.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 172 Numaralı Sicil (H. 1257-1258 / M. 1841-1842)
cilt: 96, sayfa: 490
Hüküm no: 424
Orijinal metin no: [167-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Berber Mehmed Nuri Ağa’nın kendisine ait tütüncü dükkânı gediğini zapt ettiği iddiasıyla Mehmed Bey’e açtığı davanın zaman aşımı nedeniyle reddedildiği

Tütüncü dükkânı men‘i

[Ma‘rûz]

Mübârek ve mes‘ûd rikâb-ı kamer-tâb-ı merâhim-nisâb-ı mülûkâneye takdîm-i arzuhâl eden Berber Mehmed Nuri Ağa b. Mustafa bi’l-ma‘iyye rü’yete memûr evkāf müfettişi İstanbul pâye-i celîlesiyle mübâhî izzetlü fazîletlü es-Seyyid Mehmed Emin Âsaf Beyefendi tarafından meb‘ûs Mehmed İzzet Efendi hâzır olduğu hâlde bi’d-defa‘ât Çarşamba günleri huzûr-ı hazret-i Fetvâ-penâhî’de ma‘kūd meclis-i şer‘-i münîrde zikri âtî bir bâb vakıf berber dükkânına bâ-temessük-i mütevellî bi’l-icâreteyn mutasarrıf olan derûn-ı arzuhâlde mezkûrü’l-ism Mehmed Bey b. el-Hâc Mehmed Esad muvâcehesinde tütüncü esnâfı Kethudâ vekîli İbrahim Efendi hâzır olduğu hâlde bâ-irâde-i seniyye hazîne-i Evkāf-ı Haremeyn-i Muhteremeyn tarafından idâre olunan evkāfdan merhûme Şerife Ümmügülsüm Hatun Vakfı müsakkafâtından mezbûr Mehmed Bey’in ber-vech-i muharrer müstakıllen taht-ı tasarrufunda ve menzili tahtında olup ma‘rifet-i şer‘le mu‘âyene olunan medîne-i Üsküdar’da Vâlide-i atik Câmi‘-i şerîf’i civârında Kasım Ağa Çeşmesi ittisâlinde kâin el-yevm önü peykeli bir bâb vakıf berber dükkânının fi’l-asl derûnu bin iki yüz kırk bir senesi evâhirinde bâ-irâde-i şâhâne ocakları hedm ü imhâ ve gedikleri ref‘ ü ilgā olunan kahvehânelerden ve peykesi dahi tütüncü dükkân derûnunda mevcûde tütüncü gediği olup dükkân-ı mezkûr şurût-ı nizâmda dâhil mu‘teber ve diğer arzuhâl hâmişinde mastûr işbu derkenâr nâtık olduğu üzere Eshâm Muhâsebesi’nde mukayyed olan çeşme-i mezkûr kurbünde kâin Bölükbaşı Mehmed Ağa dükkânı olup mezbûr Mehmed Ağa gedik-i mezkûra mâlik ve dükkân-ı mezkûr şehriye altmış para kirâ ile taht-ı icâresinde iken bin iki yüz üç senesi hilâlinde fevt ve gedik-i mezkûr sulbiye kebîre kızı ve hasran vârisesi vâlidem Hatice Hatun’a mevrûs olup ol dahi bin iki yüz yirmi sekiz senesi hilâlinde vefât ettikde verâseti ancak bana münhasıra ve gedik-i mezkûr dahi hasran bana mevrûs olmuş iken ben târih-i merkūmdan işbu târih-i i‘lâma gelince otuz sene müddet dükkân-ı mezkûrun gerek mutasarrıf-ı sâbıkları ve gerek mutasarrıf-ı lâhıkı olan mezbûr Mehmed Bey ile bir beldede sâkinler olup dükkân-ı mezkûra i‘tibâr ve rağbet etmediğimden mülk sâhibleri ile gedik-i mezkûrun dükkân-ı merkūmda icrâsına dâir nizâ‘ ve ol-vechile husûs-ı mezkûru da‘vâ etmeyip bilâ-özr sükût ve terk-i da‘vâ dahi edip mülk sâhibleri <> muvâcehemde diledikleri gibi tasarruf etmişler ise de el-hâletü hâzihî dükkân-ı mezkûru mâl-ı mevrûsum olan gedik-i merkūmu vaz‘ ve derûnunda tütüncülük icrâ etmek üzere bana teslîm birle kirâ-yı mezkûresini mâh be-mâh yedimden ahza mezbûr Mehmed Bey’e cebr olunmak murâdımdır deyü da‘vâ ettikde ol dahi istintâk olundukda cevâbında derkenârda mastûr [ve] mukayyed olan müdde‘î-i mezbûrun ber-vech-i muharrer ceddi ve mûrisi Bölükbaşı Mehmed Ağa dükkânı mutasarrıf olduğum dükkân-ı mezkûr karşısında vâki‘ bakkāl dükkânı ittisâlinde olup ba‘dehû zikr olunan bakkāl dükkânına ilâve olunmağla mahâlli hâlâ zikr olunan bakkāl dükkânının bahçesidir deyip müdde‘î-i mezbûr Mehmed Nuri Ağa’nın ber-minvâl-i muharrer müdde‘âsını inkâr eylediğinden mâ‘adâ dükkân-ı mezkûr derkenârda mastûr [ve] mukayyed olan Bölükbaşı Mehmed Ağa dükkânı olduğuna dâir müdde‘î-i mezbûr yedinde bir sened olmayıp mahâllinde bir kimesne dahi haber vermeyip ve mezbûr Mehmed Bey’in dahi tasdîk etmediğinden gayrı takrîr-i meşrûhu üzere tasaddî eylediği da‘vâsında şaibe-i mürûr-ı zaman olduğundan mâ‘adâ şer‘an ve nizâmen iltifâta şâyân olmayıp mûcebiyle müdde‘î-i mezbûr Mehmed Nuri Ağa da‘vâ-yı mezkûresiyle mezbûr Mehmed Bey’e bî-vech [şer‘î] mu‘ârazadan men‘ olunduğu İstanbul Mahkemesi’nden huzûr-ı [âlîlerine i‘lâm olundu]

Fî 9 Ş sene 1258