|
Bab Mahkemesi 46 Numaralı Sicil (H. 1096 - 1097 / M. 1685 - 1686) cilt: 19, sayfa: 476 Hüküm no: 565 Orijinal metin no: [95a-1] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Âbid Mehmed b. Ahmed’in eski eşi Fâtıma bt. Hacı Mehmed’e yarı ev hissesini iade etmesi
Mahmiye-i İstanbul’da Dülgerzâde mahallesinde sâkine Fâtıma bt. el-Hâc Mehmed nâm hâtun meclis-i şer‘-i şerîfde zikr-i âtî menzile vâzı‘ü’l-yed olduğu şer‘an sâbit olan zevc-i sâbıkı Âbid Mehmed b. Ahmed nâm kimesne muvâcehesinde üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip merkūm Âbid Mehmed ile zevciyyet beynimizde kāime iken bin seksen yedi senesi şehr-i Rebî‘ulâhiri gurresinde mahmiye-i mezbûrede vâki‘ bir tarafdan Üstâd Ahmed vakfı olan menzil ve bir tarafdan sarrâc Ahmed mülkü ve bir tarafdan Ümmühâni nâm hâtun mülkü ve bir tarafdan tarîk-i âm ile mahdûd fevkānî iki bâb oda ve tahtânî bir bâb oda ve bir sofa ve bir kenîf ve cüneyneyi müştemil olup arsasının senede Ayasofya-i kebîr vakfına üç akçeli mukāta‘alı mâlikesi olan Hatice bt. Hasan nâm hâtundan merkūm Âbid Mehmed nısf-ı şâyi‘i şirâ murâd eyledikde nısf-ı şâyi‘-i âharını dahi benim için şirâya tarafımdan merkūm Âbid Mehmed’i vekîl nasb edip ol dahi ba‘de’l-kabûli’l-vekâle menzil-i mahdûd-ı mezbûrun nısf-ı şâyi‘ini kendi ve nısf-ı şâyi‘i âharını benim için merkūm Hatice Hâtun’dan on altı bin beş yüz akçeye iştirâ ve tesellüm ve semeni olan meblağ-ı mezbûru sekiz bin iki yüz elli akçesini benden kabz ve merkūme Hatice Hâtun def‘ ve teslîm edip hattâ mezbûr Âbid Mehmed menzil-i mahdûd-ı mezbûrun nısf-ı sâbıkı benim mülküm olup kendinin alâkası olmadığı alâ ruûsi’l-işhâd ikrâr ve işhâd dahi etmişiken menzil-i mezbûrun cümlesine bi gayri hakkın vaz‘-ı yed eder merkūm Âbid Mehmed’e suâl olunup menzil-i mahdûd-ı mezbûrun nısf-ı şâyi‘inden kasr-ı yed ve bana teslîme tenbîh olunmak matlûbumdur dedikde gıbbe’s-suâl ve akībe’l-inkâr müdde‘iye-i mezbûreden müdde‘âsını mübeyyine beyyine taleb olundukda udûl-i müslimînden olup merkūm Âbid Mehmed’in câr-ı mülâsıkı Ahmed Çelebi b. Ali ve Mustafa b. Mehmed nâm kimesneler li ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup istişhâd olunduklarında fi’l-hakīka mezbûr Âbid Mehmed bundan akdem menzil-i mahdûd-ı mezbûrun nısf-ı şâyi‘ini zevcem merkūme Fâtıma için ve nısf-ı âharını kendi nefsim için merkūme Hatice’den on altı bin beş yüz akçeye iştirâ ve tesellüm edip menzil-i mezbûrun nısf-ı şâyi‘i mezbûre Fâtıma’nın müşterâsıdır benim alâkam yoktur deyû bizim huzûrumuzda ikrâr ve bizi işhâd etmişidi biz bu husûsa bu vech üzre şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyû her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye ettiklerinde ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiyye şehâdetleri makbûle olmağın mûcebiyle ba‘de’l-hükm menzil-i mahdûd-ı mezbûrun nısf-ı şâyi‘inden kasr-ı yed ve müdde‘iye-i mezbûre Fâtıma’ya teslîme mezbûr Âbid Mehmed’e tenbîh birle mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’s-sânî ve’l-ışrîn min Şa‘bâni’l-mu‘azzam li sene seb‘a ve tis‘în ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Mustafa Çelebi b. el-Hâc Ahmed, İbrahim Çelebi b. Mehmed, Süleyman Çelebi b. Ahmed, Mehmed b. Abdullah, Ahmed b. Ahmed.
|