câmi‘-i şerîf-i mezkûr tahtında olan altı bâb dekâkin-i mezkûre ve zikr olunan münhedim kal‘a mahâlli önünde kâin ve terbî‘an yüz altmış yedi zirâ‘ dört parmak arsalı kezâlik altı bâb dekâkin ve cidâr-ı hısn-ı mezkûra muttasıl terbî‘an üç yüz altmış zirâ‘ yirmi bir parmak arsalı kezâlik altı bâb dekâkin câmi‘-i şerîf-i mezkûr müsakkafâtından iken cümlesi bin iki yüz otuz sekiz senesi hilâlinde vukū‘ bulan harîkde muhterik olup arsa-i sırfa kaldıkda Tüfenkhâne-i mezkûr tarafından zabt ve isti‘mâl olunur iken bin iki yüz kırk dokuz senesi şehr-i Rebî‘ülâhirinin on dördüncü Cuma günü dahi sâlifü’l-beyân Tüfenkhâne-i âmire olan ebniye derûnundan harîk zuhûr ile muhterik oldukda arsası Dolmabahçe nâm mahâlde inşâ olunmuş olan tüfenkhâne-i cedîd ebniyesi mesârifine tahsîsan tâliblerine bey‘ ü füruht olunmak üzere Ebniye-i Hâssa müdîri bulunan es-Seyyid Abdülhalim Efendi arsasını câmi‘-i şerîf ve mekteb-i münîf ve müsakkafât-ı mezkûre arsalarına mâ‘an misâha edip terbî‘an on dört bin iki yüz altmış beş zirâ‘ on sekiz parmağa bâliğ ve ba‘dehû ma‘lûmü’l-esâmî zimmîlere bâ-mu‘accele Darbhâne-i âmire tarafından füruht ve kendi taraflarından teberru‘an-li’l-vakf hâne binâ eylemek ve taraf-ı vakfdan temessük olmak üzere mersûmûnun zabt ü tasarrufları’çün yedlerine başka başka mülknâme-i hümâyûn [146] verilmiş ve ba‘dehû asıl Tüfenkhâne-i mezkûr arsasından beş bin dokuz yüz zirâ‘ mahâlli bâ-irâde-i seniyye kayık yapıcı esnâfı mezbûrûna füruht etmeleriyle hâlâ esnâf-ı mezkûre arsa-i mezkûre üzerinde i‘mâl-i san‘at edip ve bin iki yüz elli iki senesi Recebi’l-müreccebinin on birinci günü dahi cidâr-ı hısn-ı mezkûra varınca ale’l-fâsıla zikr olunan câmi‘-i şerîf ve tahtında vâki‘ altı bâb dükkân ve minâre ve mekteb-i münîf arsaları olan terbî‘an beş yüz on bir zirâ‘ on bir parmak mahâlli on iki bin üç yüz yetmiş beş guruş mahalle-i [bedel-i] makbûza ile mersûm Kiryako zimmîye ferâğ ve kasr-ı yed ve yedine bir kıt‘a mülknâme-i hümâyûn verilip ol dahi terbî‘an beş yüz on bir zirâ‘ on bir parmak mahâll-i mezkûra üzeri sundurma sakflı on iki zirâ‘ kaddinde bir ahşâb vapur kömürü mağazası binâ ve inşâ ve derûnuna kömür vaz‘ edip ve cidâr-ı hısn-ı mezkûra muttasıl altı bâb muhterik dekâkinin terbî‘an üç yüz altmış zirâ‘ yirmi bir parmak arsa-i mezkûresini dahi Avrupa tüccârından Anaştaş v. Avakim nâm zimmîye bâ-mu‘accele ve bâ-mülknâme-i hümâyûn ferâğ ve kasr-ı yed ol dahi iki yüz on dört buçuk zirâ‘ mahâllini ekmekçi esnâfından Yorgi ve şerîki İspiro nâm zimmîlere îcâr edip onlar dahi üzerine bir bâb ekmekçi fırını binâsını murâd etmişler ise de bâ-fermân-ı âlî men‘ olunup ve mersûm Anaştaş zimmî dahi bu esnâda terbî‘an üç yüz altmış zirâ‘ yirmi bir parmak arsa-i mezkûre üzerine kezâlik bir bâb mağaza binâsına şurû‘ etmiş ise de hâlâ terk edip ve mârrü’l-beyân münhedim kulle mahâlli önünde olan kezâlik altı bâb muhterik dükkânın terbî‘an yüz altmış yedi zirâ‘ dört parmak arsa-i mezkûresi dahi hâlâ hâliye olmağla ancak kayık yapıcı esnâfı mezbûrûn ve sâir ol tarafda olan ehl-i İslâm mahâll-i mezkûrda bir câmi‘-i şerîf ve bir mektebe muhtâc olup ve bin iki yüz yirmi dokuz senesi hilâlinde ta‘mîr ve tecdîdi iktizâ ettikde vakıfda galle olmamağla diğer arzuhâl hâmişinde mastûr Mesârifât muhâsebesinden muhrec derkenâr nâtık olduğu üzere evsâf ve eşkâl-i merkūme üzere hazîne-i âmire tarafından ta‘mîr ve tecdîd ve mezbûr Mustafa Seyda Halîfe ma‘rifetiyle keşfolunmağla ve câmi‘-i şerîf binâ olunup tahtına kömür vaz‘ olunduğu sûretde dahi câmi‘-i şerîf-i mezkûrun nezâfet ve tahâreti mümkün olmadığından mahzûru derkâr olmağla mahzûrdan sâlim olduğu hâlde emsâli misillü hayrât-ı mezkûre ve mesârifi’çün müsakkafât-ı mezkûre ke’l-evvel binâ ve inşâ olunmak murâdımızdır deyü her biri istid‘â ve istirhâm edip mezbûr Mustafa Seydâ Halîfe dahi mezbûrûnu tasdîk eylediğinden <> mâ‘adâ bu misillü hayrât ve müsakkafâtı binâ ile ihyâ öteden beri âdet-i mesûbât-gāyet-i Devlet-i aliyye-i ebed-bekā olmağla ber-mûceb-i istid‘â işbu husûs-ı mesûbât-ı mahsûsun tesviye ve icrâsı menût-ı re’y-i âlîleri idiği İstanbul Mahkemesi’nden huzûr-ı âlîlerine i‘lâm olundu bâkī emr ü fermân hazret-i men-lehü’l-emr.

Fî 3 [Re]ceb sene 1258